Ve sen ne kadar kendini sakınırsan sakın, homofobiye maruz kalıyorsun. Homofobinin yalnız bırakılma gibi ayrımcılıklarından bahsetmiyorum bile. Çünkü o kadarına razıyım. Ne olacak ki insanlar benim eşcinsel olduğumu anlayıp aralarına almayınca? Ben de çok meraklı değilim zaten beni istemeyenlere. Bu durumdan üzülecek olan, utanacak olan ben değil, sırf cinsel yöneliminden dolayı bir insana ayrımcılık yapandır.
Kendim vicdanımı rahatsız edecek bir davranışta bulunmadığım sürece, başkalarının nezaketsiz davranışlarını o kadar kafaya takmam ama şiddetin kokusunu alır almaz çok tırsıyorum. Şiddete yapım gereği karşıyım ama şiddetten bu kadar çok korkmamın arkasında yaşadığım şiddetlerin etkisi var tabiki de. İnsanlara homofobi hastalığı bulaş(tırıl)mışsa ve eşcinsel olduğun anlaşılıyorsa sana çatmak için bahane arıyorlar. Mesela bugün sporda iki kuş beyinli (kuşlardan çok özür dilerim) bana güldüler. Karşılık vermeyince laf attılar ve duymazlıktan geldim tabi.
Bir de eşcinselliğe hastalık diyorlar; Koskoca milletvekilleri falan var böyle-eşcinselliğe hastalık diyen veya eşcinselleri tedavi etmek isteyen terapistler... Nasıl bir uzmanlıktır, milletvekili olarak falan nasıl bir sorumsuzluktur demeyeceğim bile. Çünkü çıkar her şeyin üstünde olan bir bencilliktir ama bir insanı yapısından dolayı aşağılamak, onu nefrete-şiddete hedef göstermek "Nasıl bir insanlıktır?" diye sormadan edemiyorum. İnsanlık sana benzeyeni kabul etmek, yüceltmek, sana benzemeyeni yok saymak, yok etmek midir?
Gerçekten ne istiyorsunuz eşcinsellerden, derdiniz ne de uğraşıyorsunuz eşcinsellerle? Yıllardır eşcinsellerin heteroseksüelleri rahatsız ettiği iftirasına falan sığınıyorsunuz? Oysa gerekmediği sürece dışarıya çıkmasak bile bela oluyorsunuz. Sorun sanırım insanların içlerinde barışamadıkları kimlikleri. Heteroseksist toplumların acilen kendileriyle barışma terapisine ihtiyacı var. Yöneticiler ve uzmanlar bu konuya eğilirse gerçek sorun halledilecek, gerçek hastalık tedavi edilecektir kuşkusuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder