
Eşcinseller de eşcinselliğin homofobikçe ifade edilmesini çok seviyorlar. Çünkü kendi homofobileriyle örtüşdüğü için, kendilerinden bir şeyler buluyorlar bu ifadelerde. Çünkü heteroseksist ve homofobik bir topluma göre şekilllendiği için yapıları, kendilerini dik bir şekilde ifade edemediklerinden, bu konuda yalnız olmadıklarını hissettiren ifadeler iyi geliyor onlara. Eşcinselliğini gizlemek, gerekirse heteroseksüel evlilik yapmak, eşcinsel haklarını savunmamak onlara hiç de anormal gelmiyor; İçinde yaşadığımız topluma, dünyaya göre kaçınılmaz şeyler onlar için. Çünük onlar da heteroseksüelliğin normalliğine inandırmışlar kendileirni. Keşke eşcinsel olmasaydım diyebiliyorlar mesela ve kendileirni dışarıya karşı savunurken de, eşcinsel olmanın kendi ellerinde olmadığına dair bir acizlik yaratıyorlar. Yani ellerinde olsa, hemen eşcinselliklerinden kurtaracakları kendilerini.Kendilerini lanetleyen din üzerinden falan varolmaya çalışıyorlar Tanrı eşcinselliği yasaklamıyor, Kuran'da böyle bir ayet yok falan diyerek. O yüzden cinsel yönelimiyle barışık olmayan hikayeleri de çok seviyor eşcinseller. Kendilerini buluyorlar bu tür ifadelerde, homofobilerine denk düşüyor dediğim gibi. Mesela eşcinselliğiyle barışık, bunu saklamayan, bunun mücadelesini veren, normal olduğunun ve genetiksel olduğunun savunusunu yapan kişiler onlara itici geliyor. Çünkü kendi pasifliklerini hatırlatıyor cesur ve doğal yürekler. Mesela onlara kendini erkek veya kadın veya hiçbir şey hissetsen de, bunu doğduğun bedende yaşayabilirsin diyemezsin. Çünkü onlar eşcinselliğe inanmıyorlar ki; bu yüzden de arada kalmak istemiyorlar. Oysa arada kalmak diye bir şey var mıdır bilmiyorum. Varsa bile bu çok güzel bir şey; bir şans; bir zenginlik olduğu için. Tabi bunu dar kafalara anlatamazsın; hatta onlar kendilerinin anlaşılamadğını savunurlar sürekli. PEKİ!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder