19 Nisan 2011 Salı

Gözümüz Aydın!

118 bilinmeyenler reklamının eşcinsel karakteri 33 hem eşcinsellerden, hem de "heteroseksüeller"den gelen tepkiler üzerine  yerini "çok daha beyefendi" bir karaktere bırakmış. Böylece eşcinseller de, eşcinsellik karşıtları da derin bir nefes almışlardır umarım. Eşcinsellerle, eşcinsellik karşıtlarının ortak bir noktada buluşmaları hiç de şaşırtıcı değil benim için, daha önce de eşcinsellerin bile her ne amaçla olursa olsun eşcinsellik karşıtı olabildiklerini bildiğimden ve bu seferki karşıtlık eşcinsellerin onurunu korumak-kurtarmak da olsa.

Burada kazananlar eşcinseller ve karşıtları gibi görünse de, asıl kazanan reklamı yaptıran şirketti. "33" karakterinin ifade şekli ve davranışları, eşcinsellerin ve karşıtlarının da katkısıyla  hafızalara silinmeyecek şekilde kazındı. Eşcinsellik de, eşcinsellerin utandığı biçimiyle tepkiyle de olsa tescillenmiş oldu bir anlamda. Eğer hoşumuza gitmiyorsa imajını düzeltmek de eşcinsellerin görevi olmalı. Var olan kabul edilmiyorsa, dönüştürmek-aslına-doğallığına rücu ettirmek o karakterin gerçek sahiplerine düşmez mi? Yoksa kaale alınmayan cılız bir politika olarak uzaklarda yankılanan sesten başka bir şey olmaz eşcinsellik.

Eşcinsellik her haliyle kabul edilmeli hepten reddetmek yerine ki, düzeltilebilecek bir "şey" kalsın. Eşcinselliğin önce var olması için mücadele etmiyor muyuz zaten? Keşke 10 milyonluk feminen bir sesimiz olabilseydi. Ondan sonra bir daha düşünürdük. Yapılacaklar 3-5 veya hadi diyelim abartılı da olsa 300-500 "olması gerektiği" gibi eşcinselin mücadelesinden daha kolay ve etkili olabilirdi. O kadar kalabalığın içinden potansiyel "cesur eşcinsel sesler" çıkabilir diye düşünüyorum.

Hiç olmamak daha ıssızlık hissi yaratıyor eşcinsel alemde. Şimdilerde ne Huysuz kaldı, ne de Fatihler, Aydınlar, Aldolar, Artolar...Daha saygın mı bakılıyordur artık eşcinselliğe bilmiyorum ki. Eğer feminen olunmayana duyulan saygı, saygı olarak kabul ediliyorsa, değişen bir şey olacağını sanmıyorum. Sonuçta kabul edilmeyen burada erkekliğin karşısında yer alan "her şey" olduğu için, maskülen bir eşcinsellik hepten erkekliği lekeleyeceğinden hiç kabul edilmeyecektir. "Erkek erkek gibi olmalı, kadın da kadın gibi olmalı" zihniyeti hakim olduğu sürece, toplumsal cinsiyet rolleri muhafaza edilmeye devam edileceğinden, eşcinseller doğal olanla beraber, kaybedilen-heteroseksizmi içselleştirmiş eşcinselleri de kabul ederek-kazanmaya çalışarak varoluş sürecine girmelidir.

Gerçekten eşcinsellik varoluş sürecine giremedi bence daha. Varlar ama gizli şekilde varlar, yer altında varlar. Şöyle anlı-şanlı, yasaklı-ayıplı-günahlı bile sesimizi gümbürdetemedik 75 milyonluk ülkede. Gösteriler yapılıyor, yürüyüşler yapılıyor ama çok cılız kalıyor bu kadar kalabalık bir nüfusa göre. Eşcinselliğe karşı olan eşcinselleri de, heteroseksizmi içselleştirmiş eşcinselleri de, homofobik olan eşcinselleri de, gizli-saklı kalmış olanını da, ister maskeli-ister açık meydanlara çekebilmeliyiz önce. Batıda bakıyorum da eşcinselliğin görsel olarak bir tipi yok. Kadınsısı da var erkeksisi de.

Belki bu "aşağılama" meselesi eşcinselliğin doğallığını savunan eşcinsellerin yaptığı bir ayrımcılık değil ama, eşcinsellerin büyük çoğunluğunun bile bu reklama karşı olması mücadelenin eksiksiz olmadığını gösteriyor. Çünkü o reklama itiraz edenler eşcinselliğin yanlış tanıtımından değil, eşcinselliklerinden utanmalarından dolayı oluşan bir tepki. Nerden mi biliyorum; Çünkü tanıdığım eşcinseller televizyonda eşcinsellikle ilgili bir haber olsun, bir komedi olsun ailelerinden utandıkları için kanal değiştirdiklerini söylüyorlar. Bu sadece komedi unsuru eşcinsellikten utanma değil, tüm eşcinsellik biçimlerinden utanma. Bundan sonra eşcinselliği doğal şekilde mi yansıtacak medya dünyası artık? Hiç sanmıyorum. Çünkü heteroseksizmin elinde olan medya bizi istediğimiz şekilde yansıtmayacaktır.

Birden eşcinselliğin heteroseskizmin tanımladığı şeklini savunuyormuş gibi hissettim ama öyle değil. Ben belki itiraz edenlerden bile fazla karşıyım eşcinselliğin tek tipleştirilmesinden  ama bunu vatan-millet meselesine getirmenin hiçbir alemi yoktu. Zaten eşcinsel karşıtları karşı çıkacaktı, çıktılar da. Şimdi diyecekler ki, "Eşcinseller bile eşcinselliğe karşılar." "Hangi eşcinselliğe karşılar" diye irdelemeyeceklerdir merak etmeyin. "Biz" bile bilmiyoruz ki eşcinselliğin doğrusunu, "onlar" bilsin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder