28 Kasım 2018 Çarşamba

Laikleirn derdi türban değil, türbansal-dogmatik zihniyetin özgürlüklere müdahalesi!

Türbana anlayış bekleyenler, çıplaklığa ve cinsel özgürlüğe de anlayış göstersin! Üstelik türban bir kültürel bir tercih, çıplaklık ve cinsellik doğal bir şeydir; ayıp veya günah değil!


Bir manken oyuncumuzun kapnaması, herkesin özel tercihlerine saygı duyulmalı diye açıklanıyor. Saygı duymayan var mı zaten? Nasıl insanların cinsel organlarının açıklığı veya kapalılığı ahlakçılık yapılarak eleştirilebiliyorsa, o zaman insanların saç meselesinin açıklığının veya kapalılığının da eleştirebilmesi normal karşılanmalı. Ama ahlakçılar, dogmatikler, dindarlar, adına ne derseniz diyin işte, onlar kendilerine benzetemediklerini yerden yere vurmasını biliyorlar, hatta saldırıyorlar, öldürüyorlar, vesaire. "Kapalıların" dogmalara sığınarak kendilerine benzetemediklerini nefrete hedef haline getirmeleri hangi ahlaka sığıyor, hangi insanlığa sığıyor, hangi vicdana sığıyor, hangi adalete-eşitliğe-özgürlüğe, kısaca demokrasiye sığıyor, hangi akıl ve mantığa sığıyor? O zaman onlar da cinsellik veya çıplaklığa ahlaksızlık demesinler, dyeceğim ama hayata bilimsel gözlerle bakamayanlar böyle düşünemez ki.

Ve şöyle bir yanılsama var; kapalılar, dindarlar, bana göre dogmatikler diyelim, hep iyilikle, vicdanla, ahlakla özdeşleştirlirler. Oysa ne alaka? Dogmatizm bana göre insanların yapılarına göre, maneviyat başlığı altında bir şeylere sığınmalarından başka bir şey değil. Oysa din bir kültür meselesidir. Bunu herkes de biliyor ve de kabul edilmiş bir gerçek; dogmatikler hariç. Ama kültürlere göre, uhreviyat hakkında bir şeyleri eleştirmek hakaret olarak algılanıp suç unsuru olarak değerlendirilebiliyor. Oysa asıl suç nedir biliyor musunuz; ifade özgürlüğünün engellenmesidir. Dogmatizm eleştirilirse, dogmatizm diye bir şey kalmaz çünkü ve o yüzden kutsal olarak atfedilir genellikle. İnsanların özgürlükleri de ahlaksızlık olarak ifade edilmelidir ki, insnalar özgürlüğün tadını alıp da, dogmatizmi daha hızlı bitirmesinler. Yoksa heteroseksizm gibi çıkarcı yapılar, insanları çıkarları doğrultusunda nasıl kontrol edecekler değil mi?

Bakınız geleneksel kültürler dine sırtını dayayarak Lut Kavmi gibi mitler üreterek benim eşcinselliğimi hedef gösteriyorlar ve yasalar buna ses çıkarmayacak şekilde düzenlenmiş şu anda. Yani insanları cinsel yönelimlerinden dolayı nefrete hedef gösteriyorlar; özellikle bu muhafazakar iktidar döneminde hem hak mücadeleleirne müdahale şeklinde, hem de yobaz kesimin sözlü ve fiziksel saldırı noktasında ama anayasada cisnel yönelime karşı yapılan suçlara karşı bir madde yok ve hükümetin bu konuda bir çalışması yok-muş, eşcinselliği ağızlarına bile almayan bir devletin böyle bir çalışma yapması da söz konusu bile olamaz.

Şimdi zamanında LGBTİ denilen güruh da türbana özgürlük demişti ve onların yanında yer almıştı. N'oldu; şimdi transseksüellerin muayenesi bile yapılmıyor hastanelerde ne idükleri belirsiz diye. Peki türbanlı kadın bir ürolog, sizce eşcinsel-transseksüel bir bireyi muayene eder mi? Ama laik bir kadın bir erkek hastasını cinsel yönelimine bakmadan çok rahat bir şekilde muayene eder. En son ürolojik bir müayenemi, bugüne kadar erkek doktorlardan bile daha rahat bir şekilde, başı açık laik bir kadına oldum.

Bilmem anlayabiliyor musunuz ne demek istediğimi. Bakınız, insanların nasıl giyineceği kendilerini bağlar, ama türban dediğimiz şey, sadece baş kapatmak değildir, zihinleri de kapatmaktır. Bakınız, bazı türbanlılar, bizim zihnimiz açık diyor ama ne kadar açık tartışılır. Eşcinselliğe, cinsel özgürlüğü, yani geleneksel toplumların kırmızı çizgilerine bakış açıları ne; zihnin kapalılığına-açıklığına ben, o noktalara bakış açısına göre karar veririm ben zihnin açık veya kapalılığına. Bana normal bakmayan bir insan, bütün dünyaya baksa kaç yazar ayol?

Türbanlıların daha yardımsever ve vicdanlı oldukları konusuna da bir not düşeyim. Hayır, kesinlikle katılmıyorum buna. Bir laik, dogmatikten daha vicdanlı ve daha yardımseverdir hayata daha bilimsel gözlerle baktıkları için. Çünkü bilimsellerin ahlakçı, ötekileştirici çizgileri yoktur. Onlar ayrımcılık yapmadan, herkese ve her şeye eşit gözle bakabilmektedirler. Ben kedilerimle birlikte yaşıyorum ama bazı dindarlar günah diye evlerine kedi bile sokmuyorlar. Karşı komşum bahçelerine kedilerimin dışkı yapması konusunda beni uyarıyor. Oysa kedilerimin evde tuvaletleri var. Ki zaten bu dünya senin değil ki; sen insan bencilliğinle o topğrağı tapulamışsın kendine. Oysa doğadaki zincirin halkalarından bir koparsa, senin tapulu malın hiçbir işe yaramaz, çünkü sen bile olmayabilirsin o zaman.

Zihni kapalı, başı açık olmayan dogmatikler yok mu? Onlar çok daha tehlikeliler. Beklemiyorsun onlardan dogmatik ayrımcılık ve nefretleri ama "tak" diye vuruveriyorlar insanı. Bazen maskelerine bakıp güvenebiliyorsun onlara ama gerçek yüzlerini görünceye kadar zararını çoktan görüyorsun insanın güvenini boşa çıkardıkları için. Başı açık bir kadın da çok homofobik olabiliyor. Neden; çünkü dogmatik; homofobisini hemen Lut Kavmine ve öte dünyaya bağlıyor. Neden; çünkü heteroseksizmi düşünüyor, eşcinselin günahını falan değil. Eğer işin günah derdindelerse bu kişiler, eşcinselliğe gelinceye kadar ne günahlar işleniyor. En büyük günah da cahil insanların, çevresine cahilce davranmalarıdır ve çevrelerini cahil yetiştirmeleridir. Bakınız, evrimeinanmayan ve buna karşı çıkan bir insan cahildir. NOKTA!

Şunu da ilave etmeden geçemeyeceğim; Eğer türban ideolojik bir şey değil, sadece dini bir şeyse, neden açık insanlardan daha makyajlı, dar kıyafetli ve gösterişli bu tarz kadınlar? Bir de muhafazakarlıktan nemalananlar var, unutmayalım; bu yüzden kapananlar yani. Yani esen rüzgarlar da belirliyor insnaların dışarıya yansımalarımnı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder