20 Nisan 2011 Çarşamba

Arşiv

Kaos GL’nin İnsan Hakları Gündemi Derneği'nin düzenlediği, Türkiye'nin değişik bölgelerden gelen muhabir adaylarının katılımıyla gerçekleşen Yerel Muhabir Ağı Eğitimi Ankara'da yapıldı. Yıllar önce ben ilkine de katılmıştım.

İlk gün gazeteci İrfan Aktan 'dan haberin nasıl yapılacağını öğrendik, önündeki engellere rağmen merakları gidermek için "haber kutusu"nu açıp doğru bir şekilde kitlelere ulaştırarak. Rutin haberi öğrendik, özel haberi öğrendik, söyleşi ile röportaj arasındaki farkı öğrendik, gazetecinin meraklı olmasını ve her zaman faydalanabileceği bir arşivinin olması gerektiğini öğrendik....5 N 1 K kuralıyla örnek haberler hazırlayıp, sunumlar yaptık.

Birbirine sarılmış iki erkeğin fotoğrafı üzerinden yaptığımız haberlere Ali Erol, eşcinsellerin hayal güçlerini fazla çalıştırdıkları için sanki yanı başlarındaki olaylara burun kıvırdıkları yorumunu getirdi.

İkinci günse İHGD’den Avukat Hakan Ataman, hak temelli yaklaşım ve insan hakları konularını anlattı. Bu bölümden aklımda kalan en önemli paragraf, ifade özgürlüğünün ortama ve kişilere göre değişebileceğini, Amerika'da ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek bir söylemin, Avrupa'da nefret suçu kapsamında yer alabileceğiydi. Çünkü eşcinsellik karşıtlığını ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiren yasaların eşcinselleri homofobiye karşı koruduğu gibi eşcinsellikle ilgili mücadeleyi de eşcinselliğe özendirme kapsamında değil, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiriyordu. Eşcinselliğin hastalık olduğunu bir vatandaşla, kitleleri etkilemesi bakımından bir milletvekilinin veya bir sanatçının söylemesi arasında da fark olduğunu, nefret suçlarının cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğini de kapsayacak şekilde kapsamadıktan asla kabul edilemeyeceğinin de altını çizdik.

İHGD’den Avukat Günal Kurşun'da geçmişten günümüze örneklerle nefret suçu, nefret söylemi ve ayrımcılık konularına değindi. Dünyada soykırımlara ne kadar duyarsız kaldığımızı fark ettim.
 
Katılımcılardan biri eğitim sonunda sertifika verilip-verilmeyeceğini sorunca, Ali Erol'un kendimizi kanıtlamamız açısından öğrendiklerimizi uygulayarak yaptıklarımızın-yazdıklarımızın  en güzel sertifika olacağını söylemesi çok anlamlıydı.
 
Bu eğitimin ikramiyesiyse çok kısa süreli de olsa yemek ve çay molalarında  birbirimizi tanımak amacıyla yaptığımız kısa sohbetlerdi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder