Yaptığım her işi ciddiye alırım, ciddiye almadığım bir işi de asla yapmam! Zaman ve saygı meselesi!
Uzmanlığı bir tarafa bırakarak, bunları farklı yöntemlerle başka branşlara uygulayabileceğiniz, yaşam tecrübelerim ve hayata genel bakış açımla (naçizane)başarı arasında kurduğum denklemden bahsetmek istiyorum. Ben spora 43 yaşından sonra başladım. Yüzmeyi, bisiklete binmeyi, tenis, badminton gibi sporları bu yaştan sonra öğrendim. Dolayısıyla benim sporda profesyonelleşmek gibi amacım olamaz. Beynim istese, bedenim izin vermez. Ama mükemmelliyetçi yapımdan dolayı da yaptığım işi ciddiye alır ve elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım, asla savsaklamam. Bu teniste de böyle. Eğer bir işe zaman ayırıyorsam, emek veriyorsam; yaptığım işe saygı duymak zorundayımdır. Dolayısıyla yaptığım işin hakkını vermek için de, tecrübelerime dayanarak başarı formülleri geliştirdim. Antrenman, teknik, taktik, sabır, pes etmemek, psikolojini sağlam tutmak, % 70 savunma, çok iyi servis vesaire unsurlardan bahsetmiyorum. Bunlar zaten olmazsa olmazlar ve sol cebinizde hali hazırda duracak. Hele basit hata yapıyorsanız, maça antrenman havasıyla çıkıyorsanız; başarı tesadüflere kalır. Benim başarı formülüm şu; bir oyunda üst üste 3 sayı, bir sette üst üste 3 oyun kazanmak. Bunu bir kere yapabiliyorsanız, istedikten sonra üst üste 3 kere yapabilme potansiyeli var demektir. "Üst üste 3 kere" formülü oyunları ve setleri kazandıracağı gibi, sizi 6-0'lık set kazandırmaya da götürür, 5-0'dan maç döndürmeye de. Dün mesela; ilk seti aldıktan ve 2. sette 4-0 yeniliyorken, üst üste 3 kere yapabilmeliyiz dedim. İlk atakta üst üste 3 oyun kazanamadık ama 2 oyun kazandık ve rakiplerimiz 1 oyun daha kazanarak durumu 5 - 2 yaptı. Üst üste 3 kere formülünden vazgeçmeyerek bu sefer üst üste 5 oyun kazandık ve 5-2'den 7-5 ile seti döndürdük.
Tenis olsun, badminton olsun; benim maçlardaki motivasyonum, rakiplerimin her sayıdan sonra mutlu olması, hatta gülmesidir. Ben maç boyunca tebessüm bile etmem. Çünkü bir tebessüm bile bana göre ancak maç sonunda hak edilen bir şeydir. Son gülüp, iyi gülmek en güzelidir.
23-30 Ocak 2023 facebook notlarım
Küçücük ayrıntılar insanın hayatına devrimlerden bile daha çok yön verebilir..!
Başkaları hakkında önyargılı olmayın; hiçbir şey sizin düşündüğünüz gibi olmayabilir, değildir de zaten.
23 Ocak 2023
Tepkimden dolayı beni silmeye kalkarsanız, geç kalmış sayılırsınız; ben zaten sizi sildiğim, artık bende olmadığınız ve olmayacağınız, alttan alınmayı artık hak etmediğiniz ve sabrımı taşırıp tepkiyi hak ettiğiniz için tepki gösteriyorumdur! Geçmiş olsun!
24
İyi niyetim karşısında nefretinizi, nezaketsizliğinizi göstermeniz beni yaralamıyor ki; aksine gerçek yüzünüzü gösterdiğiniz ve beni haklı çıkardığınız için seviniyorum!
27
Bazı insanların yalnızlığı sevmesinin sebebi yalnızlık değil, bağımsızlıktır aslında. Çünkü bazı kültürlerde özgürlük ancak yalnız kalarak mümkün olabilmektedir. Yoksa insan türünü diğer canlılardan ayıran en büyük özelliği sosyalleşme ihtiyacıdır. Özgürlük ve sosyalleşmenin dengesini kurabilmek her zaman kolay olmayabilir. Ben zamanım yettiğince bunu başarmaya çalışanlardanım.
28
Yobaz medya her gün eşcinsellere karşı nefret kusuyor. Son haberlerden birinin başlığı "3 aşamada LGBTİ tehlikesi". Benim cinsel yönelim nasıl tehlike arzedebilir ki? Tehlike dediği 3 şey şu homofobik şarlatanın, bir de utanmadan psikiyatrım diye geçiniyor; Eşcinselliğin utanılacak bir şey olmaMası, eşcinselliğin tedavisinin olmaMası, eşcinsel evlilik ve eşcinsellerin evlat edinmesiymiş. Ne akıl dışı düşünceler bunlar. Kime ne ki benim eşcinselliğimin doğuştan veya sonradan olduğundan? Doğuştan ama farzedelim ki, ben tercih ettim; sana ne, kime ne benim sindirim sistemimin uzantılarını nasıl kullandığımdan? Kendi heteroseksüelliğinizi masaya yatırmayıp da niye başkalarının eşcinselliğini tartışıyorsunuz? Homofobinin en büyük sebebi; eşcinsellerin, eşcinselliklerinin arkasında durmaması, meydanı cahillere bırakmalarıdır. Sen kendini göstermezsen, başkaları sizin hakkınızda kafalarına göre algı oluşturur. Aşağıda psikiyatrım diye geçinen homofobik şarlatanı görüyorsunuz. Evet cinsel yönelimi tehlike olarak göstermek, şarlatanlıktır.
Benim hayallerimi, eşcinsel haklarımı, son 20 yılımı çalan ve açlık sınırının altında süründüren ve buna sebep olan herkesin yargılandığı gün benim bayramımdır!
Sadece kötü yöneten değil, kötü yönetene oy veren de suçludur!
2023 seçimlerinde de bir şey değişmeyecek diyenlerinki umutsuzluk değil, o sistemi destekleyenlerin temennisi!
Art niyetlileri, duyarsızları, bencilleri, vesaireleri anlamak zor değil. Kendileri kaybediyorlar. Gerçek yüzlerini gördüğümüz için biz kazanıyoruz.
Teniste dikkat edilecek 5 husus
1. Zor pozisyonlarda sayıya oynamayın.
2. Hiç hücum yapmadan teniste başarı olmaz, yani hiç sertliği olmayan lay lay lom bombeli yumuşak vuruş yapmayın.
3. Servis karşılarken, ilk amacınız hücum yerine topu içeride tutmak olsun.
4. Öndeyken nasıl olsa kazandım havalarına girmeyin, gevşemeyin, disiplini elden bırakmayın.
5. Fileye takılacak veya out olacak fantezi vuruşlar yapmayın, bildiğiniz en iyi vuruşlarınızla oyun oynayın.
Monica 2023 Ekim ayının ilk haftasında araba kaportasından itfaiye yardımı ile bulunduğu yerden 1,5 gün sonra çıkarttığımız bir kedi yavrusu idi. Evde çok kedi olmasına rağmen eve aldım. Almasaydım, hayat ona nasıl bir yol çizerdi bilmiyorum. Geçtiğimiz haftalarda karnı şişmeye başladı. Muayene sonrası FİB'e yakalandığı ortaya çıktı. Aşıya başlayalı 1 hafta oldu. Tek başıma yaşadığım için, FİB tedavisinin bir zorunluluğu olarak enjeksiyon yaparkenki anları videoya çekemedim. Bundan sonraki enjeksiyonları görüntülemeye çalışacağım. Çünkü benim sokak kedileirne yetebilmem, çok düşük seviyelerde olduğu için, koşullarım veterinere aşıya götürmek veya birilerini bulup video çekmek gibi kurallara imkan vermeyebiliyor. Kedinin sağlık durumu ile son dört güne ait fotoğrafları paylaşacağım. Emeği geçen herkese teşekkürler.
29
Her zaman cenaze evlerinin önüne cenaze çadırı kuran belediye dün arkadaşımın cenazesi için yağmurlu havada bile çadır kurmamıştı. Bugün çöp arabası gelip çöpleri almamıştı. Yolda arkadaşımla karşılaştım. Mitingden geliyordu. En üst mertebedeki siyasinin mitinginden. Zaten cenaze evinde söylemişlerdi. Miting var diye bütün hizmet ve hizmetlilerin bu miting için seferber edildiği. Ayrıca tüm kamu personeli daha önce bazı mitinglerde yapıldığını duyduğumuz gibi, bu mitinge işten çıkartılma tehdidiyle zorla götürülmüşler.
HERKESE YARGI İSTİYORUM!
Ben Tanrı'ya, cennete-cehenneme inanmadığım için; Tanrı da, cennet cehennem de bu dünyadaki insan hakları ve yargıdır; herkes yaptıklarının hesabını bu dünyada vermeli. Bana ne olmayan uhrevi dünyanın manevi tatmininden. Ben reel dünyada gerçek haklarımı istiyorum. Ben aptal değilim ki bilimsel gerçekliği olmayan bir inançla kendimi kandırayım!
İnsanların aptal yerine konulmaya sessiz kalmalarını kabul edemiyorum! Gerçekten nasıl bir duyarsızlıktır bu? Tek bir oyla hesap soracaklar oysa!
Şu sosyal medya hesapları üzerinden telefonla aranmaktan nefret ediyorum. Lülülü sesleri beynimi tırmalıyor. Tanımıyorum ben sizi. Profilinizde resim bile yok. Beni direkt arama hakkını nereden buluyorsunuz ki? Çok terbiyesizce bir şey bu! OK?! Umarım anlatabiliyorumdur!
Bir çoğunun ağzında şu var; gene kazanırlar! İstemiyoruz diyenler bile 2 yüzlü davranıp oy verirse, tabiki de kazanırlar! Hayat çok pahalandı, onlara hiç oy vermedim ki şimdi oy vereyim diyenlere bile inanın hiç inancım kalmadı. Cemaat toplantılarına gidiyorlar, mitinglerine gidiyorlar, sonra ben onları desteklemiyorum diyorlar. BİR KİLO ŞEKERE 40 LİRA VERMEK TATLI MI PEKİ?
Hayat pahalılığının hala kötü yönetimle alakalı olmadığına inananlar var. Devam edin öyleyse. Asgari ücretin veya emekli maaşının 2-3 katı katı kira mı olur? Şu anda öyle!
Bir insandan fiziksel veya zihinsel potansiyelinin üzerine çıkılmasını istemek, belki % 99 faydası olan bir insanın faydasını bir anda sıfıra bile düşürebilir.
Her umutsuzluk gerçekçi olmak değildir. Umutsuzluk bence değişimi, gelişimi, bir şey başarmayı istememek, hatta kaderine razı olmak, hatta hatta bulunduğun durumdan memnun olmak gibi bir şeydir. Önümüzdeki seçimlerde hala değişen bir şeyin olmayacağını düşünenler beni gerçekten irrite ediyor.
30
Tanrı benim için avuç açıp medet umulan bir şey değildir, öyle bir Tanrı da yoktur zaten. Yaratan ne ise(bana göre yaratılış bütünsel bir varoluştur ayrıca), sana akıl vermiş kendin yap, başar diye. Şimdi gecenin bir yarısı doğayı katledip aç bıraktığımız sokak kedilerine mama vermeyip "Tanrım sokak kendilerinin karnını sen doyur" diye mantıksız bir temenni olabilir mi? Tanrı senin içindeki vicdandır. Varsa vardır, yoksa yoktur. Ben etrafımda Tanrı'ya inanıp da vicdansız çok insan görüyorum. Bana göre onların Tanrı'sı falan yok!
Tanrı vicdandır. Vicdanı olmayanın Tanrı'sı olmaz.
Öldükten sonra arkamdan "Kedileri insanlardan daha çok sevdi" demeleri benim için en büyük " dua" olur! Gerçi duaya inanan kim ayrı mesele! Zaten kediden reanke olmuş dişi bir kediyim!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder