Bi' "Türk Filmi" klasiği daha. Kadın eski kocası tarafından defalarca şiddete maruz kalıyor, yaralama olayına maruz kalıyor ama devlet hicbir şey yapmadığı gibi; ne eski koca olan saldırganı cezalandırıyor, ne de koruma sağlıyor kadına, bir de pişkin-pişkin "Herkese koruma verseydik Türkiye’de koruma kalmazdı." diyor. Saldırgan eski koca ne diyor; "Namus meselesi."
Kimin namusu? Heteroseksizmin namusu mu, içindeki nefretin, güçsüzlüğün, acizliğin, zavallılığın namusu mu? Hallolan ne şimdi? Namus temizlendimi ki, namussuzluk mu vardı? Namus neydi önce? Namusuna sahip çıkabildin mi artık, kim namusuna sahip çıkabilmiş? Hiç kimse hiç kimsenin namusu değildir, mecburiyeti de yoktur. Namus evlilik anlaşmasıyla satın alınan bir mal mıdır? Namusunu erkekliğe teslim edenler mi bu namussuzluğu yaratanlar? Yoksa herkesin bildiği - öğrendiği gibi erkek dışında kalanların cinsel organlarını istedikleri şekilde kullanamaması mıdır?
Bu erkeklik dünyanın ve dünyalıların kendilerine ait olmadığını ne zaman anlayacak? Erkek dışındakiler anlatmadığı sürece anlamak istemeyecekler; Sen önce kullanma kılavuzunu resmi anlaşmalarla teslim et sistemin yöneticilerine, sonra gerçeklerle yüz - yüze gelince kendini kurtarmaya çalış. Sırtını sağlama almış erkeklikten teslim ettiğin hakları geri almak o kadar kolay olmuyor işte. Ancak canını teslim ederek geri alabiliyorsun - kurtarabiliyorsun insanlık haklarını, yaşama haklarını ama o da bir işe yaramıyor artık. Kullanma kılavuzun erkekliğin elinde değil ama sen de yoksun şu anda.
Teslimiyetçilikten ne zaman kurtulacak bu insanlık? Çok mu şevkate, çok mu ilgiye ihtiyacınız var da birileri tarafından sahip olunmaya çalışıyorsunuz? Siz kendiniz kendinize sahip çıkmazsanız, başkaları size kendi isteğine göre sahip çıkar; Sen kendine sahip çıkılmadıktan sonra, sahip çıkılsan ne yazar, sahip çıkılmasan? Sahip çıkılmanın bedelini canınla ödeyecek olduktan sonra sahipsiz kal, daha iyi.
Ne olacak şimdi? Hiçbir şey! Heteroseksizmin kuralları yerine getirildi namus bahanesiyle. Heteroseksizm bunun böyle olacağını bilmiyor muydu? Bilmez olur mu? Fedailerini kendisi dolduruşa getiriyor, kendisi kışkırtıyor. "Bak sen erkeksin" diyor, "Senin bir namusun var ve sana itaat etmezse onun yaşamasının bir anlamı olmadığı gibi erkekliğe, erkekliğine zararı var. Senin görevin bir erkek olarak namusuna sahip çıkmak. Eğer bunu yapamıyorsan yaşamanın bir anlamı yok erkek olarak. Nefes almak istiyorsan erkeklik görevini namusunu korumak için yapacaksın." diyor ve infazı heteroseksizmden aldığı yetkiyle - cesaretle korkakça gerçekleştiriyor.
Yapılacak tek şey kadının, kocasının karısı olmaktan kurtulması!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder