25 Ekim 2013 Cuma

Eşcinsel Aşk


Heteroseksizmin cinsiyetçi engellerine çok çarpmamış genç eşcinseller, içgüdülerinin dinamik enerjisiyle aşka dair güçlü umut besliyorlar ama olması gerektiği halde olmayınca da karamsarlığa kapılıyorlar, duygusal çöküntüye uğruyorlar paylaşımsızlığın etkisiyle. Bu konudaki tecrübe(liler) onlara heteroseksizmin eşcinsel aşka dair gerçeklerini söylese de, bu onları avutmuyor. Haklı olarak illaki "aşk" diyorlar da başka bir şey demiyorlar. Mantıklı olmak yerine acıyı tercih ettiriyor aşka dair beli tam anlamıyla kırılmamış umutlar. Aşk çok doğal bir şey olduğu için de, heteroseksizmin imkansızlıklarını kabul edinceye kadar o aşk acısıyla yanmayı tercih ediyorlar. Çünkü insan kendini gerçekleştiremeyince umudu da bitmiyor. Ta ki kan dolaşım sisteminin yavaşlamasına paralel olarak umutlar kalmayıncaya kadar. Aşkla dünyaya gelen bedenler, aşksız hayat sürüyorlar, hayattan aşksız geçiyorlar yani.

Bu aşksızlığın sebebi sadece eşcinsellerden bağımsız heteroseksizm değil, eşcinsellerin de heteroseksizme tabi olması. Heteroseksizmin etkilerinden kendini koruyabilmiş nadir eşcinsel vardır. Eşcinsellikleriyle barışan eşcinsellerin bile, farkında olmadan bilinçaltlarına yerleşiyor heteroseksizmin kodları. Eşcinseller de kendilerini cinsiyetçi heteroseksist kalıplara yerleştiriyorlar. Eşcinseller arasındaki cinsiyetçi sınıflandırmalar kişisel beğeni babında seçimler değil, bilinçaltımıza yerleşen heteroseksist etkilerin dışa yansıması bence. Daha açık bir şekilde, eşcinseller bile cinsel yönelimlerini gerçekleştirirken sanki tek doğruymuş gibi kadın erkek beraberliğine uygun şekilcilikler yapıyorlar. Bunun adına yapıya bağlı tercih diyorlar ama bana pek inandırıcı gelmiyor. Eğer tercihse, bu eşcinselliği yok sayan heteroseksizmi onaylamaktan başka bir şey olabilir mi? Tamam doğanın yapısında heteroseksüellik var ama heteroseksüelliğin cinsiyetçi hale gelmiş halinden etkilenmemiş bir eşcinsellik olamaz mı? Heteroseksizmin güçlü dayatmasının olduğu kültürlerde olamayabilir ama "eşcinselliği dışlayan bir heteroseksizmi direkt kabul etmek yerine sorgulamakta fayda var" diye düşünüyorum.

Örnekleri herkesin anlayacağı şekilde netleştirirsek... Eşcinseller bile eşcinselliği feminenlik olarak içselleştirmişler ya, bunlar kendilerini genelde kadın gibi hissettikleri için, sadece maskülen gizli eşcinsellerle beraberliği tercih ediyorlar. Ben buna "erkekçiliğin eşcinsel hali" diyorum. Tabi ki bu tür beraberliklerin devamlılığı olamaz. Çünkü;

 1. Bu erkek görünümlü eşcinseller kendilerini heteroseksist hayata mecbur hissettikleri için, heteroseksist yaşama karışacaklardır mutlaka heteroseksist bir dünyada. Karışma yaşı gelinceye kadar kendi duygularına göre hareket edebilirler gizli-saklı da olsa ama heteroseksizmin heteroseksüel evlilik, çoluk-çocuğa karışma gibi rutinlerini gerçekleştirmek zorundadırlar erkekliklerine zeval gelmemesi için. Yani heteroseksist kodları olan feminen eşcinsellerin, hatta transseksüellerin bile erkek görünümlü maskülen gizli eşcinsellere umut bağlamaması gerekir.

2. Bu erkek görünümlü eşcinseller ne kadar maskülen-maço görünseler de, aslında eşcinsel oldukları için biyolojik olarak kendi biyolojik cinsiyetlerine uygun eşcinselleri arzulamaktadırlar ama gerçeklerle yüzleşemedikleri ve sahte de olsa erkekliklerini muhafaza etmek için travestileri, transseksüelleri tercih etmektedirler (Hatta o transseksüellerle kendi kadın taraflarını bile tatmin etmektedirler bu gizli maço görünümlü sahte eşcinseller) ama asıl aradıkları şekil olarak da erkek-erkeğe eşcinselliktir. Çünkü heteroseksüel iseler doğuştan biyolojik karşı cinsi tercih edeceklerdir doğal olarak. Heteroseksizmi karşısına alıp da, beyinsel transseksüelliğe değer verecek bir heteroseksüel var mıdır acaba heteroseksist bir kültürde? Feminen eşcinsellerle kendilerini tatmin etmeye çalışırlar ama asıl istedikleri aslında erkek görünümlü eşcinsel olduğu için, bir süre sonra heyecan kalmayacağından, sürekliliği olmayacaktır feminen eşcinselle, sahte erkek beraberliklerinin.

Durum sadece feminen eşcinseller tarafında vahim değildir, gizli maskülen eşcinseller tarafında da vahimdir, hatta o tarafta çok daha vahimdir. Çünkü eşcinsel olsalar da erkek bilindikleri ve gizli oldukları için, hayallerindeki erkek görünümlü eşcinsellere yaklaşmak çok zor, hatta imkansızdır. Bu zorluk sadece dış kaynaklı değil, psikolojik olarak kendileri de sahte de olsa erkekliklerine yedirememektedirler erkek erkeğe beraberliği. O yüzden genellikle devamılılığı olmasa da feminen eşcinselleri tercih etmek zorunda kalırlar.

Hal böyle olunca da heteroseksist kültürlerde eşcinsellerin aşk yaşayamamış olması normal değil mi tecrübeyle sabit bir şekilde. Tabi gene de aşk denemeye değer. Zaten aşk bir denemedir. Eşcinsel aşk kabul edilse bile denemeden öteye gidemeyecektir. Çünkü mutlu sonsuz aşk yoktur. Sadece mutlu sonsuz aşka inanmak vardır. Bir süre sonra o inanç da kalmıyor zaten.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder