Fenerbahçe Voleybol Kadın Takımı ülkemizde şampiyon olduktan sonra, Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde bir yıl ikinci olup, ertesi yıl da hem Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde, hem de Dünya Kulüpler Şampiyonasında da şampiyon olmuştu. Ülkemizdeki başarılarını söylemeye gerek bile yok. Şunu söyleyebilirim ki, diğer güçlü ve köklü voleybol kulüplerinin takımları FB'nin karşısında bırakın galibiyeti, mahalle takımı gibi kalıyorlardı artık. Tabi bu da onları daha büyük yatırımlara itti ki, onlar da bu sayede hak ettikleri başarıyı kazandılar. Bir anlamda Fenerbahçe kazanırken, hem rakiplerine, hem de ülkemize kazandırmıştı.
Kimler gelip geçmedi ki bu kısa süre içersinde FB takımından. Ülkesi dışında ilk defa oynayan dünyanın en güçlü smaçörlerinde Gamova, voleybolun en komple oyuncusu Osmokrovic, voleybolun profesörü Sokolova, oynadığı takımı adeta sırtlayan defans canavarı Tom Logan ve de dünyanın gelmiş geçmiş Bir numaralı oyuncusu Yeon Kong Kim, kısaca Kim. Daha Fabiana, Fürst gibi orta oyuncuları saymıyorum bile. Naz gibi, Nihan gibi, Eda, Seda gibi milli takımımızın yıldız oyuncuları da FB'nin formasını giymiş oyunculardır.
Peki n'oldu bu büyük başarılara imza atan takıma. Adeta yiyip-bitirdiler. Bunun sorumlusu da yönetimden başkası değil. Yanlış transferler, yanlış antrenörler, yanlış yöneticiler, ellerindeki önemli oyuncuların bile harcanmasına sebep oldu. Bir kez daha gördük ki, iyi yönetim olmadıktan sonra, dünyanın en iyi oyuncularından bile istenilen verim alınamıyor.
Tamam başarısızlıklar kaçınılmazdır kötü yönetim sonucu. Başarılar da bir-iki yıl içerisnde eski forma kavuşularak kazanılabilir. Zaten sürekli başarı olursa, bu başarı dengesizliği rekabet diye bir şey bırakmayıp, insanı hobilerinden soğutabilir de . Takımlar arası karşılıklı başarılar da, başarıyı daha anlamlı kılacaktır. O yüzden başarısızlıklara üzülmek geçicici üzüntülerdir benim için, öyle de olmalıdır. Ayrıca bu başarısızlıklar rehavete kapılmış kötü yönetimin temizlenmesini de sağlayacaktır. Çünkü yanlış kişiler uzun süre kalamazlar bulundukları koltuklarda.
Bu yazıyı yazma sebebine gelince. Bu büyük takım-yani Fenerbahçe Voleybol Kadın Takımı, bütün başarıların sahibi değilmiş gibi, sezon başından beri 180 derece kalkmamak üzere yatırıldı. Hem de çok geniş kadrosu ve önemli oyuncularına rağmen. Belki umut bağladığımız oyuncular eski performanslarına sahip değillerdi ama doğru transferler yapmamak kimin hatası? Ben ayrıca şu an elde bulunan oyuncularla bile doğru yönetimle Avrupa'da şampiyon olunacağına inanıyorum.
Üzüldüm gerçekten Avrupa'daki ikinci büyük kupa CEV'i kaçırdığımıza ama bu geçici bir üzüntü benim için. Gerçek anlamda üzüldüğüm tek konu, dünyanın en büyük oyuncusu Kim'e yapılan haksızlık. O böyle bir başarısızlıkla harcanmayı hak etmiyor. Takımdaki mücadelesini, takımı sırtlayışını, can-ı gönülden oynaşını gördükçe çok üzüldüm ama olmadı, ona hak ettiği sevinci yaşatamadık. Oysa o milli kahraman ilan edildiği ülkesinde federasyonu karşısına alarak Fenerbahçe'ye çok büyük özveride bulunarak gelmişti. Ama biz ona hak ettiği saygıyı gösteremedik. Geçen yıl dünyanın Fenerbahçe'den parlayan 25 yaşındaki Koreli yıldızı başarı hanesine hiç bir şey yazdıramadı bu yıl. Kimin yüzünden? Fenerbahçe yönetimi yüzünden. Her smaç vuruşunda yaramaz oğlan çocukları gibi kollarını açarak sevinen bu meleğe kimsenin gözyaşı döktürmeye hakkı yoktu. Ama bu başarısızlığa sebep olmalarına rağmen hala koltuklarında bulunuyor ya bu kötü yönetim, söylenecek tek kelime bile bulamıyorum artık.
Futboldaki Alex gibi voleybolda da Kim bir efsanedir. Böyle oyuncuların kıymetini bilmeliyiz ve Alex'e yaptığımız haksızlığı Kim'e yapmamalıyız. Eğer yönetim, doğru dürüst bir takım oluşturup Kim'i elinde tutamazsa hem çok yazık olur, hem çok ayıp olur. Fenerbahçe takım oyunları olarak dünya arenasında en büyük başarıyı futbolla değil, voleybolla yakaladı. Bu onura gereken ilgi ve saygı esirgenmesin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder