Milliyetsiz ve cinsiyetsiz bir dünya!
Ben kültürel savaşları heteroseksizmin bir oyunu olarak görüyorum. "Nasıl insanca yaşayabiliriz?"e harcayalım enerjimizi. Kutuplardaki fok balıklarını, mahallemizdeki kedileri falan kurtaralım öncelikle.
Bu bir Türk milliyetçiliği yazısı değildir. Bu bir Serdar Ortaç taraftarlığı hiç değildir. Ahmet Kaya'yı yüceltmenin manası da yoktur benim için. Lafı dolandırmak da gereksiz. Milliyetçilik sevgi sınırlarını aşıp, sadece kendi milliyetinin tarafını tutma noktasındaysa, kendinden olmayanlara nefret ve düşmanlıkla bakıyorsa, hele ki milliyetçiliğe maruz kalan milletler milliyetçilikle karşılık veriyorsa, bu kötü bir şeydir. Milliyetçiliğe maruz kalanların milliyetçiliği etki-tepki meselesi olmadığı ve milliyetçiliğe milliyetçilikle karşılık verdikleri için, diğer milliyetçilerden hiçbir farkları yoktur ve hiçbir zaman tasvip edilecek bir tarafları yoktur. Nefret edenden nefret etmek normal değildir. Nefrete karşılık sevgiyle çözüm yolu aramamak da nefrettir. Karşı taraf sevgiden hiçbir zaman anlamasa bile, bu senin nefretini depreştirmenin haklı bir gerekçesi olamaz. Çünkü nefrete nefretle karşılık vermek, nefreti yok edip sevgiye dönüştürmez, nefreti daha çoğaltır. Ayrıca ben nefrete nefretle karşılık verenlerin yapısal anlam da hiç bir zaman sevgi yüklü olduklarına inanmıyorum. Yoksa sevgi mutlaka nefreti yenerdi. Demek ki herkes nefretini kontrol edemeyecek derecede bir iradesizliğe sahip.
Serdar Ortaç örneğinde olduğu gibi, nefretin ne kadar potansiyel ve de patlamaya hazır olduğunu görüyoruz. Bir insanı yanlışlarından dolayı eleştirebilirsin ama bu kimseye nefret kusma hakkını vermez. Gerçekten barış noktası Serdar Ortaç mıdır, yoksa Serdar Ortaç kin ve nefretin kusulabileceği kolay bir özne midir? Gülten Kaya, Serdar Ortaç'ı affetmiyormuş. Gülten Kaya veya diğerleri dünyada barışı ne kadar istiyor acaba? Barış ve sevgi isteniyorsa, insanlar önce kendi içindeki nefreti temizlemekle başlamalı işe. Eğer ben, sadece başka anlamlarda da nefrete nefretle karşılık vermiyorsam, bu benim huzurumun, can güvenliğimin sağlam olmasından değil, nefretin sevgiyle yenilebileceğine inancımdandır ve normal olan budur. Gerçekten sorun milliyetlerin birbirine olan nefreti midir, kendi içlerindeki-yapılarındaki nefret midir? Milliyetler arasındaki nefretler dışındaki, yöresel bazdaki kültürlere bile bir bakarsanız, asıl nefretin ne olduğunu ve kimde olduğunu daha açık-seçik görebilirsiniz.
Hayatım boyunca hiç kimseden milliyetinden, ırkından, dilinden, dininden dolayı nefret etmedim. Zaten senden farklı olanlarla anlaşmaya gönlün varsa, sevgi ortamından başak bir şey oluşmuyor. Dedim ya, önce kendi içimizdeki nefreti frenlemekle başlamalıyız işe. Geçmişin intikamı veya nefrete nefretle karşılık kadar tehlikeli bir şey olamaz.
Egemen milliyetçileri tasvip ettiğim zannedilmesin ama milliyetçilik mağdurlarına sormak istiyorum. "Siz içinizdeki heteroseksizmi, cinsiyetçiliği, homofobiyi, vesaireyi öldürebildiniz mi?" demek belki çok insanca yaklaşım olur, "Kontrol altında tutabilme iradeniz var mı?" da önceliği milliyetçiliğe veriyorsunuz? Milliyetçilik midir öncelikli olarak insanlığı eksilten? Ben dünyanın hangi ülkesine gitsem, oraya kendi kültürümü taşımak yerine, o ortama uymaya çalışırım. Ve insan haklarına aykırı davranışlara bakarım öncelikle. Milliyet, din, dil, renk, ırk vesairenin çığırtkanlığını yapmak, bana göre çok da hümanistçe bir yaklaşım değildir. Milliyetçiliğe önem vermek de bir milliyetçiliktir. Sevgiyle yaklaşalım birbirimize ve ortak bir sevgi dili oluşturalım. Hiçbirimizin milliyetçiliği diğerimizinkinden daha iyi değildir çünkü.
Yanlış anlaşılacağım biliyorum ama yanlış anlayanların, art niyetli olduğuna inanıyorum.
Diyelim ki bütün Serdar Ortaçlar öldürüldü ve bütün milliyetler egemen oldu. Her şey düzelecek mi? Ben olsam "milliyetsiz nasıl yaşayabilirim?"in yollarını bulmaya çalışırdım. Ve gerçekten de mümkün olsa bütün insanların kimliklerinden cinsiyetlerin, milliyetlerin silinmesini isterim.
Kimse kusura bakmasın ama, ben bu kültürel savaşları heteroseksizmin bir oyunu olarak görüyorum. "Nasıl insanca yaşayabiliriz?"e harcayalım enerjimizi. Kutuplardaki fok balıklarını, mahallemizdeki kedileri falan kurtaralım öncelikle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder