TRT demek Hükümet'in bir kurumu olarak iktidar demektir. Sansürler muhafazakar yapıya paralel işlemiyor mu? Şu anki iktidar, çoğunluğun temsilcisi olabilir ama benim temsilcim değil. Peki Devlet'in kurumlarında benim emeğim yok mu, olmadı mı desteklemediğim halde? Bana sordularda mı Eurovision Şarkı Yarışması'na temsilci gönderilmiyor? İktidar demek "ipleri ele geçirdim" diye "kafasına göre at oynatmak" demek mi oluyor? Aynen öyle! Ben Eurovision Şarkı Yarışması'nda ülkemin temsil edilmesini istiyorum. Hem kime sormuşlar da böyle bir karar almışlar? Müzikal amacından biraz sapmış da olsa, kitlesel olarak insanları ekran başına bağlayıp saatlerce güzel vakit geçirmelerini sağlayan bir etkinliğe katılmamak yobazlıktır.
Eurovision Şarkı Yarışması, EBU yani Avrupa Yayın Birliği'nin yayınlarını test etmek amacıyla düzenlediği bir gecenin geçmişten günümüze kadar gelen bir varoluş etkinliği. TRT'nin yani muhafazakar iktidarın bir gün EBU'dan çekilmeyeceğinin garantisi de yok. Bu anlattıklarım masal gelebilir size ama her zaman söylüyorum, şeriat "pat" diye getirilimez geriye tepeceği için. İnsanlara yedire-yedire, beyinlerini yıkaya-yıkaya uzun vadeli bir programın sonucu oturtulur rayına.
Şeriat illa ki Afganistan'daki, İran'daki, Arabistan'daki gibi olacak diye bir koşul yok ki? İnsan haklarının olmaması bir şeriat ugulamasının ürünüdür. Eşcinsellere hakları verilmiyorsa, öldürülmeseler de bu bir şeriattır. İnsanca yaşayamamak da ölmenin, öldürülmenin bir benzeridir. Şeriatçı zihniyet ahlakçılıktır, insanların özgürlüklerini iktidarın elinde tutmasıdır. Yoksa çıplaklık veya seks veya daha toleranslı örnek olarak müzik veya eğlence türlerinin seviyesinin ahlak gibi, din gibi maneviyatla, geleneksel değerlerle kısıtlanmaya çalışılmasının bilimsel ve akıl-mantık çerçevesinde bir açıklaması olabilir mi? Eurovision Şarkı Yarışması'na katılmamamızın tek gerekçesi muhafazakar iktidarın yobaz düşüncesinden başka bir şey değil. Çünkü katılmayan ülkelerin ekonomik veya siyasi nedenleriyle, puan sisteminin beğenilmemesi bir tutulamaz.
TRT'ye sormak istiyorum; Nasıl bir puanlama istiyorsunuz acaba? Bir zamanlar tamamen jüri üyelerinin oylamasıyla yıllarca sonuncu olduğumuz sistemi mi, yoksa seyirci oylamasıyla üst sıralarda yer aldığımız oylama sistemini mi, yoksa-yoksa son yıllarda yapılan jüri oylamasıyla seyirci oylamasının ortalamasının alındığı karma oylama sistemini mi? Hiçbirini beğenmiyorsanız sizin öneriniz ne acaba?
1975 yılından beri, İsrail'le iktidarımızın anlaşmazlığı yüzünden İsrail'deki yarışmalardan birine katılmamamız ve katılımcıların çok olduğu yıllarda yarışma sonucu belli bir sıralamanın altında kalan ülkelerin bir sonraki yılki yarışmaya katılamaması dışında hiç bir gerekçemiz olmamıştı katılmamak için. Hani "Temsilci mi seçelim veya halka açık beste yarışması mı yapalım?" diye şarkıcı ve bestecilerden oluşan Danışma Kurulu falan toplanmıştı bu yıl Türkiye elemelerinin nasıl yapılacağına dair. Bunlar falan göstermelik miydi?
Zaten TRT Genel Müdürü'nün "Aslında geçen yıl katılmayacaktık" diye açıklama yapması bile bu yıl ki yarışmaya dair bir sinyaldi ama bu kadarının da olacağı hiç aklıma gelmezdi. Düşünün koskoca Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'muz bize sormadan, danışmadan kendi kafasına göre iş yapıyor. Kurumlar bireylerden daha büyük ve önemli değildir. Onlar öyle zannedebilir ama bana göre büyük değildirler.
Bir eşcinsel olarak çoğu konuyu eşcinsellikle bağdaştırıyorum veya eşcinsellik konusu geçiyor içinde ama Eurovision Şarkı Yarışması'nın eşcinsellerin yarışması olarak düşünülmesi ve eşcinsellerin bu yarışmaya daha fazla ilgi göstermesi, acaba eşcinsel karşıtı bir iktidarın kurumunu da kıllandırmış olabilir mi?
Yazıyı yazdıktan sonra TRT'nin katılmama kararıyla ilgili açıklamasını okudum ve mantıklı hiçbir dayanak göremedim ne yazık ki? Eurovision'a katılım tarihçemizi, derecelerimizi, puanlama sistemlerini ve katılmama kararının sadece TRT'nin kendi insiyatifinde olduğunu açıklamışlar. İktidar ve TRT zihniyetine ne yakışır bir düşünce değil mi? Öyle olmasının doğru olduğuna inanıyorlar ve uyguluyorlar.
Müziğin hayatımda ayrıcalıklı oluşundan dolayı şu anda içimde bir alev topu var sanki. Katılmamanın mantıklı bir gerekçesi olsa anlayacağım ama yobaz zihniyetlerin kendi kafalarına göre iş yapmalarını kabul edemiyorum, kaldıramıyorum.
Size bir şey söyleyeyim mi? Hadise'nin Eurovision'a katıldığı yıl TRT müdürleriyle Hadise asasında bazı hadiseler yaşanmıştı hatırlıyorsanız. Yok Hadise müdürün ayağına gitmeyip kapris yapmış, yok kıyafeti çok açıkmış... TRT o yıl bitirmişti kafasında Eurovision Şarkı Yarışması'nı ve erkek şarkıcı ve gruplarla uzatmaları oynamıştı. Ben zaten bu temsilcilerin çok keyfi seçilmesinden dolayı hiç memnun değildim yarışmalardan. İzliyordum ama Hadise'nin kötü performansına rağmen hiçbirinde Hadise'deki heyecanı yakalayamamıştım çünkü. TRT'nin zihniyetiyle Eurovision Şarkı Yarışması izlemektense, hiç katılmayıp izlememek belki de bir süreliğine iyi olacaktır. Elin adamları yarışmanın stratejisine uygun açık eşcinsel temsilci gönderiyor, bizimkiler heteroseksistleştikçe heteroseksistleşiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder