Gene bir Kurban Bayramı geldi çattı. (Umarım kimse rencide olmaz. Geleneksel yapıya uymayan, hatta geleneksel yapıya tamamen ters düşüncelerimi ifade ederken aslında % 100 iyi niyetliyim. Zaten yazdıklarım-söylediklerim kasıtlı olarak tersten anlaşılmak istenmediği sürece olaylara tamamen iyi niyetli yaklaştığımı görülecektir. Tersten anlaşılmak istenmesinin sebebiyse, düşüncelerimin sistemsel çıkarlara ters düşmesinden olabilir ancak.) Kurban Bayramı'nın adı bile bana çok ürpertici ve bayram kelimesiyle çok tezat geliyor. Bir can kurban edilerek bayram olur mu? Benim en çok anlayamadığım, Tanrı'nın böyle bir şeye ihtiyaç duyup da, kullarından böyle bir şey istemesi. İnsanların etsel proteine ihtiyacı olabilir ve bunu bir nebze olsun anlayabilirim ne kadar kabul edemesem de ama bunu manevi duygular için bayrama çevirmek bana çok acı veriyor.
Bilmiyorum anlaşılabilir miyim? Hayvanları çok sevmeye ve hayatı onlarla paylaşmaya bile gerek yok aslında kendimizi onların yerine koyabilmek için. Tamam, hayvanların insanlardan eksik tarafları olabilir ama bu onların canını alma hakkını vermez insanlara. Bu acımasızlık benim insanlığımla bağdaşmıyor açıkçası. Ben hayatım boyunca kurban kesme eyleminde bulunmadım, böyle bir eylemi düşünmüyorum da cehenneme gidecek bile olsam. Bir canlının hayatını sonlandırmadığım için cezalandırılacaksam, bunu seve-seve kabul ederim.
Gerçek demokrasi ne zaman gelir biliyor musunuz? Bir çok şeye muktedir olan insanların, konuşamayan, dertlerini biz insanlara anlatamayan hayvanların canlarına okumadığı zaman!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder