Peki bu durum LGBT'leri ruhsal olarak hiç yaralamıyor mu? Alıştırabiliyoruz ama bilinçaltımızda patolojik bir durum söz konusu olabiliyor sanırım. Kimisi bunu dışa vuruyor, kimisi içinde habisleştiriyor olabilir. Durumu genelleştirmek yerine kişiselleştirmek istiyorum burada. Bazılarına göre dejenerasyon olabilir ama bana göre ruhum ve bedenim kaldırabildiğine göre normal sayabileceğim, miktar olarak cinsellik konusundaki algıları tepe taklak edecek yoğun bir seks trafiğim oldu. Bu benim yapım kaynaklıdır mutlaka, toplumsal ahlakçılığı bahane etmem gerekir ama seksin tabu ve de ahlaksızlık sayılmadığı bir dünyada yaşamadıktan sonra da ben dahil kimse bilemez gerçek durumumun ne olduğunu.
Her neyse işte, seks trafiğimin çok hızlı aktığı günlerde, "yapımın da sınırlarını zorladığım anlar oldu" diyebilirim. O andaki veya sekslerden sonraki beynimi yokladığımda, kendimi intikam alır bir şekilde hissettiğim anlar olmadı diyemem. Toplumun eşcinselliğe ahlakçı bakışına karşı bir çeşit isyandı yaşadıklarım. Heteroseksizme, "Sen ne kadar baskı uygularsan bana, ben o kadar fütursuzlaşırım" diyordum adeta. Kendimi ne kadar çok seks yaparsam, o kadar iyi hissediyordum. Zerre kendimi kirlenmiş veya lüzumsuz bir şey yapmış gibi hissetmiyordum. Çünkü bu durum hayatımın akışını aksatmıyordu, aksatsa bile her şeyi yoluna koyabiliyor, hayatımın akışına yetişebiliyordum. Böyle bir kendiyle barışık olma durumuyla başkasının ne düşündüğünün önemi olabilir mi? Zaten yaptıklarım başkalarının ahlakçı düşüncesini bertaraf etmek için. Hiç mi kendim değildim bunları yaşarken? Herkesin yapısı şahsına münhasırdır. Potansiyelim olmasa, ne kadar lüzumsuzca isyan edebilir ve kendimi psikolojik olarak edebilirim ki? İnsanın ruhunu-beynini tatmin etmek için de bedenini kullanmasından doğal ne olabilir ki? Toprak dolacağına et dolsun!
Gelelim işin sinematografik bölümüne. Telif hakkı isterim bu düşüncelerimi kullanandan, ona göre! Keşke eşcinselliği derinlemesine işleyebilecek kapasitede ve cesarette yönetmenlerimiz olsaydı da, dünyanın eşcinsel tarafına da bir el atsalardı. Evet, gelelim seks yaparkenki Halil'in beyninin asıl konusunu incelemeye. Laflarımı da biraz dolandırıyorum kusura bakmayın ama, yazdığım yazıda her anlattığımın, söylediğimin cevabının da olmasını istiyorum. Dayanaksız düşünceyi kabul etmediğim için kendimle çelişmemem gerekiyor. Ha, bazılarının düşüncesine uymayıp gene çelişkili sayılabilirim ama ben kendi mantığıma göre haklılığımı savunduğumun altını çizeyim. Dünya heteroseksüel değil ama bazıları, artık bazılarının neden böyle olduğuyla da fazla laf kalabalığı yapmayayım, kısaca kapasitesizlik ve bu kapasitesizliğin çıkarına uygun davranmak diyelim, heteroseksist oluyor, erkek cinsiyetçiliği yapıyor. Ve dünya bu şekilde kullanıldığı için de, heteroseksüel olmayan da heteroseksist olabiliyor. Onlarınki de kapasitesizlik olduğu için gerçek kimliklerinden ödün veriyorlar ya. Kısaca herkes erkek gibi davranmaya çalışıyor, erkek gibi düşünmeye çalışıyor. Oysa erkekliğin idealleştirilecek bir tarafı yok. Zararlı ve doğaya ters yapay bir yapı. Doğal olmayan bir yapı da ne kadar dik durabilir ki? Mutlaka yapısallığının zaaflarına yenilip özüne döndüğü anlar olacaktır. Mutlaka heteroseksist dünya bile ona fire verdirecektir benim boşluklarını yakalayabildiğim ve fırsatçılık yaptığım, İNTİKAM aldığım! Aaauuuvvv! Gerçi aslolan heteroseksüellik olsa ben ne kadar fırsattan istifade intikam alabilirim ki? Ayrıca bunun adına ne kadar intikam denebilir ki? Sadece tükürdüklerini yalatıyorum, övündükleri veya bazı uzuvlara indirgedikleri erkekliklerini 180 derece yere seriyorum. Bazen pişmanlık yaşıyorlar her teslimiyetten sonra ama insan her seksi geldiğinde de teslim oluyorsa, o pişmanlık da anlamını yitirir veya psikolojiye etkisi anlık bir şeydir veya dildedir sadece. Onların erkekliğinin bir anlamdaki yenilgisi, onları doğalarına kazandırmanın vicdani bir rahatlığıyla beni mutlu da ediyor. Aslında intikam alırken yararlı bir işte yapıyorum anlayacağınız.
Gelelim kişisel intikamıma. Onları teslim alırken, onların anlayacağı dilde, onlar heteroseksistlik yaparak eşicinselleri nasıl aşağıladılarsa, aynı şekilde, en heteroseksistçe tüm küfürleri sıralıyorum. Heteroseksizmin eşcinsellere kustuğu öfkenin aynısını kütle kütle boşaltıyorum beynimden. Evet sertleşiyorum ama bütün bu olanlar sadece beynimin içinde ve de cinsellik bazında kalıyor. Onlarınki sadece bedensel bir teslimiyet. Tabi bu onlar için en aşağılayıcı küfürden daha ağır bir aşağılanma durumu ama yapılacak bir şey yok. Hayatın kaçınılmaz gerçeği. Kendileri erkekliği yücelterek orjinal yapılarını yok sayıyorlar. Ben, biz eşcinseller onlara hiçbir şey yapmıyoruz ama onlar hem bize, hem de kendilerine gereksiz bir şekilde eziyet ediyorlar. Biz eşcinseller asında heteroseksistleşen dünyanın dengesini sağlıyoruz. Dünya heteroseksüel ve de eşcinsel ama asla heteroseksist değil, olmamalı da.
Lügatta "fansextik" diye bir kelime bulamadım. İntikamımı karşımdakinin gönüllü bedensel teslimiyeti sayesinde cinsel ve sadece beynimde aldığım için, fantezi kelimesiyle seks kelimesini birleştirerek fansextik yaptım.
Not: Yanlış cümle kurduysam, sonra düzeltirim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder