Cennet de, cehennem de tarihe karışıyor. Rus bilim adamaları 2045 yılında ruhu sağlıklı bir bedene transfer etmeyi başaracaklarmış. Çünkü onlara göre ruh bir madde değil, bilgiden oluşan bir enerji. Bunu da elektronik bir bedene aktararak ölümsüzlüğü gerçekleştireceklermiş.
İşte bu yüzden 2045 yılına kadar bedenimi muhafaza etmenin yanında, hayatta kalabilmek için de dikkatli olmalıyım, kendimi korumalıyım. Heteroseksizmle mücadele ederken artık canımı ortaya koymanın bir gereği yok. Elektronik bir insana dönüşünce bütün gücümle eşcinsel hakları için mücadele edebilirim. Çünkü arızalanan tarafımı gider yenilerim.
Zaten cennet-cehenneme seferler olmayınca, kimsenin manevi duygularını da ideolojisine alet edemeyecek heteroseksizm. Gerçek anlamda bir uzaylı mı oluyoruz ne? Yani aslımıza dönüyoruz. Çok heyecan yaptım birden çocuklar gibi, deliler gibi. Pes etmek bana yakışmaz ama eşitliğe, demokrasiye, eşcinsel haklarına inancımın taban yaptığı bir kültürde doping yemiş gibi oldum. Hayal gibi gelebilir bu bilimsel gelişmeler ama daha 20-30 yıl önce bile şu anki internet çağımızı kim tahayyül edebilirdi? Bilgi toplumu olamamış kültürlerde ancak bilim canlı hakları devrimini gerçekleştirebilir.
Kendilerini "Ölümsüzlük Şirketi" olarak tanımlayan bir grup Rus bilim adamı kopyalayacakları ruhun yerini tespit edeceklermiş önce, yani bilgiye dayalı enerjiyi-enerjimizi. İnsan ömrünün ilk çağlardan günümüze ne kadar uzatılabildiği göz önünde bulundurulursa, ölümsüzlüğü gerçekleştirecek bu kansız ruh transferi neden imkansız olsun.
Rus Ortodoks Kilisesi bu projeye tepki göstermiş. Çünkü ölümsüzlük gerçekleşince bir çok dogma tarihe karışacak ve insanlar üzerinde ahlak gibi manevi unsurların bahanesiyle baskı kuramayacaklar.
Önce insan beyninin sinyalleriyle çalışacak robotlar devreye girecek, sonra bu robota ölümcül bir hastanın beyni nakledilecek, daha sonra da ruhu içinde sakladığı düşünülen beyin tamamen sayısal data bilgiye dönüştürülecekmiş. Al sana yarı insan, yarı robot elektronik insan.
Bu projenin gerçekleşmesine inanmayan ve karşı çıkan bilim adamları da varmış. Olsun! Bu karşı çıkmalar insanlık tarihi boyunca hep olmuştur. "Dünya yuvarlak değil" diyenlerden, "eşcinsellik hastalıktır" diyene kadar yenilip, yenilgiyi kabul etmediler mi?
Bilimsel mücadeleyle kaybedilecek hiçbir şey olamaz. Bilime karşı çıkanlar, bilimin nimetlerinden faydalanabiliyorlar yüzsüzce. Bu projeye karşı çıkanlar ruh transferi gerçekleşince hayır mı diyecekler? Manevi duygularla baskı yapanlar o günleri görünce ne diyecekler merak ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder