20 Temmuz 2011 Çarşamba

Kim Eşcinsellikten İstifade Etmek İster?

Ülkem şehirlerinden birinde "kör" bir öğretmen röntgencilik yaptı diye görev yaptığı okuldan uzaklaştırılmak isteniyor. Kör bir öğretmenin röntgencilik yapabileceği ve bunu iddia etmek sağlıklı bir kafanın işi değil zaten. Kapıdan ancak birileri dinlenebilir kör biri tarafından. Dinlemeyi röntgencilik olarak anlatmak istiyorlarsa, burada bir ifade sorunu var.

Okulunu birincilikle bitirmiş kör bir öğretmen de, ayrımcılığın ne demek olduğunu bilir, homofobiklik yapmaz diye düşünüyorum. Hadi kör öğretmenimiz homofobiklik yaptı diyelim ayrımcılığa maruz kalmanın etkisiyle. Bu iftira eşcinsel ayrımcılığının çok yüksek olduğu bir toplumda şikayet gerekçesi olarak dillendirilebilir mi? Ancak çok büyük bir çıkarın olabilir ki, tahrik unsuru olarak böyle bir iftirayla amacına ulaşabilirsin. Tıpkı kör bir öğretmeni okuldan uzaklaştırmak gibi.

Bu askere gitmemek için eşcinsel olmadığın halde çürük raporu almak kadar cesaret isteyen bir iş bence. Eşcinseller bile eşcinsellikleirni gizlemeye çalışırken, kim eşcinsellikten istifade etmek ister ki? Eğer sorun burada eşcinsellik iftirasıysa, bunu kör bir öğretmenin röntgenciliği üzerinden halletmeye çalışmak, inandırıcılığını yitirtiyor.

Ayrıca böyle bir iddiada bulunmak da çok büyük cesaret işi. Kim-kime ibne deme cesaretini gösterebilir ki? Eşcinsel ilişkiye açık ve net şahit olursun da, ayrımcılığa maruz kalmanın öfkesiyle ayrımcılık yaptığının bilincinde olmayıp bunu dile getirmek zorunda kalabilirsin ancak.

Kör öğretmenimizin sürgün ve disiplin cezalarından dolayı sicilinin kabarık olması, onun böyle bir iftirada bulunma ihtimalini kuvvetlendirmiyor bence. Ayrımcılığa maruz kalmayanlar, ayrımcılığa maruz bırakıp da insanı ne kadar zorladıklarını bilimez heterokapitalist düzenin. Vali yardımcısının amaçlarını eğitim kalitesini yükseltmek olduğunu söylemesi de mobbing denilen yıldırma politikasının hayatın her biriminde ne derece şiddetli uygulandığının bir göstergesi. Bu kör öğretmenimiz beden eğitimi öğretmeni değil ki, tarih öğretmeniymiş. Eğitim kalitesi kaba-kuvvetle mi yükselecek?

Vali yardımcısı kör öğretmen için, "Özürlü olmasını çok istismar ediyor." demiş bir de. Yani "Körsen, körlüğünü bileceksin, senin diğerleri kadar hakkın olamaz, sen yarım bir insansın" demeye getiriyor. Yarım olmak yarım hak-hukuk mu gerektiriyor acaba?

Acaba röntgencilik yapan kör olmasaydı, bu sefer sözde eşcinsel öğretmenlerin peşine mi düşeceklerdi? Burada gerçekten eşcinsellikle ilgili bir durum var da, gerçekler körlük bahanesiyle öğretmeni okuldan uzaklaştırmak için iftiraya mı dönüştü?

Şekilcilik heteroseksist sistemin ambalajı, görünen yüzü. Transseksüel öğretmenlerimiz öğretmenlik yapabiliyorlar mı? Eşcinselliği öğrenilen öğretmenlerimiz ne kadra barındırılıyor okullarda. Daha yakın zamanda kulağına küpe takıyor diye görev yerinden uzaklaştırılmaya çalışılmadı mı çevreci öğretmenimiz. İddialar üzerinden fikir yürütmek gerçekçi olmayabilir ama toplumsal rollere uygun davranmayanlara ayrımcılık yapıldığı da su götürmez bir gerçek.

Bence ayrımcılığa maruz kalacak insanlara en başta ayrımcılık yapsın heteroseksist sistem eğer sıkıyorsa, görev yapma aşamasına gelince bahanelerle "Sen eşcinselsin-transseksüelsin, sen körsün-sağırsın" demeye getirip yaptığı işi eline-yüzüne bulaştırmasın, hukuk sistemini ve insanları boşuna uğraştırmasın. Heterokapitalizmi bu kaos var ediyorsa, anlatmak imkansız olduğu için bir şey demeye-zahmete gerek yok o zaman.
 
Pardon aklıma gelmişken, okullarda röntgencilik yapılacak olaylar oluyor ki, kör bir öğretmenin bile sözde röntgencilik yapmasından rahatsızlık duyuluyor. Bence röntgencilikten önce, röntgenlik olaylar varsa, bu olayların halledilmesi gerekiyor. Çünkü sürekli öğretmenleri tarafından tacize-tecavüze, uğrayan ve kaçırılan kızların haberlerini okuyoruz medyadan. Okulların sınıf ve öğretmen odalarının duvarları neden şeffaf olmuyor acaba? Yoksa mahrem ilişkilerin, ister şiddet, isterse cinsellik olarak gerçekleştirlebilmesine imkan vermek için mi?
 
Taraf tutmamak için gerçekten de böyle bir iftira- eşcinsel iftirasının var olabileceği ihtimalini de gözardı etmeyerek haksız ithamlarda bulunmayalım. Ama çözüm okul duvarlarının şeffaf olması kadar eşcinselliğin artık normal kabul edilmesi, cinselliğin heteroseksizmin mahremiyetinden çıkıp yaşanması gerektiği.

Görme özürlü veya engelli yerine kör dememin sebebi, samimiyetsiz tanımlamaların ayrımcılığı azaltmak yerine arttırdığına inandığımdan. Tıpkı top yerine gay denilince eşcinselliğe daha fazla saygı duyulmadığı gibi. İşlerini görünceye kadar gay oluyorsun, işleri bitince gene ibine-top oluyorsun. Bunu eşcinseller de görebilse bir. Saygı duyulması gereken çıkarlar için adımız-sıfatımız değil, kendimiziz. Sahte saygılarla kendimizi kandıracağımıza, kendimiz olarak dışlanalım bari de hem düşmanımızı bilelim, hem aşağılanarak da olsa var olalım. Çünkü aşağılayan ve dışlayanın kapasitesizliğidir ayrımcılık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder