21 Mart 2018 Çarşamba

Farklı yönetmen Çağan Irmak'tan Gülizar'ın hikayesinin sonuna gelindi!


Gülizar dizisi bu hafta 10. ve sonuncu bölümüyle final yapıyormuş. Yapsın. Biz Gülizar'ı sevdik mi; sevdik. Bize verilmek istenen duyguyu yaşadık mı; yaşadık. Çağan Irmak'ın enerjisi aldık mı; aldık. Zaten Çağan Irmak her çalışmasında tarzını yansıtıyor. Rol yapmayan  veya rol yapmaya çalışan ama bunu abartmadan, kendini zorlamadan, içlerinden geldiği gibi yapan, belki doğaçlama bile diyebileceğimiz oyuncularla çalışıyor. Oyuncularına sadık bir yönetmen olmasını da çok seviyorum yönetmenin. İnsan bir süre sonra alışıyor ve gözü Goncagül Sunar'ı falan arıyor. Çünkü Çağan Irmak kendi ruhaliyesine uygun ve o ruhaliyesini yansıtacak oyuncular seçiyor. Mesela Berk Cankat çok samimi bir çocuk bu dizideki. Ben bu oyuncuyu başka bir dizide tanısaydım, belki ondaki bu samimiyeti göremeyebilirdim. Zeynep Farah zaten duru bir kız-içi dışı bir, özgüvenli, modern, şımarık olmayan. Onunla her dizi izlenir.... Aile gibi Çağan Irmak çalışmalarında oynayan oyuncular. Ben artık dizilerde öyle ağır drmaturji de görmek istemiyorum. Fazla ağda ve abatıya hiç lüzum yok gerçekçi bir dönemde. Dizinin erken bitmesini eleştirenler, raiting yapıcı senaryasol tavsiyelerde bulunmuşlar; şu karakter üzerinden şöyle şöyle gidilseydi falan diye. Dizinin uzun soluklu olması için raiting adına senaryonun ana ruhundan saçma sapan uzaklaşılması bana göre hikaye ruhuna aykırı eğer o dizide bir hikaye anlatılmak isteniyorsa. Her hafta izleyicinin ilgisini çekecek bir aksiyon yaratılması hikaye anlatıcılığıyla çok ters bir durum. Bu hafta biri kaçırılsın, öteki hafta biri hapse girsin, diğer hafta biri yaralansın hastaneye yatırılsın, vesaire. Ne kadar benzer klişeler. Yaa bir hikaye anlatılır ve o hikaye ruhuna uygun olanlar o diziyi izler. İlla ki çok izlenip çok reklam mı alması gerekiyor bir dizinin? İzleyicinin beklentisine göre dizi veya film mi olur? Anlatılan şeyle izleyiciye bir şey verebilmeli. İlla aksiyon mu olması gerekiyor? Kurtlar Vadisi yıllarca sürdü. Silah patlamasının izleyiciye ne katkısı olmuş olabilir insanların içlerindeki şiddeti körüklemekten başka? İzleyici profilini kaliteleştirmek en çok yapımcıların elinde. Diziler çok masarflı, oyuncular çok pahalı diyorsanız, o zaman isim yapmamış sanatçılarla, tiyatrocularla daha az maliyetli ama çok daha kaliteli işler çıkartabilirsiniz. Sen mesajını usta oyuncularla bir bank üzeinde veya 4 duvar arasında çok daha profesyonelce, çok daha samimi bir şekilde verebilirsin. Tabi herkeste bir popülizm sevdası var ki geniş sahneler olmalı efektli mefektli izleyiciyi heyecanlandıran. Bu düşüncelerin hepsini Hollywood empozze etti işte yapımcıların, yönetmenlerin kafasına. Oysa sanatsal ve alternatif şeylerle izleyicinin saçma sapan beklentileri değiştirilebilir. Çağan Irmak bana göre böyle duyarlılıkta olan bir yönetmen ve Yeşilçam sinemasının devamı niteliğindeki en önemli yöenetmenlerden biri. Ben Çağan Irmak çalışmalarını niye çok seviyorum derseniz; aslında yukarıda anlattım ama anafikir olarak söyleyecek olursak; duygu var yaptığı işlerde. Bir de Ege bölgesinin o sıcak-samimi havasını çok güzel yansıtıyor benim de hamurumda olan. Belki de o yüzden çok seviyorumdur... Bu dizinin bana artılarıysa, Berkay Ateş'i tanımam, çünkü fazla dizi izlemiyorum, bir de Ebru Cündübeyoğlu'nu bu dizyle sevdim. Dizideki çoğu oyuncu zaten tiyatro kökenli olduğu içn, sevip-sevmemek meselesi söz konusu bile olamaz. Berkay Ateş-Fettah'ın 9. bölümde hikayesini Mine'ye anlattığı sahne çok vurucuydu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder