Neymiş artık; sakal bırakıyormuş, kas yapıyormuş, p değilmiş de..!
Denizli'den eşcinellikle ilgili çıkacak bir romanın heyecanını yaşıyorum şu sıralar. Kitabı ben yazmadım, heteroseksüel bir arkadaşımız yazdı. Eşcinselliğe dışarıdan bir bakış açısı. Bu yüzden bazı şeylerin yanlış anlaşılmaması gerekiyor. Şöyle ki; eşcinsellerin hepsi böyle değil, bu düşünceler önyargıyı pekişitirebilir diye düşünülebilir ama varolan seviyenin yarattığı algıyı inkar etmek, bizim aynadaki görüntümüze kızmak gibi bir şeydir. Aslında hayatı aynadan olduğu gibi yansıtabilmek, bizim kendimize çeki düzen vermemizi de sağlayacaktır. İşte hep karşı çıkılır eşcinsellerin feminenlik, giyim-kuşam gibi belli bir protipte gösterilmesine ama biz o algıdaki kimliğin ne kadar dışındayız, ne kadar o algıları yıkmaya çalışıyoruz? Biz aksine önyargılara sebep olan algıdaki şekilde varolmaya ve kendimiz gerçekleştirmeye çalışmıyor muyuz? Neymiş, artık eşcinseller renkli giyinmiyorlarmış, buraya güldüm-vücut geliştirme antrenmnalarıyla kas yapıyorlarmış, sakal uzatıp erkek gibi görünüyorlarmış ve aktif eşcinsellermiş..! Bütün bunlar aslında bir kamuflaj, gerçeklerden kaçma ve homofobinin ta kendisi. Hatta çok cinsiyetçi heteroseksizmi besler nitelikte. Çünkü varolduğu şekilden kaçan bir eşcinsellik, toplumsal cinsiyet kurallarına benzer şekilde varoluştan başka bir şey değildir. Yani feminenlikten maskülenliğe kaçan bir eşicnsellik de hem kamuflaj, hem de cinisyetçidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder