10 Ekim 2013 Perşembe

Sözde ahlakçılık


Hürriyet gazetesinden Ayşe Arman, giydiği kıyafet yüzünden Bakan tarafından hedef gösterildiği için işine son verilen Gözde Kansu ile konuşmuş. İşten çıkarılma süreci aynı düşündüğümüz gibi gelişmiş. Yani Gözde Kansu'nun görevine, Bakan dekoltesini fazla açık bulup hedef gösterdiği için son verilmiş. Performans yetersizliği veya sunum tarzının programla örtüşmediği bahaneymiş. Gözde Kansu'yu bulup teklif götürenler yapımcılar, sunumunu çok rahat yapmasını isteyenler yapımcılar, program banttan olduğu için çekim sonrası her şeyin çok güzel olduğunu söyleyen yapımcılar, bu yüzden sunucuyu tebrik eden de yapımcılar... Çekim öncesi ve sonrası kıyafet de onaylanıyor yapımcılar tarafından. Program yayınlanıyor da. Yani sunucuyla, sunumla, kıyafetle ilgili hiçbir problem yok. Ne zaman Bakan sunucunun dekoltesinden rahatsızlığını dile getiriyor, Gözde Kansu'nun işine son veriliyor.

Hiç mi yüzleri kızarmıyor insanların yalan söylerken? Neymiş sunucunun sunum tarzı program konseptiyle örtüşmüyormuş, neymiş performansı yetersizmiş. Program yayınlanıncaya kadar "Aklınız nerdeydi?" diye sormazlar mı? Tabi emir büyük yerden gelince, bahaneler yaratmak hiç sorun değil. Peki Bakan'a ne demeli? Sunucu için, "Ben bu kişiyi tanımam, onun için söylemedim, işten çıkarıldıysa bana ne?" demişti. Acaba hangi sunucu için söyledi? Biz de bilelim ki, hedefin Gözde Kansu olmadığına, yapımcının gerekçelerine inanalım.

Ahlakçılık yapmak amacıyla düşünmeden konuşuyorlar, tepki gelince çark ediyorlar. Söylediklerinize inanmıyorsanız niye konuşuyorsunuz, inanıyorsanız niye arkasında durmuyorsunuz? İnanılmayan ve arkasında durulmayan şeylerin ahlakla alakası olabilir mi? Bunların yaptıkları da sözde ahlakçılık işte. Çünkü ahlak memede olmaz, vicdanda olur, dürüstlükte olur, samimiyette olur...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder