16 Eylül 2013 Pazartesi

Utanılacak olan duyarsızlığımız


Bugün de hissettiğim duygulardan biriydi utanmak. Şükür toplumu olmak taraftarı olduğum da zannedilmesin söyleyeceklerimden sonra. Lafı dolandırmanın da bir anlamı yok. Neden utandım? Dünyanın bir tarafında insanlar açlıkla mücadele ederken, bir tarafında şişmanlıkla mücadele ediyorlar. Bu şişmanlık da bazıları hariç sağlık probleminden değil, gıda bolluğundan ve fazla tüketimden. Çok yiyiyoruz, sonra da bunları yakmanın yollarını arıyoruz. Bundan daha utanç verici bir durum olabilir mi? Yemek yemek güzel ama bu bir anlamda iradesizlik değil mi? Bir çok konuda ahkam keseriz ama bir boğazımıza bile hakim olamayız. Bu çok önemli bir konu gibi gelmeyebilir bir çoğuna siyasi olmadığı için ama insanın yaşaması için temel ihtiyaçlarından birisini milyonlarca insanın temin edememesinden daha politik bir olay olabilir mi? Dünya güçleri bunun için kafa patlatsa, bunun için mücadele etse daha iyi olmaz mı? Kendi rahatları için bazı ülkelerin fakir kalması işlerine mi geliyor acaba?

İnsanların çoğunun amaçları, uğraşları, mücadeleleri bana çok anlamsız geliyor. Eğer eşitlik için mücadele edilseydi dünya çok daha güzel ve yaşanabilir olurdu. Ama o kadar zavallıyız ki, hep kendimizi üstün kılmaya çalışıyoruz. Oysa herkesi aynı seviyeye çekmeye çalışsak çok daha huzurlu ve barış dolu bir dünya olurdu bu dünya.

Bugün haberlerde ölen bir fili parçalayıp etini paylaşan, kemiklerini bile kaynatıp suyunu içmeyi düşünen, canlarını tehlikeye atarak kara yolunda dökülen buğday tanelerini toplayan insanların, çocukların haberini okudum, fotoğraflarını gördüm.

Benim ki laf olsun diye bir üzüntü, vicdan rahatsızlığı veya utanmak değil. Ama ben tek başıma kendimi yırtsam da bir şey değişmeyecek. Çünkü herkesi harekete geçirmek, herkesi açlık konusunda duyarlı hale getirmek gerekiyor. Afrika'da her gün insanların açlıktan ölmesi bir hikaye gibi geliyor veya bu insanların her gün ölmesi sanki kaderleriymiş gibi algılanıyor. İnsanlık hala çok vicdansız, insanlar hala bencilce egolarını tatmin etme derdinde. Başkalarını düşünmek, başkalarına faydalı olmak gibi bir zihniyet oluşmamış ne yazık ki.

Utanmak demişken, o kadar yanlış şeylerden utanmaya şartlandırılmışız ki, mesela cinsellikten utanıyoruz, toplumsal normlara uymamaktan utanıyoruz, özgürce, bireysel, içimizden geldiği gibi yaşamaktan utanıyoruz. Zor durumda olanlara karşı mahçup olmamak için en fazla samimiyetsizce acıyoruz. Oysa utanılacak ve acınacak olan en başta bizim duyarsızlığımız.

1 yorum:

  1. kesinlikle haklısın. duygularmı yazarak pek ifade edemem ama anlatmaya çalışayım ben bu tür haberler okuduğumda günlerce sorgulayıp ağlıyordum baktımki tek başıma hiçbir şeyi düzeltemiyorum artık okumuyorum bakmıyorum görmüyorum o zaman sanki dünya daha adaletli daha eşit daha yaşanılabilrmiş gibi düşünüp kendimi teselli ediyorum.

    YanıtlaSil