Bir yaşam koçu, danışanının hikayesini paylaşmış bloğunda. Erkek, karısına 3 çocuktan sonra erkeklere ilgi duyduğunu itiraf edince, üzüntüsünden kocasını tedavi ettirmenin yollarını arıyor. Yaşam koçu eşcinselliğin bir hastalık ve seçim olmadığını, homofobik bir dünyada kimin zorlukları seçebileceğini söylüyor. Ama dönüp dolaşı bir yerde bir çuval inciri mahvediyor. Diyor ki, eşcinsellerin geçmişinde kendilerinin bile hatırlamayacakları bir taciz, bir tecavüz hikayesi var.
İnsan tecavüze uğrayınca eşcinsel olur mu allahaşkına? Tecavüze uğramayıp da eşcinsel olanlar nasıl açıklanacak? Hem insan aksine tecavüze uğrayınca nefret etmez mi daha eşcinsellikten? Yani tecavüze uğrayan erkek eşcinsel olur demek, eşcinsellik sonradan olan anal bir alışkanlık demek gibi bir şey. Yazar eşcinselliğin sadece cinsel bir şey olmadığını, duygusal bir şey olduğunu da söyleyerek kendisiyle çelişyor da. Gerçekten eşcinselliğin tecavüzle alakası olamaz. Bu şu demek de oluyor. Heteroseksüeller de tecavüze uğradıkları için heteroseksüel oluyor!
Ben şöyle düşünüyorum bu tür haberleri. Hani gizli reklam verilerek bilinç altına o marka yerleştirilir ya, eşcinsellikle ilgili verilen doğru bilgilerin arasına bir tane akılda kalacak öyle yanlış bir bilgi yerleştiriyorlar ki, bütün doğrulardan baskın çıkıyor ve dikkat çekiyor ve bütün doğruları o bir yanlış silip süpüyor. Şimdi eşcinsellik doğuştan desen ne olacak, hastalık desen ne olacak tecavüze uğradıkları için eşcinsel olunuyor dedikten sonra.
Bir blog yazısı olmasına rağmen anasayfada bile yer aldığına göre bu yazı, acaba Milliyet gazetesinin dolaylı homofobisinin bir ifadesi mi diye düşünmeden edemiyor insan. Çünkü Milliyet Blog'da eşcinsellikle ilgili konu başlığının olmamasını hatırlamama rağmen hala bir başlık eklemediler Milliyet Blog'a. Ben mesela Kültür Sanat başlığı altında yazmaka kalıyorum orada yazılarımı veya onlar değişik başlıklar altında yayınlıyorlar.
http://blog.milliyet.com.tr/escinsel-bir-erkekle-evli-olmak/Blog/?BlogNo=549726
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder