Bu ülkede homofobinin suç olduğu ne zaman kabul edilecek?
Mahkemelerin heteroseksizmden yana aldığı tahrik indirimi kararları, adalet sistemine olan güvenimi sıfırlıyor. Çünkü hep heteroseksüeller tahrik oluyor! Gene bir tahrik gerekçesi bulmuş adaletimiz. Bir erkek, "sevişme teklif etti" iddiasıyla başka bir erkek tarafından öldürüldüğü sırada üzerinde kırmızı tanga varmış.
Burada tahrik unsuru tanga mı, tanganın kırmızı oluşu mu, tanganın bir erkek üzerinde oluşu mu? Yani bir erkek kırmızı bir tanga giyemez mi? Tanga mavi olsaydı gene tahrik eder miydi? Kırmızı erkek iç çamaşırı hiç yok mu? Bir insanın istediği şekilde çamaşır giyme özgürlüğü yok mu? Tabi burada çamaşır bahane, homofbi şahane!
Kararların toplumsal algılara göre verilmesi en başta özgür bir ortamda yaşamadığımızın göstergesi sayılmaz mı? Erkeklerin veya kadınların bütün yaşamı öğretildiği üzere mavi veya kırmızı tonda mı olması gerekiyor? Bedensel erkekliğin veya kadınlığın toplumsal cinsiyete uymaması suç mu teşkil ediyor?
Bazı insanların-homofobiklerin (Adalet bu bazı insanların altında da ne olduğunu bilseydi, böyle haksız bir şekilde tahrik indirimi kararı verir miydi acaba, yoksa "Sen de bir eşcinselsin" diyip adil mi davranırdı öldürülen kişiye karşı? Tabi heteroseksüel göründükten sonra ne olduğun önemli değil.) toplumsal öğretilere, algılara uymayanları öldürme hakkı mı var? Devlet ve organlarının heteroseksist algıları destekler nitelikteki tahrik kararları insanları suça teşvik etmiş olmuyor mu?
Eşcinsellik bir suç mu? Diretk ceza veremiyorlar da, topluma mı kestiriyorlar heteroseksiszme aykırılıkların cezasını? Devlet tahrik indirimiyle katilleri ödüllendirmiş sayılmıyor mu?
Neden hep erkekler tahrik oluyorlar? Bu bir kusur mu, erkeklik hakkı mı? Eşcinseller tahrik olup kendilerini savunamazlar mı? Savunurlarsa, Adalet, "Sen eşcinselsin, kurbansın, kendini savunamazsın, savunursan erkekliğe karşı direkt suç işlemiş olursun, bunun da karşılığı kesinlikle tahrik indirimi olamaz mı?" der.
Gelişmiş demokrasilerde, eşcinsellere karşı işlenen suçlar nefret kapsamında değerlendirilip, suçluya ağırlaştırılmış ceza verilirken, neden bizde tahrik unsuru olarak değerlendiriliyor? Neden her şeye heteroseksistçe kararlar veriyoruz? Bu eşitsizlik, adaletsizlik değil mi? Her şeyin doğrusunu kendinin bildiğini düşünmek, ne kadar adilanedir, ne kadar insancadır, ne kadar akıl ve mantık dahilindedir? Gerçekleri görmemek, gerçekçi davranmamak da, Adalet'in suçu sayılmaz mı?
Bu bir nefret suçudur ve tahrik indirimini kesinlikle hak etmez. Çünkü;
25 yerinden bıçaklanan bir insan, bir insanı cinsel ilişkiye zorlayacak potansiyel güce sahip midir? Ayrıca cinsel ilişki teklifine öldürme şiddetinde karşılık vermek tahrikten öte homofobi-eşcinsel nefreti değil midir? İnsanın kendini cinsel ilişkiden uzak tutmak için cinayet mi işlemesi gerekiyor? Hadi "tahrik sonucu öldürüldü!" diyelim, 25 bıçak darbesi neyin nesi oluyor? Tahrik olmak nefreti, hıncı beraberinde mi getiriyor? Öncesinde homofobi olmasa, bu kadar şiddetli nefret cinayetine varan öfke olur muydu? Alıştı artık insanlar-suçlular Adalet'in tahrik bahanesiyle cezalarının indirileceğine, dolayısıyla suçlu olarak görülmediklerine.
Adalet'in heteroseksizm taraflı tahrik indirimi kararlarından sonra insanlar eşcinsellere karşı olan nefretlerini, hayatlarının küçük bir bölümünü feda ederek cinayetle sonuçlandırmak için cesaretleneceklerdir. Devlet ve kurumları bunu mu istiyor? Bence evet, çünkü; Eşcinsellik tahrik unsuru. Eşcinseller Anayasa'da tanınmıyorlar. Eşcinseller Devlet tarafından eşcinsel olarak korunmuyorlar. Eşcinsellere yapılan her türlü ayrımcılık ve zulüm, eşcinsel olarak varoldukları sürece görmezlikten geliniyor. Eşcinsellerin hedef gösterilmeleri ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilip, nefret suçu kurbanı oldukları görmezlikten geliniyor.
Hala bu ülkede herkes eşittir diyebiliyor musunuz? Tabi herkese heteroseksüel gözüyle bakarsan, heteroseksüel olmayanları sapık sınıfına sokup yok sayarsan, herkes eşittir diyebilirsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder