Karmaşık duygular içersindeyim. Çünkü doğanın gerçeklerini de kabule demiyorum bazen. Çünkü insan davranışları da doğanın bir gerçeği evrimleşememiş olan. Kedilerin yavrularının bağışıklık sitemlerinin zayıf olmalarından dolayı doğa koşullarına yenilmesini insanların küresel ısınmaya sebep olmasına bağlayabilir miyiz? Çünkü iki-3 yıldır kedi yavruları sürekli nezleye yakalanıyorlar ve eğer sahipleri yoksa annelerinin bakması yetersiz kalıyor ve ölüyorlar. Gelelim anlam veremediğim ikinci dünya meselesine. İranlıları artık LGBTİ olsun olmasın "çalışma izniniz yok" diye sanki suç işliyorlarmış gibi bahane yaratıp çalışmalarına izin vermiyorlarmış badmintondaki İranlı arkadaşlarımın söylediğine göre. Bu insnalar ne yiyip içecekler, nerede barınacaklar para kazanamayınca öyleyse? Oysa içinde yaşadığımız dünyanın kültürel sınırlarını sadece ülkeler çizmişler. Yok ki öyle sınır diye bir şey aslında. Niye bizleri sabit kültürlere hapsediyorlar? Belki ben İran pastasını çok sevdiğim için İran'da yaşamak isteyeceğim. Biliyor musunuz bugün ben hayatımın en lezzetli pastasını yedim. Tarif edemem lezzetini. Eğer İran'dan gelen Alman Pastası isimli pasta, pasta ise, Türkiye'de yapılanlar hamur karmasından başka bir şey değil. İranlılar Türkiye'de olmasaydı ben İran pastasının tadının ne olduğunu bilemeyecektim. İran pastası diyip geçmeyin. Onun içinde koskoca bir Fars kültürü var veya onlarca etnik karmanın bir mozaiği bu pasta. O pastaya tat veren tabiki de karbonhidratı, yağı, şekeri, vesairesi ama İranlı dostlarımızın sevgisini, paylaşımcılığını da es geçmeyelim... İranlıların da senin benim gibi insan olduğunu öğreniyoruz bu pasta sayesinde. Bu arada İran'dan gelen Danimarka böreğini de unutmayalım. Niye İranlılar pastalarına ve böreklerine batı ülkelerinin isimleirni veriyorlar ki? Onlar da bilmiyorlarmış. Asıl konumuza gelelim... Ne farkı var İranlıların Bursalılardan da, Bursalı bisikletçileri prıtokol karşılıyor da, İranlı mülteciler Belediye'nin badminton dışında ücretsiz spor kurslarından faydalanamıyor. Bizim öğretmenimiz ısrar etmese, badminton da oynayamayacaklar. İnsanlık nedir? Ayrımcılık mıdır? Nerede bahsedilen dostluk, misafirperverlik, kültürel yakınlık vesaire? Biz de birilerine, başka ülkelere göre yabancı değil miyiz? Mülteci mi olmamız gerekiyor illa ki mülteciliği anlayıp insanca davranmak için? Mutsuzum bugün ayrımcılıklardan dolayı ve de kedilerin mağduriyetinden dolayı. Mutsuzum işte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder