Öğretmenliğin eşcinsellikle ne alakası var?

Okullarda türbana serbestlik geldikten sonra "özgür kıyafet" eylemi yapan kadın öğretmenin kolsuz kıyafetini üstsüz olarak tanımlayan, kulağına küpe takan öğretmene "gay misin?" diye soran bir Milli Eğitim Müdürü düşünebilir misiniz? Ne yazık ki bu ülkede bazı eğitmenler ve eğitimin üst düzey yöneticileri, eğitimin nasıl olması gerektiğinden çok kılık-kıyafetle uğraşıyorlar ahlakçılığı beden üzerinden inşa ederek. Serbestlik var ama sadece kendi ideolojilerine uygun olacak şekilde. Sadece kendi çıkarına uygun olan serbestlik nasıl özgürlük olabilir ki? Kadını inanç gerekçesiyle kıyafete hapsedip adına özgürlük diyorlar, üstelik kadınları da buna inandırıyorlar, inanmayanı da zaten üstsüz ilan ediyorlar. Kendilerine uymayan erkeklere de sapıklıkla eş tuttukları eşcinsel diyerek, onları yıldırmaya çalışıyorlar.

Eşcinsel olsa ne olur bir öğretmen? Cinsel yönelim bir insanın cinsel ve duygusal ifadesinin karşılığıdır. Senin heteroseksüelliğini ifade edebileceğin nasıl bir zamanın ve mekanın varsa, eşcinsellerin de öyle. Eşcinseller iş hayatlarına taşımıyorlar cinselliklerini. Eşcinsel oldukları için de cinsellikleriyle eğitim vermiyorlar. Onların da bir beyni var, aklı-fikri var, heteroseksüellerin eğtme kapasitesi kadar onların da eğiticilik kapasitesi var. Bir insan öğretmen olabildiyse, demek ki cinsel yöneliminin bir dezavantajı olmamış, o mertebeye ulaşabilmiş.

Tabi onların nefretinin sebebi başka. Eşcinsellik ahlaksızlıktır, bir ahlaksızın da okulda öğretmen olarak işi ne! Çocuklara eşcinsellik bulaştırır, aşılar falan neme lazım! Üstsüz olarak tabir edilen kadın öğretmen de kolsuz kıyafetiyle çocukların aklını falan çeler, onlara başı açık, "kısa kollu" olmayı öğretir!

Sadece müdürlerimiz böyle düşünse iyi. Daha yukarılara, en tepelere çıkın. Onlar da aynı fikirde ki kapanmak özgürlük olarak tanımlanıyor, eşcinseller de yok sayılıyorlar, yok edilmeye çalışılıyorlar. Müdürü de aynı zihniyetin bir uzantısı olduğu için, kendilerine benzemeyenlere müdahaleyi vazife ediniyor. Tıpkı Başbakan iç çamaşırı satan bir mağazanın önünden geçerken, korumasının mağazanın kepenklerini kapattırdığı gibi. Tanrı aşkına kim inanır bu şahısların kendi kafalarına göre iş yaptığına? Emir yukarıdan geliyor, tepki gelince de sanki hiç haberleri yokmuş gibi bütün başına buyrukluklar emir kullarının üzerine yıkılıyor.