18 Mayıs 2017 Perşembe

Zeki Müren'in gerisinde kalan bir eşcinsellik; transseksüellik!


Bazıları Zeki Müren için, "O eşcinsel değil, trans..." diyorlar. Siz adına ne derseniz diyin, Zeki Müren eşcinselliğin rotasını yıllar önceden çizmiş, toplumsal cinisyetten bağımsız bir eşcinselliğin olabileceğini ve bedeniyle barışık olmanın en sağlıklı eşcinsellik olduğunu göstermiştir. Bunu hala kavrayamayan LGBTİ tabirlilere "geçmiş olsun, başları sağolsun!" diyorum. Eşcinsel hakları mücadelesinin başarıya ulaşmasının, doğanın yarattığıyla barışık olmakla başlayacağını ve mümkün olacağını bilmek gerekiyor, unutmamak gerekiyor. Yıl 2017 olmuş ve bedenlerin heteroseksizme uyarlanmasının aktivizminin yapılmasına falan çok şaşıyorum. Umarım gerçeklerin anlaşılacağı yıllara çabuk geliriz de kimse üzülmez ve kimsenin canı yanmaz. Bu yazdıklarımdan dolayı kimse bana transfobiden falan bahsetmesin. Asıl homofobi kişilerin doğalarıyla barışamamasıdır. Oturup önce Zeki Müren dinleyin!

"Ben transım!" dediğim zaman transseksüeller kuduruyor. Benim içimde ne olduğunu benden daha mı iyi bileceksiniz? Ben erkekleri seviyorum ve siz buna ne derseniz diyin... İster kadın, ister eşcinsel... Belki kadınım, belki de erkeğim; bana ne bundan, kime ne bundan; ne olduğum hiç önemli değil, hiç umrumda değil; çünkü bu yaşamımda belirleyici bir faktör değil, olamaz, olmamalı da... Çünkü ben heteroseksist değilim, heteroseksizme inanmıyorum, cinisyet kimliğine inanmıyorum. Ben insanım, ben canlıyım ve duygularımın, metabolizmamın işleyiş şeklinin cinsiyeti yok... Oldu mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder