7 Aralık 2012 Cuma

Eşcinsel Düşmanlarını Uzayın Derinliklerine Fırlatmak Gerek!

Bugün bir haber okudum ve homofobi mağduru bir eşcinsel olarak sanki bir devrim yaşıyormuş gibi gözlerim çakmak-çakmak mutluluk fışkırtmaya başladı. Hollanda'da asosyal olarak tanımlanan, yaşadığı ortamda huzuru bozan homofobik ve şiddete eğilimli kişiler şehir dışına çıkarılacakmış ve bu durum 19. yüzyıldan beri bir Hollanda geleneğiymiş.

Önce "Avrupa ile farkımız bu" dedim. Orada insanlar 'şiddetin nasıl önüne geçebiliriz, nasıl özgürce sevişebiliriz'in peşinde, burada yani ülkemizde, şiddeti erkekliğin gururu olarak normalleştirip, cinselliği ise ahlak, namus gerekçesiyle tabulaştırıyoruz, Hatta Başbakanın eleştirisiyle atalarımıza cinselliği yakıştıramayıp, bir dizinin televizyon ekranlarından kaldırılması için yasa teklifi veriyoruz. Duyan da Kanuni ile Pargalı'nın yatak hikayesi konu ediliyor zannedecek. Öyle bir şey yapılsa kıyamet kopar sanırım ülkemizde. Cinselliğin kaçınılmaz ve doğal bir gerçek olmasına rağmen, insanlara yakıştırılamamasının nasıl mantıklı bir açıklaması olabilir ki?

Düşünün şiddetten kimse utanmıyor da cinsellikten utanıyor. Birisi bana şiddet normal, cinsellik ayıp dese bile, ben bunun hangisinin iyi veya kötü olduğunun nasıl ayırdına varamam ki? Şiddet canımı yakıyor, cinsellikten zevk alıp, mutlu oluyorum. Birilerinin bazı şeyleri kendi kafasına göre bana empoze etmesiyle, ben nasıl kendimi, kendi doğamı, yapımı görmezlikten, bilmezlikten gelebilirim ki? Salak mıyım ben? Birileri doğruyu-yanlışı, iyiyi-kötüyü, faydayı-zararı ayırt edemiyorsa, bende mi onlar gibi olmak zorundayım? Şimdi birileri eşcinselliği yanlış buluyor diye, benim kendime, eşcinselliğime sırtımı mı dönmem gerekiyor? Ölmemişim daha bu salaklığı yapmak için. Kendimden vazgeçeceğime, ölürüm daha iyi.

Bazı eşcinsellerimizin eşcinsel oldukları için üzülmelerini, gözyaşı dökmelerini de anlayamıyorum. O sensin. İnsan kendine karşı nasıl bu kadar vicdansız, acımasız olabilir ki? Sen başkaları için bu dünyaya gelen bir kuklamısın da eşcinsel olduğun için üzülüyorsun, eşcinsel olduğunu saklıyorsun? Hayır saklayınca ne oluyor? Çok mu mutlu oluyorsun kendini erteleyince, kendinden utanınca, gerçeğine üzülünce? Sadece eşcinsel düşmanlarının ekmeğine, senden nefretlerini haklı kılmaları için bolca yağ sürüyorsun. Onlar da nefretlerini gönül rahatlığıyla şiddete, cinayete dönüştürebiliyorlar.

Biz eşcinseller kendimizle, eşcinselliğimizle barışmadığımız, hatta gurur duymadığımız sürece, şiddet, nefret ve eşcinsel düşmanlığı kol gezecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Hollanda kendiliğinden Hollanda olmamıştır. Orada yaşayan insanlar şiddete ve nefrete karşı durdukları için Hollanda olmuştur. Biz de eşcinselliğimizin arkasında durmadığımız sürece eşcinsellik hiçbir zaman eşcinsel düşmanları tarafında normal karşılanmayacaktır.

Biz ne yapıyoruz, şiddete, nefrete karşı mücadele etmek yerine? Saklanıyoruz sadece, yediğimiz dayaklar, aşağılamalar, ayrımcılıklar, cinayetler de erkek egemen toplumun yanına kar kalıyor. Kaç eşcinsel, eşcinsel düşmanlarının saldırılarına karşı hukuksal olarak mücadele etmiştir? Mücadele zaten hiçbir kimse ve hiçbir şey yanımızda olmadığı için, haksızlıklara karşı yapılması gereken bir şey değil midir?

Doğanın düzenin bozan bu kişilere yani eşicnsel düşmanı ve şiddet eğilimli kişilere "dur" demediğimiz sürece, krallıklarını sürdürmeye devam edeceklerdir. Onlara "dur" demenin ilk yoluysa kendimiz olarak varolabilmek, kendimizin arkasında durabilmek. Ondan sonra da onlara karşı, onların şiddetine, nefretine karşı politik ve yasal olarak mücadele edebilmek.

Ülkemizde şiddet, nefret mağduru eşcinseller, eşcinsel düşmanlarının şehir dışına çıkarılması için bir düşünceye destek verirler mi acaba? İşte eşcinsellerimizin de Avrupa'dan farkı, eksikliği bu!

Pardon en önemli şeyi yazmayı unutmuşum Avrupalı ve insan olmakla veya olamamakla ilgili olarak. Avrupa'da homofobikler şehir dışına çıkartılırken, bizde tam tersi oluyor, eşcinseller, transseksüeller şehir dışına çıkartılıyor!

Haber:
(Antisosyal kişilere köpük ev sürgünü
Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da, hoşgörüsüz ve antisosyal kişiler için ‘köpük evler’ projesi oluşturulmasına karar verildi.
1 milyon euro (2 milyon 300 lira) değerindeki projeyle beraber, homofobik ve şiddete eğilimli kişilerin şehir dışına çıkartılması planlanıyor.  Toplumsal uyumu bozanların şehir dışına atılması 19’uncu yüzyıldan beri bir Hollanda geleneği. İlk olarak 10 kişinin şehir dışına çıkartılmasıyla başlayacak olan projenin 2013’te hayata geçirilmesi bekleniyor.  Milliyet)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder