Heteroseksist muhafazakar iktidarın ahlakçı politikaları ne kadar çelişkili farkında mısınız? Aslında bu, toplumun heteroseksist ahlakçılığının iktidara yansımasından başka bir şey değil. Belki Türkiye Cumhuriyeti ilk defa tencere misali yuvarlanıp kapağını buldu.
Ahlakçılık yapıyorlar ya, bir taraftan da kendilerine göre ahlaksızlığın en kabul edilemeyecek olanına fırsat veriyorlar. Karşı cinsleri, yani kadınla erkeği bir arada tutmamak için politika uygularlarken, farkında olmadan eşcinsellere şans yaratıyorlar. Hep kadını erkekten korurlar ama tahammül edemedikleri erkek erkeğe yaşanabilecekleri unuturlar. Heteroseksist toplumda erkekliğe güvenirler ama kapalı kapılar ardında neler yaşandığını bilmezler veya bilirler de bilmezlikten gelirler. Çünkü görünür olmadığı ve dolayısıyla erkek egemen sistemi bozmadığı sürece engel olamayacakları durumları görmezlikten gelebiliyorlar.
Kadın kadına durumlar zaten bilinse bile rahatsız etmez. Çünkü namusu bozan erkektir. Alın size bir çelişki daha. Kadınlar erkekten korunur ama suçlusu hep kadınlardır gene de. Toplum erkek egemen olunca, erkeğin tarafını tutmak normal karşılanıyor.
Konumuza dönelim. Peki devlet erkek erkeğe aynı evde kalan öğrencileri de denetleyecek mi? Çünkü bu, heteroseksist toplumun ahlak anlayışına en ters olan bir davranış değil mi? Hatta her şey affedilebilir ama eşcinsellik asla! Heteroseksüellere karşı bir ayrımcılık olmaz mı erkek erkeğe kalınmasına göz yumulmasının?!
Hakkını yemeyelim! Başbakan, "Aynı evde kalan erkek ve kız öğrenciler denetim altına alınmalı" dememiş! Başbakanın siyasi danışmanın dediğine göre, apartları kasdetmiş başbakan. Çünkü kayıt dışı ticaret yapıyormuş apartlar ve hiçbir denetime tabi değillermiş. Gene konuyu saptırmaya çalışıyorlar gibime geliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder