Gazeteci ve televizyoncu Banu Güven Almanya'da düzenlenen kitap fuarında Türkiye'de ifade özgürlüğünün ve bağımsız medyanın olmadığına, LGBT'lerin televizyonda temsilcisinin olmadığını örnek vermesi, birileri tarafından eleştirilmiş. Sanırım bu kişi ya eşcinselliğin, LGBT'liğin ne olduğunu bilmiyor veya bilmek istemediği için resmen homofobiklik sergiliyor. Eşcinsellik demek feminen bir şekilde eğlence dünyasında kitleleri eğlendirmek, eşcinsellikle dalga geçilmesine sebep olmak, LGBT'lerin televizyonda temsilcisi olması demek de medyanın ancak bu kadarına izin vermesi demek mi oluyor acaba? Eşcinsellik zaten anormallik sayıldığı için en fazla kötü bir şekilde gösterilip, eşcinselliğe karşı önyargıları iyice pekiştirebilir denmek mi isteniyor? Eşcinsellerin de birer insan oldukları, normal bir şekilde gösterilirse heteroseksizmin kökünden sarsılacağından mı korkuluyor?
Eşcinsellerin her yerde olduğunu herkes biliyor. Eşcinsellerin sadece heteroseksizmin izin verdiği kadar varolarak nefreti pekiştirmesi, onların yok sayılması, sindirilmesi demektir. Acaba eşcinsel karşıtları bunun ayırdına varamayacak kadar cahil mi, yoksa işgüzarlık yapıp kasıtlı olarak nefretlerini medya aracılığıyla kusup, bu nefreti herkesede mi bulaştırmaya çalışıyorlar? Nefret ifade özgürlüğü değil, bir suçtur. Buna izin veren medyaya ne demeli peki?
Televizyonlarda LGBT'lerin temsilcisi varsa, olmasına da izin veriliyorsa, LGBT'lerin istediği şekilde varolmasına izin verilsin öyleyse. Elele tutuşalım, heteroseksüeller kadar öpüşelim, önyargıları kırmak adına LGBT'lerin de heteroseksüellerden cinsel yönelimleri dışında farklarının olmadığına dair tanıtımlar yapılsın. Buna cesaret edemezsiniz değil mi? Komedi unsuru olarak dalga geçilirse, özenmek yerine iğrenilir değil mi eşcinsellikten? Ancak nefret boyutuna izin verilir eşcinselliğin televizyonlarda. Yoksa hayatta varolan insanların çoğunun eşcinsel olduğu, cinsel yönelimleri dışında heteroseksüellerden hiçbir farklarının olmadığı anlatılırsa, gizli veya kimliklerini heteroseksist baskıdan dolayı keşfedememiş, yerine oturtamamış, cinsel yönelimleriyle tam olarak barışamamış eşcinseller bakarsın cesaretlenirler ve görünür olurlar, heteroseksüelliğin egemenliğine kafa tutarlar değil mi? Sonra da hak ettiği şekilde eşcinsellik normal olarak algılanır. Korkunuz bundan!
Sizin dediğinize göre eşcinselliğin varolması demek, eşcinselliği heteroseksizmin parmaklıkları arkasına hapsetmek, ölümcül örnek olarak sergilemek demek ve o parmaklıklardan kurtulanları da yaydığınız nefretle öldürüyorsunuz zaten. Nefret cinayetine kurban giden LGBT'ler sizin varolmasını istediğiniz şekilde varolmayı kabul etmedikleri için öldürülüyorlar.
Eşcinselliği, LGBT'liği kadınlık ve erkeklik dışında ötekileştirenleri ve bu nefreti ifade özgürlüğü bahanesiyle dillendirenleri ve buna izin verenleri de homofobiye, transfobiye dahil ediyorum. Şunu herkes kafasına iyice soksun. Eşcinsellik kadınlık veya erkeklikten ayrı bir durum değildir. Eşcinseller de erkek ve kadındırlar. Sadece yönelimleri kendi cinslerinedir. Transseksüellik de kadınlığa ve erkekliğe dairdir. Burada ötekileştirilecek bir durum yoktur. Sadece kendisiyle veya çevresiyle bir şeyleri halledememiş kişilerin nefreti söz konusudur. Öyle ki insanların kendileri gibi olmasına izin verilmiyor. Yoksa insanların içlerinden geldiği gibi, kimliklerine uygun varolmalarından doğal, normal ve hakkı olan daha önemli bir şey olabilir mi?
Eşcinseller her yerde olduğu gibi televizyonlarda da varlar ama eşcinsel olarak yoklar. Zaten LGBT'ler de ayrı bir özellikmiş gibi kimliklerinin altını çizerek varolmak istemiyor, kimlikleri yüzünden yok sayıldıkları ve ayrımcılığa maruz kaldıkları için kimliklerinin mücadelesini veriyorlar. Çünkü görünür olmadıkça ve hukuksal ve toplumsal anlamda varolmadıkça yok sayılacaklarını, yok edileceklerini biliyorlar. Çünkü bu gizlilik yüzünden hep yok sayıldılar, yok edilmeye çalışıldılar, yok da ediliyorlar göz göre-göre.
LGBT'ler oldukları gibi görünmek ve varolmak istiyorlar. Eşcinselin de bir erkek veya kadın olduğunu, apayrı bir varlık olmadıklarını göstermek istiyorlar. Toplumsal erkeklik ve kadınlık kalıplarının dışında da varolmak istiyorlar. Bir erkeğin bir erkeği, bir kadının bir kadını sevmesi size ters gelebilir ama bize yönet geliyor. Bir yanlış olmadığımızı göstermek ve kendi doğrularımızla yaşamak, varolmak istiyoruz. Çünkü heteroseksizmin kalıpları LGBT'lere uymuyor, onları boğuyor, öldürüyor. Eğer LGBT'ler hala televizyonlarda var diyorsanız, bırakın nasıl görünür olacağımıza biz karar verelim ve istediğimiz şekilde varolalaım. Var mısınız buna? Toplumsal şartlanmışlıklarımızı aşıncaya kadar tamam feminen olarak da varolalım ama istediğimiz şekilde de varolalım.
Ahlakçı homofobikler akıl ve mantık çerçevesinde açıklayabilirler mi Eşcinsellik-LGBT'lik, LGBT'ler kendileri de dahil olmak üzere kime ne zarar vermiş de ölüme kadar uzayan bu kadar şiddetli bir nefret var? Oysa zararlı olan homofobi, transfobidir, hem LGBT'lere, hem heteroseksüellere, hem de LGBT karşıtlarına. Nefretin kime faydası olmuş ki?
Son olarak, eşcinsel olduğu iddia edilen ama kendilerinin bunu asla kabul etmedikleri bazı televizyon figürlerini eşcinsel olarak görmemek onları üzebilirmiş. Homofobik dünyada asıl onları ve birilerini eşcinsel olarak görmek üzer. Çünkü onlar da açık eşcinsel olarak hiçbir zaman varolamadılar, engellendiler, hayatlarını idame ettirebilmek için hiçbir zaman açık kimlikleriyle lanse edemediler kendilerini. Sadece komik birer eğlendirici olarak kabul ediliyorlar. Eşcinseller eşcinsel değil, sanki farklı bir şeymiş ve de daha kabul edilebilir bir şeymiş sadece gibi "gay"ler. Eşcinselliklerinin üstü örtülü, geylikleri de eğlence unsuru.
Eşcinsellik var ama açık olarak eşcinsellerde vücut bulamıyor ne yazık ki bu gerçek. En önemlisi de diğer eşcinsellerin starlar kadar bile varolamaması. Starlar herhangi bir şekilde gemilerini yüzdürüyorlar veya onlar ışıklı dünyanın birer ötekisi olarak kimseye zararının dokunmayacağına inanıldığı için bir şekilde varolabiliyorlar öyle veya böyle. Ya vatandaş eşcinsel ne yapsın ailelerinde, çevresinde, toplumda varolamayan? Televizyonda yer alamamaktan daha önemli bir yok sayılma değil midir bu tür varolamamalar? Dediğim gibi biz eşcinsellere biçilen rollerle varolmak istemiyoruz, her şekilde varolmak istiyoruz. Modacı olmak veya şarkıcı olmak yetmiyor eşcinselliği anlatmak ve eşcinsellerin varolması için. İnsanca varolmak, eşcinselce yaşamak istiyor eşcinseller.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder