30 Mart 2023 Perşembe

BİR ÖMÜR BÖYLE GEÇTİ!

Size bazı gerçeklerden bahsedeceğim. Aslında herkes gerçekleri biliyor da, ya çok cahiller ya da çıkarlarına öyle uygun düştüğü için bilmezlikten geliyorlar. Bakınız, 53 yaşındayım. Ben yaşadığım şehir dışına, birkaç kez dışında hiç çıkmamış biriyim. Oysa dünyayı kültürel ve sanatsal manada çok merak eden ve bunu birebir yaşamak isteyen birisiyim. Diyeceksiniz ki, senin hayallerin çok lüks. Bakınız ben açlık sınırının altında yaşıyorum. Aldığım emekli maaşı 5.5 Bin lira, yani 282 Dolar. 1 kilo peynir 100, 1 kilo salça 40, 1 kilo şeker 30, 1 kilo çiçekyağı 30 lira, vesaire... Sebze meyve fiyatlarını yazmama gerek yok; çünkü zaten alamıyoruz, mevsiminde portakal bile yiyemiyoruz artık. Soğan - Patatesin kilosu bile 15-20 lira arası. Lafı uzatmayayım. Bu para, bir insanın 1 aylık sağlıklı şekilde beslenmesine bile yetecek rakam değil. Nasıl mı besleniyorum; fırından 1 çuval ekmek alıyor, kızartıp kızartıp yiyiyorum. Yemek olarak da patates, kuru fasulye, makarna. En lüks yiyebildiğim peynir ve yumurta. Sağolsun köyden de ablamlar tarhana ve bulgur gönderiyorlar. Söylediklerim hikaye değil, gerçeğin ta kendisi. Utanması gereken de ben değil, bu ülkeyi yönetenler. Elbette ölmüyorum. Çünkü yaşamak için gerekli gıdayı temel gıda maddelerinden de sağlayabiliyor insan. Ben et-süt derdinde falan olan biri de değilim, zaten et yenmesine karşıyım. Hani bazıları diyor ya; et bile almıyoruz; bir emekli maaşı kaç kilo et yapar da et almayı düşünelim ki? Elektrik, su, telefon faturasını nasıl ödeyeceğiz o zaman? Biliyor musunuz, insanların çoğunun ömrü böyle geçiyor. Bunu elbette en başta cahillikle açıklayabiliriz. Çünkü insanlar körü körüne particilik yapıyor ve yaşanılan sıkıntıların yönetimle alakalı olduğunu düşünemeyecek kadar cahiller de var elbet. Sistemin bu şekilde işlemesi gerektiğini içselleştirmiş de olabilirler. Yani güçlü olan üstte ve rahat, güçsüz olan da altta ve sefil. O yüzdendir belki de insanların acımasızlığı ve de gücü ele geçirenin adaletsiz olmasını normal karşılaması. Fırsatını bulunca da mazlumlar zalim olmuyor mu? İktidar olmak, zalim olmakla eş anlamlı hale gelmiş. Çünkü cahillik böyle bir şey. Keşke zalimlik ve adaletsizlik sadece ekonomiyle sınırlı kalsaydı; iktidarlar kendilerinden olmayan herkesi ötekileştiriyor, varoluşlarını nefret üzerinden gerçekleştiriyorlar. Üzerinden prim yaptıkları da tartışılamaz hale getirdikleri vatan, millet ve din. Sanki kendilerine benzemeyen- köle haline getiremedikleri desek daha doğru olur, başka gezegenden gelmiş gibi. Oysa hayatın çok kısa olduğunu bir bilseler, iyi güzel yaşamanın sadece maddiyatla alakalı olmadığını bir görebilseler, uzun vadede herkesi felakete sürüklediklerini bir anlayabilseler... Çok cahilce bir süreç... Sevgi, hoşgörü, barış, huzur, eşitlik, özgürlük, demokrasi, adalet, sanat, vesaire olmayınca hayatın yaşanılası olmadığını; sadece içgüdüsel dürtülerle bencilce yaşamanın yaşam sürecini ilkel kıldığını ve insanların çok ilkel yaşadığını görebilseler. Paylaşmayı, paylaşmanın güzelliğini bir türlü öğrenmedi gitti insanlık. Böyle bir süreçte vicdan kelimesi sözde kalıyor. Çünkü vicdan, cehaletle ters orantılıdır. Yöneticilerdeki kibiri, tepeden bakmayı, insanları nasıl küçümsediğini, kendileri lüks içinde yaşarken çoğunluğa layık gördüğünü göremiyor musunuz gerçekten? Siz bunu mu hak ediyorsunuz gerçekten? Herkes günlük iş saati ne kadarsa o kadar çalışıyor; en az 20-25 sene alın teri döküyor. Çalışırken de sadece karın tokluğuna çalışıyor, emekli olunca da farklı olmuyor. Bakınız, yöneticiler çoğunluktan ne çok akıllı, ne de çok alın teri döküyorlar; sadece gücü ele geçirmişler ve kurnazlık yapıyorlar. Yöneticilerdeki kapasiteyi, kapasitesizliği göremiyor musunuz; iki kelimeyi biraraya getiremeyecek insanların yönetici olması kadar sinir bozucu bir şey olabilir mi? Bizi halk seçti diyorlar; hangi halk diye sormak gerekiyor. Ben hiçbir zaman seçmedim, böyle insanları seçmeyi de düşünmedim; ben hiçbir zaman bu yaşıma kadar istediğim şekilde yönetilmedim ki. Hatta ben anayasada tanımlanmayan ve yok sayılan insanlardanım. Ben cahillerin kurbanı oldum. Ey insanlık okuyun ve öğrenin; cahil kalmayın; bütün yaşadığınız sıkıntılar, cahilliğinizin gücü ele geçirmiş zalim cahillere cesaret vermesiyle alakalı. Aynı güçler neden ben ve benim üzerimden oyun oynayamıyor? Dün bir hocayla ilgili haber gördüm. Bu hocanın sosyal medyada milyonlarca takipçisi var. 6 yaşında çocukla evlenilebilir demiş, demiş de demiş, en son da kocalar karılarını dövebilir demiş. Çünkü erkek kadına şiddet uygulayarak deşarj olmalıymış. Kadınlar da bunun kıymetini bilmeliymiş. İşin kötü tarafı ise böyle cahillere prim veren milyonlarca cahilin olması, sistemin de bunu onaylarcasına sessiz kalması. Geçmiş olsun, El fatiha! Pardon derse dönmeliyim; merceğin elamanları; karanlık oda, ışığın delikten geçmesi, mercek, ışığın kırılması, optik merkez, odak noktası, optik düzlem, tekli mercek hataları, görüntünün orjinali neden terstir, ambulanslardaki ambulans yazısı neden terstir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder