TDK'ya göre bilincin tanımı, insanın kendisini ve çevresini tanıyabilme yeteneği, diğer tanımı ise algıların ve bilgilerin izlenme süreci.Oxford sözlüğüne göre bilinç, bir kişinin bir şey hakkındaki farkındalığı ya da algısı demektir. Cambridge sözlüğüne göre ise herhangi bir durumu anlama ve gerçekleştirme hali. Bilinç için bilgi ve yetenek önemli. Bunlara istinaden bilinçli olmak da, neyi neden yaptığını bilmek, neye ve kime hizmet ettiğini düşünmek diyebiliriz.
Wikipedia ise bilinci madde madde çok yönlü tanımlamış...
Bilinç, genel olarak, insanda farkındalığın, duygunun, algının ve bilginin merkezi olarak kabul edilen yetidir. Zihnin kendi içeriklerinin farkında olduğu, içebakış yoluyla bilinen, duyumları, algıları ve anıları ihtiva eden bölümüdür.
Kişinin kendisine, yaşantılarına, çevresine, öteki kişilere, bir bütün olarak içinde yaşadığı dünyaya ilişkin farkındalığı, yaşanan deneyimlerden kendiliğinden doğan kendinin farkında olma görüngüsü;
Öznenin duygularına, algılarına, bilgilerine ve kavrayışlarına bağlı olarak kendini anlama, tanıma ya da bilme yetisi;
Bilme edimi ile bilinen içerik arasındaki ilişkiyi her ikisini de içerecek biçimde bir üst düzeyde kurabilme becerisi;
Acı çekme, isteme, bekleme, düş kırıklığına uğrama, korkma gibi belli bir nesnesi bulunan bütün “geçişli” yaşama edimlerini olanaklı kılan ana ilke;
Düşünen öznenin kendisine dönerek, kendisini kendi düşünceleri ile kavraması, kendisine bir başkası olarak dışarıdan bakabilmesi durumu;
“İçebakış” yoluyla zihnin kendi deneyimlerinin gerçekliğini kavrama edimi;
Zihinsel yaşamın geçmiş duyumları, algıları, bilgileri bellekte tutma yeteneği;
Kişinin kendi içinde yaşadıklarına ya da dışarıda olup bitenlere yönelik incelmiş sezgisi, bütün yaşadıklarına ilişkin genel görüşü;
Üzüntü, sevinç, hüzün gibi tek tek yaşantı durumlarına ilişkin kendilik izlenimleri, şeylerin kişiye nasıl göründüğüne yönelik görüngübilimsel yaşantılar bütünü.
Tanımlaması daha çok doğrudan olmasından ziyade dolaylı yollardandır (farkındalık gibi) ve birçok farklı şeyi ifade edebildiği için zordur. Çünkü bilinç ağırlıklı olarak kişisel bir deneyimdir. “Canlı maddenin öğretimini denetleyen özel bir öğretmendir, bazen yeterince eğitilmiş olan öğrencisi, öteki görevleriyle uğraşmak için yalnız bırakır” şeklinde basit ve anlamlı tanımlamaları da varsa da, “bir kişinin kendi varlığının/var oluşunun, duyularının, düşüncelerinin, çevresinin farkında olması” olarak da tanımlanır. İç durumumuzu sorgulayarak bir şeylerin farkında oluruz ve bilinçli bir varlık olduğumuzu hissederiz ve bilincin en önemli noktası da budur. Bilinç, çoğu kez "farkında olma, farkındalık" ile aynı anlamda kullanılır. Yani bilinçli kabul edilen varlıkların “nesnel/dışsal gözlem” ve “öznel/içsel gözlem”leri vardır. Öznelci kuramların tuzağına düşmemek elde değildir. Bilincin bütün tanımları temelde hep aynı gibidir. Ama her tanım “eski bir şişede yeni bir şarap gibi” sunulur. Ya da bazıları “görüntüyü kurtarmak” adına öne sürülmüşlerdir. Tanımı yapacak bir doctor universalis (evrensel bilgin) bulmak mümkün değildir ya da bekleyeceğimiz ani bilgisizlikten, ani bilgili bir duruma geçme, ani bir kavrayış (anagnoresis) mümkün gözükmemektedir.
Bilinçli olmak kavramının tam manasını öğrenmek için, BİLİNÇ kavramının tanımları ve detaylarıyla karşılaştım. Bilinçli olmak kavramını ise, nasıl bilinçli eşcinsel olunur veya bilinçli eşcinsel nedir sorularına cevap bulmak adına araştırdım. Aslında bilinçli biriysen, sadece eşcinsellik konusunda değil, her konuda bilinçli olabilirsin. Ama insanın mağdur edildiği bir konuda bilinçli olması, varolabilmek, hayatta kalabilmek adına kendini koruyabilmesi ve savunabilmesi için, doğru yaşamayı gerektireceği için çok daha önemli diye düşünüyorum. Eğer içinde yaşadığın toplum eğitim anlamında yeterli bir seviyede değilse, hatta eğitime yeterince önem verilmiyorsa, eşcinsellik gibi durumların ne anlaşılabilmesi mümkün oluyor, toplumun paralelinde bilinçsiz bir eşcinsellik sonucunda da, eşcinseller de kendilerini doğru şekilde ifade edemiyorlar, ÇÜNKÜ, zaten bilinçli eşcinsel olunmadığı için, bilinçli bir eşcinsellik durumu da söz konusu olmuyor, hatta eşcinsellik anlamının dışına çıkılıyor, eşcinseller de kendilerinin-eşcinselliklerinin doğru bir şekilde farkında olmuyorlar. Eşcinselliğin kumandası bilmeyenlerin elinde oluyor, azınlık olan ve hakları ellerinden alınmış eşcinseller de varolabilmek, kendilerini gerçekleştirebilmek için, kendilerine sunulan çerçevede varolmaya çalışıyorlar, aksi şekilde varolmak onlar için zor olacağı için de, kendilerine sunulan şablonu doğru olmasa da, doğruymuş gibi içselleştirip, bu çerçevede varolma mücadelesi veriyorlar, hatta bu şekilde varoluşun doğru bir eşcinsellik olduğunun savunusunu bile yapmaya başlıyorlar. Bu yüzden içinden geldiği gibi yaşayan eşcinseller de sanki yanlış bir şey yapıyorlarmış gibi hedef gösterilmeye başlıyorlar. Bu da eşcinseller arasında bir çatışmaya sebep olabiliyor. En önemlisi de toplumsal varoluş için sunulan ve dayatılan ifade biçimleri kabul edilebilir bir hale geliyor, hatta doğal bir durummuş gibi akademik bilgi haline dönüştürülüyor.
Bu konuya tekrar neden geldim derseniz... Son dönemlerde yazdığım yazılara istinaden bana dönüşler oluyor. Yazılarınızı okuduk ve içinde yaşadığımız LGBTİ çevresinde bize sunulan cinsel kimliklerle, senin yazdıkların farklı ve kafamız karışıyor. Mesela bize kadın bedeninde erkek olduğumuz için bedenimizden vazgeçmemiz söylendi ama oysa biz bedenimizi seviyoruz, mesela ben vajinalı ve göğüslü bir erkek olmayı seviyorum diyen travestiler/transseksüeller oldu. Son olarak mesela, sırf çevresinde gördüklerine bakarak hormon almaya başlayan bir eşcinselin, doğru mu yapıyorum yanlış yapıyorum şeklindeki bir mesajı oldu. Kadınsılaşmak istiyormuş ama kadınsılaşmayı da sırf ilgi görmek ve de çevresindekilerin bu şekilde yapması ve bunun olması gerekenin bu olduğu ve bunun doğru olduğunun söylenmesi üzerine istiyor. Yani şu anda bilinen bu, uygulanan bu; doğru mu yanlış mı tereddütleri var ama alternatif ve doğru bilgi sunulmayınca, doğru bilgiymiş gibi kabul edilmesi durumu söz konusu.
Bakınız... Her zaman anlatıyorum... Bir heteroseksüellik vardır, bir eşcinsellik, bir de biyolojik cinsiyet. Yanlış bedende doğmak nedir tanrı aşkına? Heteroseksüellik dışındakiler, hemcinsel ilgi duyuyorlar ve bunun adı eşcinsellik. Benim içimde bir kadın var veya yok ama cinsel varoluşun ambalajının tek doğrusu, nasıl sadece toplumda varolan ve tanımlanan şekilde olabilir ki? Doğa size, yanlış bedende doğdunuz, trans geçiş yapın mı diyor? Transeksüellik, toplumsal bir varoluştur. Eğer heteroseksizm olmasaydı ve tıp bu kadar ilerlemeseydi, böyle bir şey olabilir miydi? Düşünün eşcinsellik kutsallaştırışlmış, kim transseksüel olmak ister? İnsanlar niye transseksüel oluyor sizce; doğuştan itibaren yanlış bedende doğdum, bundan kurtulmalıyım diye mi bir süreç yaşıyoruz? Ne zaman homofobiyle karşılaşıyoruz, o zaman bedenimizden kaçmaya başlıyor, ona ister kılık kıyafet olarak, ister mesela trans kadınlar gibi o bedene kılsız olmak veya kadınsılaşmak gibi görevler yüklüyoruz. Oysa cinsiyetçi olmayan bir dünyada yaşasak, içimizden geldiği gibi varoluruz. Şunu beynimize iyice sokmalıyız... Mesela trans kadın üzerinden açıklarsak, kadınsı olunca ne biyolojik manada kadın oluyoruz, ne de daha fazla ilgi görüyoruz. Bu toplumsal bir varoluş sadece; oysa bu durum toplumsal manada bile olsa ne bizi ne vareder, ne de bizi mutlu eder, en fazla kendimizi kandırırız. Bu konuda gerçekçi olamıyoruz. Neden; bilinçli değiliz. Doğamıza ters şekilde toplumsal olarak varolmak, bizi gerçek anlamda tatmin etmez çünkü; hem çevresel olarak, hem de doğal yapımız olarak. Bakınız, eşcinseller ne kadar kendilerini kadınsı hissetseler de, bu koşullanılmış bir kadınsılık da olabilir, doğuştan öyle hissedilmesi de bir şeyi değiştirmez bana göre, çünkü bunun ambalajının içinde yaşadığımız dünyanın yansıyan cinsiyet algısıyla örtüşmesi şart değil, bildiğimiz anlamda bir kadın olmaları şart değil yani. Zaten bu yapay bir durum. Hislerimizin bir kalıbının olması şart mı? Eğer şart diyorsanız, bunun toplumsal olmasından başka bir açıklaması olamaz. Çünkü doğada milyonlarca bir böyle bir durum olduğu için, yanlış olması, yanlış bedende doğulmuş olması söz konusu olamaz. Yani mesela vajinalı kadınlar olduğu gibi penisli kadınlar da var. Veya, kadınlık ne, erkeklik ne, niye tanımlansın ki de diyebiliriz. Ben niye erkek veya kadın olayım ki; ben benim ve nasıl olduğum, kimi sevdiğimin bir kalıbı olamaz. Eğer olması gerekiyorsa, bu toplumsal bir varoluştur. Oysa toplumsal varoluşumuzu doğamıza uygun şekilde gerçekleştirirsek, doğal yapımıza da toplumda bir yer edip, kendimizi toplumsallaştırabilir, öteki olmaktan kurtulabiliriz. Mesela hormon aldım, sesim inceldi, memelerim çıktı diyelim. Çok mu kadın olarak kabul edilip, kadın olarak ilgi göreceğiz? KOCAMAN BİR HAYIR! Hormon almanın zararlarını okudunuz mu? Bir doğa katliamı resmen. Dalları kesilmiş bir ağaç ne kadar varolabilir? Sağlık problemleri yaşayacaksın, cinsellikten zevk almayacaksın; çünkü hormon almak demek, erkeklik hormonunun yok edilmesi demektir. Peki erkek biyolojisi, erkeklik hormonlarını yok edince, nasıl cinsellilkten zevk alacak? Bunun adı toplumsal bir tecavüzdür. Daha açıkçası, topluma kendini tecavüz ettirmektir. Doğal bir tacavüzün bile bir hazzı olabilir belki ama hissetmeyeceğin bir tecavüz ne kadar ağır bir şeydir, tahmin edebiliyor mjusunuz? Orgazm olduktan sonra nasıl cinsellikten haz duymuyorsanız, transseksüellik gibi geçişlerle hayat boyu zevk almadığın bir tecavüze gönüllü oluyorsun! Bu anlattıklarım hikaye değil, trans geçiş ameliyatı olmuş hormon alan eşcinsellerin ifadesi. Beynim cinsellik istiyor ama yaşarken nefret ediyorum diyorlar. E doğru. Mesela ben bir eşcinselim. İçimde de bir kadın var. Erkeklerle beraber olurken biyolojik erkekliğim devreye girmiyor mu? O olmayınca zevk almayacağım için niye seks yapayım? Ben o zaman niye ameliyatla kendimi hadım ettireyim, niye hormon ilaçlarıyla biyolojik erkekliğimi öldüreyim? Ben geri zekalı mıyım? Toplumda cinsiyet kavramı böyle diye kendimden vaz geçeyim, öyle mi? Böyle anlayışın da, böyle rantsal tıbbın da... İşte bunun adı bilinçsizlikten başka bir şey değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder