Başbakan yardımcısı şartlar uygun olursa, Eurovision Şarkı Yarışması'na tekrar katılabileceklerini açıklamış. Şart da adil olmadığı iddia edilen kısa mesajla oy verme sistemine, dengeyi sağlayan jürilerin ortak olmaktan vazgeçmesiymiş.
TRT Kurumu yarışmaya birinci olmak için katılıyormuş ve 10 yıl içersinde de büyük başarılara imza atmışlar. Yanlış anlaşılmasın, sosyo ekonomik politikalardan falan bahsetmiyor Başbakan yardımcısı, şarkı yarışmasından bahsediyor. Halk bu yarışmayı çok abartıyor deniliyordu ama herkes takık durumdaymış bu yarışmaya ama müzik açısından değil, ego açısından sanırım.
Haksız rekabete sebep olduğunu iddia ettikleri jüri sistemi kaldırılırsa, önümüzdeki yıllarda Eurovision Şarkı yarışması'na tekrar katılabilirmişiz. Gerçekten mesajlarla yapılan oylama sisteminin jüri oylamasından daha adil olduğuna inanıyor musunuz da böyle konuşuyorsunuz? Yarışmaya politik hale getiren bu mesajla oylama şekli değil mi? Her yıl en iyi şarkı olduğu için mi Azerbaycan'la Türkiye birbirlerine 12 puan veriyorlar? Burada haksız bir rekabet yok mu? Kitleler mi daha adil olur, müzikten anlayan jüriler mi? Ben mesela jüri üyesi olsam, şarkıları daha bir alıcı kulağıyla dinler ve milliyetlere bakmadan oy veririm.
Eğer milliyetçilik yapılmasını istemiyor, daha evrensel bir müzik eğlencesi istiyorsanız o zaman şarkıların sözlerinin Türkçe olması konusunda falan tartışmalara sebep olmayacaksınız. Herkes İngilizce yarışsın veya hiç yarışılmasın; Avrupa Yayın Birliği'nin yılda bir düzenlenen balosu şeklinde organizasyon yapılsın. Hem o zaman belki daha orjinal bir kültürel paylaşım olabilir.
Zaten müziği yarıştırmak bile başlı başına haksız bir rekabet sayılmaz mı? Tabi ki insanlar müzikal niteliklerden uzak kendi kültürüne yakın melodilere oy verecektir. Haksız rekabet konusunda jüriyi eleştirmek diğer haksız rekabetlerin yanında çok anlamsız ki, jüri haksız rekabetin önüne geçmek, dengeyi sağlamak için devreye girdi.
Devlet tarafından yönetilen ve bağımsızlığı, tarafsızlığı tamamen sıfırlanmış TRT kurumunun zihniyeti şu: Hep birinci olursak haksız rekabet yok, ama birinci olamazsak jüri haksız rekabet unsuru. Jüri gerekçesinin de laf olsun diye verilmiş bir cevap olduğuna inanıyorum ben. Hani şu anki iktidarı tanımasak gerekçelere falan inanırız. Gerekçenin gerekçe sayılabilmesi için, inandırıcılığının olması gerekir. Jürinin haksız rekabet yaratması bahaneden başka bir şey değil. Bugüne kadar TRT hangi oylama sisteminden rahatsız oluyordu da bizim haberimiz olmuyordu ki? Hem her sistem bütün ülkelere uygulanmıyor mu? Jüri sistemi haksız rekabet yaratıyorsa, herkese haksız rekabet olur ve bu da bir dengedir.
Ben TRT'ye asıl şunu sormak istiyorum. Eurovision'a tekrar katılırsak kadın yarışmacılar tekrar ülkemizi temsil edebilecekler mi? Yoksa kadın sanatçıları dekolte unsuru olarak gören zihniyet, kurumun bütün birimlerini nüfus etmiş durumda mı? Erkek egemen bir Devlet'in temsiliyetinin tüm kurumlarına bir yansıması mı bu durum? Aynen öyle, aynen öyle!...
Bilmeyenlere hatırlatayım. Eurovision Şarkı Yarışmasına, üzerinden kaç yıllar geçti hatırlamıyorum ama Hadise'den sonra bir daha kadın şarkıcıyla katılınmadı. Katılmama sebebi de TRT yetkilileri tarafından kadın kaprisine bağlandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder