3 Ocak 2019 Perşembe

Beni konuşturdunuz gene!


Yukarıdaki caps bir alıntıdır ve konuyla ilgili şahısı ne tanırım, ne de söyledklerim kişiye istinadendir. Bu AKP'ye oy verenlerin umrunda bile OLABİLEMEZ Kİ! Yolsuzluk dediğin ne ki; NORMAL bi' şey! Halkın şöyle bir kanıksaması var: başa geçip de bunu yapmayan mı var? Mmmm... Başa bunun için mi geçiliyor? Yanlış anlaşılmasın, kimseyi zan altında bırakmam istemem. Benim çevremdekiler böyle diyor. Yani başa geçenlere her şey mübah görülüyor! gibi bir şey anladım. Gene de rencide ettiysem bazı kişileri; sorry! ŞİMDİ AKP'LİLER OY VERDİKLERİ KİŞİNİN GEÇMİŞİNE BAKACAK MI SİZCE; ONLAR AKP'YE OY VERİYORLAR ÇÜNKÜ! KİM OLDUĞUNA BAKMIYORLAR YANİ! Tabi dayanakları da hazır; Birisi demiş ki EYT sayfasında; AKP'ye vermeyelim de teröristleri destekleyenlere mi verelim? Onların gözünde, onların destekledikleri dışındaki herkes tu kaka; İşte böyle bir kafa!


SON TEMİZLİĞİMİ DE BUGÜN YAPTIM!
Astroloji diyor ki benim için; 2019'da hayatındaki tüm zararlı haşerelerE YOL VERECEKSİN. Zaten geçen yıl yaptım ben bu temizliği ve kalanları da bugün temizledim. Bundan sobra hayatımda, zaralı hiçbir şeye ve kimseye yer yok. Çünkü onların bana hiç bir katksıı yok ki; defolup gitsinler...


EMEKLİLİK HAKKIMIZI KAZANMANIN TEK YOLU!
Emekli yapsınlar diye oy verirsek, gene kandırılırız ama oy vermezsek, bu yasa eninde sonunda çıkar. Olaya biraz mantıklı davranarak sabırla yaklaşmalıyız. Bu işler, "seçim yaklaştı, emekli yapın, oy verelim" şeklinde olmaz. Onları oy vermeyeceğimize inandırmalıyız! Bunca zaman bizi emekli yapmayan AKP ne değişti de emekli yapacak ki? Adamlar zaten bas bas bağırıyor EMEKLİ ETMEYECEĞİZ diye. Daha fazla safdilli olmanın manası ne ki? Seçimi kaybetsinler, bak o zaman nasıl yola geliyorlar. AKP hayır diyor ve önergeleri reddediyor, hatta AKP'li milletvekilleri Mecliste dalga geçiyor bizimle, MHP desen sürekli dönüyor... Eee, daha ne; belki emekli ederler diye AKP ve MHP'ye o ymu vereceğiz? Ben bunların ipiyle kuyuya ineceğime, ölürüm daha iyi...


EFLATUN'UN ELEŞTİRDİĞİ "DEVLET" ANLAYIŞINDAN, GÜNÜMÜZ DEVLETİNE DEĞİŞEN HİÇBİR ŞEY YOK!
Benim asıl derdim homofobi gibi, EYT gibi gibi mağdur olduğum alanlardan çok, bu mağduriyete sebep olan anti demokrasi oldu. Çünkü demokrasi olursa; eşitlik ve özgürlük olur, bilim ve eğitim olur, hak ve hukuk olur, olur da olur..! Tabi insan mağdur olduğu alanlara daha muvaffak oluyor ve canı yandığı için o alanlar üzerinden mücadele ediyor. Çünkü insanlar ne demokrasiyi biliyor, ne demokrasinin etkileirni, ne de yaşadıkları sorunların asıl kaynağını. O yüzden onlara sorunların kaynağından bahsetmek anlamsız geliyor.Şİmdi EYT mağduru bir kişiye, seni mağdur eden kşiye oy verme dediğin zaman, kime oy vereceğim o zaman diyor. Çünkü zihniyeti, kendisini mağdur edenle aynı. Demokrasiyi bilmediği için, konunun hak ve adaletle alakalı olduğunu şarj edemiyor. Kendisine bütçe yok denilince, vekillerin binlerce liralık maaşının bütçesini sorgulaYamıyor. Hem sorgulama yetisi olmadığı için sorgulayamıyor, hem de sorgulama cesareti olmadığı için sorgulayamıyor. Oysa öleceksek de Socrates gibi, doğruları söylemekten ve savunmaktan ölmeliyiz. Yoksa devlet her zaman kendini haklı görmeye devam edecektir tepkisizlikten aldıığı cesaretle. insanların sesi olmaya, ölünceye kadar devam edeceğim... Her alanda, her konuda...


Dolar 7 lira oldu diye her şey iki kat değil, 3-5 kat zamlandı. Dolar eski seviyesine-5 liraya düştü ama her şey zamlanmaya devam ediyor. Bizler hangi oyuna alet ediliyoruz? Uyan halkım uyan?


HERKES MADDİYATINI NEREDEN KAZANDIĞININ TEK TEK HESABINI VERSİN; BANA NE ÖTE DÜNYADAN, BEN BU DÜNYADA İSTİYORUM. ÖTE DÜNYA İLE İŞİ OLANLARIN, ZATEN HAK-HUKUK VE ADALETLE İŞİ OLABİLEMEZ Kİ!
Keşke herkesin üzerindeki maddi varlıkların nerden ve nasıl kazanıldığının resmi bir belgesi olsa ve mantıklı açıklama yapamayanlarınkine el konulsa; devlet bütçesi şeffaf olsa ve yapılan her harcama için vatandaşın onayı alınsa. Yolsuzluk yapan bir siyasi, ömür boyu siyasetten men edilse ve iş kurma hakkı elinden alınıp, açlık sınırında yaşamaya mahkum edilse. İnsanın kaybedecek bir şeyinin olmaması ne kadar onur verici şey bilebilir misiniz? SAYIN SEYİRCİLER, HAK YENMEDEN ALIN TERİYLE MÜLTİMİLYARDER OLUNABİLER Mİ?


İNSANLAR BENİM ZAMLAR KARŞISINDAKİ ŞAŞKINLIĞIMLA DALGA GEÇİYOR!
Maşallah insanlar da zamlara hemen adapte oluveriyorlar ya, şaşkınlık içersindeyim.
Geçen yıl kuru incir satıyorlardı sokakta. Ben onu 5 lira anlamışım. 35 lira dedi satıcı. arkamdan da yanındakine bahsediyor; 5 liraya incir mi olur? diyor. İnternete baktım, 1.5 kilosu 80 lira diyor.
Gene sokakta tarhana satıyordu kadının biri. O da 35 lira dedi. Çok pahalı dedim. Yoğurdun kilosu kaç para biliyor musun? dedi bana kadın.
Köylüler zamlar konusunda uyanıklar ve onlar da duruma göre zam yaparak kendilerini şartlara uyduruyorlar da, bu istikrarsızlık neden? diye hiç sorgulamıyorlar. Çünkü sorgulasalar, karşılarında kendilerini bulacaklar.
Eskiden elektronik falan çok pahalıydı. Ben ilk bilgisayarımı 1999 yılında ayda 100 dolara 36 taksitle, 3600 dolara almıştım Denizban'ın Veezy Go kampanyasıyla. Dolar da uçunca ne zorlanmıştım anlatamam... Şimdi tam aksine temel gıda maddeleri çok pahalandı patates-soğan, yağ-salça gibi...


HAYAT PAHALANINCA, SAMANLIK SEYRAN OLUR SANATÇILARIMIZA!
Sanatçılarımız da bu hayat pahalılığı karşısında nasıl aşk şarksı yapabiliyor, nasıl aşk romanı yazabiliyor hayretler içersindeyim. Bir ben mi etkileniyorum bu zamlardan, yoksa sanatçılar bile mi yitirdi yaşam duyarlılıklarını? Biliyorum korkyorlar ama sanatçılık biraz ceasret gerektirmez mi? Bir de hepsi günü kurtarma derdindeler yarını düşünmeden! Yoksa sanatçılarımız da mı muhafazakarlaştı? Bazı sanatçılarımız da, politika politikacıların işi fiyip, işin içinden kolaycacıl sıyrılıveriyorlar. sanırım onlar sadece aşk işlerine bakıyorlar ki, yaptıklarında sadece bu konuyu işliyorlar. Daha dün bizi güldüren, eğlendiren Metin Akpınar ve Müjdat Gezen gibi komedyenlerimiz, en sanatçı geçinenden sanatçı çıktı. Jön olsa da Tarık Akan da bir santçıydı!
Bu nedir; seçimlere nasıl güvenebiliriz sayın seyiciler? Pardon biz sondan birinci demokratik bir ülkeydik değil mi G20 üyesi bir ülke olarak? Ama beni asıl düşündüren devletin antidemokraikliği değil, halkın yarısının antidemokratik bir zihniyete sahip olması! Mesela doğruları açıklayan bir paylaşım yapıyorsun, insanlar bu paylaşımdan tırsıyorlar iktidar tarafından fişleniriz diye. İyi ya, demokratik insan kategorisine geçeceksiniz bu sayede! Öleceksem, ifade özgürlüğünden öleyim!


Dogmatik-yobaz kafaların şöyle bir söylemi vardır...
"Batı Medeniyetinin sosyal çöküşü: Eşcinsellik!"
Ulan Batı mı çökmüş, Doğu mu..?
Demokrasine bak, sosyo ekonomik seviyene bak; ondan sonra öt!
Medeniyet dediğin nedir; eşit ve özgür bir yaşam değil midir?
Doğuya göre medeniyet; eşitsizlik, no özgürlük, adaletsizlik, hukuksuzluk, haksızlık, vicdanszılık, anti demokrasi, vesaire...
Eşcinsellik kültürel bir şey değil ki, doğaya mahsus bir şey; Danimarka'da ne kadar eşcinsel varsa, İranda da % oran olarak aynıdır; milim şaşmaz.
Eşcinsellik göründüğü üzere, tabi nasıl baktığıma da bağlı, Batı'yı çökertmemiş ama heteroseksistliğin Doğu'yu çökerttiği kesin.


EĞİTİM ALFABE, 4 İŞLEM VE MESLEKTEN İBARET OLMAMALI!
Bana diyorlar ki, açıktan dördüncü üniversitemi okuyorum ve bu da bitmek üzere, bu yaştan sonra okuyup da ne olacak, sana ne faydası var..?
Ülkemizde üniversite veya eğitim diyince, sadece alfabe ve 4 işlem ve de meslek sahibi olmak akla geliyor. O yüzden eğitimli ama eğitilmemiş bireylerimiz oluyor ya. Üniversite sadece meslek garantisi için okunuyor; bitirenler de işsiz kalınca, üniversite okumak falan boş iş sayılıyor.
Eğitim bilgidir, eğitim disiplindir. Umarım öncelikli olark eğitimin ne olduğunu ve amacını öğreniriz iyi eğitilmekten öte!
Eğitime bakış açımızı değiştirmeli ve eğitim sistemimizi iyileştirmeliyiz acilen.
Ben hayat boyu eğitime inananlardan olduğum için, ölünceye kadar okumaya devam edeceğim. Çünkü öğrenmeyi seviyorum ve eğitim sorumluluğu beni yoluma daha bir sıkı sıkı baülıyor!


Çevre diye yemeyin bizi yaa... Biz daha kurban kültürü evresindeyiz; hayvanları öldürüyoruz, kafamız bozulunca birbirimiz öldürüyoruz, yeşil ve mavi doğayı korumak diye bir potansiyelimiz bile yok bizim... Ayrıca bizde şöyle bir kafa yapısı var; parasını veriyorsam, çevreyi de kirletirim!


Sınavı geçmek için kopya çekince yakalanmış ve öğretmeni öldürmüş. Ulan bana kendim başarım olmadıktan sonra dünyanın bütün üniversitelerinin diplomalarını verseler, hakkım olmadığı için nasıl kabul edebilirim ki... Dedim ya, eğitim anlayışımız öğrenmek değil, sınıf geçmek...


Böyle pislik öğrencileri okula değil taş ocağına göndereceksin; bu kişi okulunu bitirsrydi bile gene bir pislik yapardı merak etmeyin; gene içinin dışına yansıdığı psikopat tiplerden biriymiş. Ya bir insanın psikolojisine göre yaşam koşullarına yerleştireceksin ki, başkalarına zarar vermesin. Karantinaya alacaksın mikropları! Söylediğimi faşizm olarak algılamayın; olaya bilimsel bir yaklaşım bu. Çünkü böyle bir fikir var suç potansiyeli taşıyanlara karşı, akademik çerçevede.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder