16 Ocak 2013 Çarşamba

Sadece Heteroseksüeller İçin Reform!

Avrupa Birliği'ne katılmak isteyenlerin oranı % 43'e düşmüş. AB'yi istemeyenlerin oranı da % 41'miş. Hükümete göre bunun sebebi AB'nin çarpık ve çifte standartlı politikalarıyla halkın güvenini kaybetmesindenmiş. Yoksa Türkiye'nin Avrupa karşıtlığı yokmuş. Çünkü Avrupa ülkeleri arasında en reformcu ülke Türkiye'ymiş.

Reformcu ülkeye bakın! Beni yok sayan, haklarımı gasp edip geri vermeyen ülke nasıl reformcu oluyor anlayamıyorum. Ben, ben olarak yaşayamadıktan sonra reform bunun neresinde? Ben, ben olarak tanınmayınca haklarımı  kullanamıyorum ki. Haklarımdan önce ben tanınmadıktan sonra, Anayasa'da adım geçmedikten sonra Devlet tarafından korunmuyorum bile. Canıma kasdedenlere hak ettikleri ceza verilmiyor bile ben tanınmadıktan sonra. Çünkü ben yok sayılıyorum. Yok sayılınca da ne haklarımı kullanabiliyorum, ne de kaale alınıyorum, insan yerine koyuluyorum. İnsanlar bu yasal tanınmamazlığım yüzünden bana keyfi davranıyor. Eşcinsel dendiği zaman, insanların kafasında ne sevgi kalıyor, ne de saygı. Olmayan bir kimliğe kim saygı-sevgi gösterir ki?

Dünyanın bütün reformlarını gerçekleştirseniz dahi, bir insana cinsel yöneliminden dolayı haklarını teslim etmedikten, onun can güvenliğini sağlamadıktan sonra bütün yapılanlar anlamını yitirir. Ben heteroseksüel olmadığım için, heteroseksüel olarak yaşamak istemiyorum ki, heteroseksüellerin haklarından faydalanabileyim. Ben nasıl bir heteroseksüelle evlenip çocuk sahibi olabilirim? Hangi yüzle karşı cinsi kandırabilirim? Bir kadına dürüst bir şekilde, "Ben eşcinselim ama dinimiz buna karşı çıkıyor, insani haklarımdan da eşcinsel olarak yaşadığım sürece faydalanamıyorum. Eşcinsel olduğum için Devlet beni tanımıyor ve yasal olarak da can güvenliğimi sağlamıyor. Toplum tarafından da dışlanıyorum. İş bulamıyorum ve toplum tarafından çaresiz bırakılıyorum. Yani insan olmama rağmen kimliğime uygun yaşamama izin verilmiyor. Beni kocalığa kabul eder misin, benimle evlenir misin, benimle arzulu bir şekilde sevişebilir misin? Seni aşksal anlamda sevemeyeceğimi bile-bile benimle hayatını paylaşır mısın?" desem, heteroseksist dünyaya kabul ettirebilir miyim kendimi? Bunu mu istiyorsunuz benden? Sahtekar, riyakar mı olayım? Belki bir çoğu samimiyetsiz bir erkek rolü oynayabilir ama ben asla.

AB'den vazgeçildiyse, demek amaç Avrupalılaşmak-demokrasi falan değilmiş. Cep para görünce gerçek yüzler ortaya çıktı. Amacınız gerçekten eşitlik ve insanlara haklarının verildiği bir demokrasiyse, ya AB'ye AB kurallarıyla dahil olacaksınız, ya da reform dediğiniz yenilikçiliğe eşcinselleri de dahil edeceksiniz. Çünkü AB, ekonomi topluluğu olmayı bırakalı çok oldu.

Sizin reform anlayışınızla demokrasi olmaz, eşitlik olmaz, insan hakları olmaz. Akıl var, mantık var. Herkes kendisi olarak eşit sayılmazsa, eşitlik bunun neresinde? Eşcinsellerin heteroseksüel olarak varolması eşitlik mi oluyor? Biz yarım bile yaşayamıyoruz be! Ne kağıt üzerinde, ne de gerçek hayatta varız eşcinsel olarak. Reform derken altını doldurmak gerek. Tataviye konuşmamak gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder