Ekonomik imkansızlıklar? Sanmıyorum. Vardır, olabilir ama çok nadir.
Evde kalmış olduğundan? Erkeğin yaş sınırlaması yok ki. İstediği yaşta evlenebilir ülkemizde. Hatta kendi yaşının 5'te bir yaşında olan biriyle bile evlenebilir. Çünkü seçme hakkı erkeklerde ülkemizde.
Özgür yaşam için? Kaç tane erkek vardır ki erkek egemen bir toplumda bireysel özgürlüğüne düşkün ve bunu hayat boyu devam ettirebilecek? Erkek egemen toplumlarda özgürlük bile heteroseksizmin erkeklik gerekliliklerini yerine getirmekle mümkündür.
Fiziksel veya zihinsel özürlülük? Kör satıcının kör alıcısı yok muydu hani?
Ailesine bakmak zorunda olduğu için? Aileler bakımsızlıktan ölme pahasına, erkek çocuklarının erkek namusu ve şerefi için böyle bir şeyi kabul etmezler.
Kendisine uygun bir eş adayı bulamaması? Milyonlarca insan arasından kendine bir eş bulamıyorsa, başka nereden bulacak ki?
Evliliğe karşı soğuk olmasına sebep olan şiddet gibi psikolojik etmenler? Erkek şiddetnin hakim olduğu bir dünyda mı?
Kariyer, başarı gibi hedefler? Erkeğin önünde engel değil, daha artı puan evli olması? Çünkü o zaman hayta sayılmazlar.
Özgür seks hayatının olması? Geleneksel toplumlarda evliliğin sebeplerinden birisi sekstir ama seks dışında da gelenekselleşmiştir evlilik. Hem erkekler için evlilik özgür seksin önünde bir engel değil ki. Seks kadınlar için bir evlilik gerekçesi olabilir bizim gibi toplumlarda.
Evlilikte erkeğin sözü geçtiği için, egemenliğini kaybetme korkusunun da olmaması gerekir.
Geriye ne kalıyor? Eşcinsellik. E, eşcinseller karşı cinsle evlenebiliyorlar eşcinsel olmalarına rağmen. O zaman açık veya kapalı, bilinçli eşcinsel oluyor evlenmeyen erkekler. Türkiye'de evlenmeyen 28 Bin erkek varmış. Bu, bilinçli 28 Bin erkek olduğunu mu gösteriyor? Aslında bilinçli olmak da ülkemizde ikiye ayrılıyor sanırım. Bir içgüdüselce bilinçli ama mantıken bilinçsiz eşcinseller, bir de neyi, neden yapıp-yapmadığını bilen bilinçli eşcinseller. İçgüdüselce derken şunu demek istiyorum. Karşı cinsten hoşlanmıyor ama üzerinde çok toplumsal baskı hissetmediği için, içinden gelmeyen bir şeyi yapmıyor. Yani eşcinselliğin doğallığının ve eşcinsel hakları için mücadelenin öneminin farkında bile değil. Karşı cinse vereceği mutsuzluğu düşündüğünden veya kendisine, eşcinselliğine saygı duyduğundan değil. Sadece zorlamıyor kendini.
Tabi bir de görünüşte ve nüfus cüzdanında erkek gözüküp de cinsiyet kimliği karşı cinse ait olan transseksüeller var. Acaba bu 28 Bin nüfusun tamamı transseksüel mi oluyor? Çünkü eşcinsellerin, çok azı dışında büyük baskıyı bırakın, sırf ailesini üzmemek bahanesi veya kendisiyle tam anlamıyla barışık olmadıkları için, topluma karşı erkek görünmek için evleniyorlar.
Transseksüelliğinin farkında olduğu halde bile karşı cinsle evlenenler var. Bunlar da trans kimliğiyle asla barışamayan kimlikler oluyor. Evlenmeyen transseksüeller de, bedensel erkekliğiyle asla barışamayan özgüvensiz kimlikler mi oluyor? Kimse üzerine alınmasın lütfen. Çünkü tanıdığım o kadar çok homofobik ve transfobik transseksüel var ki. Evlenmiyorlar ama asla transseksüellik ve eşcinselliğe inanmıyorlar. Bir sihirli değnek olsa, hemen translıklarından veya eşcinselliklerinden kurtulup, biyolojik cinsiyete uygun toplumsal bir cinsiyete kavuşacaklar. Gerçekten toplum kabul etmese de, eşcinsel veya transsesksüel olmak insanın kendinden nefret ettirmesini gerektirmez ki.
Transseksüellerin biyolojik cinsiyet takıntısı, beyinsel anlamdaki cinsiyet kimliğiyle çelişerek, kendilerini toplumsal cinsiyetçiliğe dahil etmiyor mu biraz? Çünkü toplumsal cinsiyet biyolojik cinsiyet üzerinden inşa ediyor kendini. Toplumsal cinsiyet, toplumsal bazda bir varoluş şekli olabilir ama, ayrımcılığın da en önemli etkeni değil mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder