7 Eylül 2012 Cuma

Kimliğini Bulamamış ve Heteroseksüel Olarak Bile Geleceği Olmayan Eşcinseller

Uzaklara bakışlarından sanki umutları var zannedersin. Oysa kendilerini var etmesi için sadece bakacak bir nokta, tutunacak bir dal arıyorlar, aradıklarının kendileri olduğunu bilmeden. Belki bilmezlikten geliyorlardır, belki de bilmemeye mecbur hissediyorlardır. Hayatın darbesini de almışlar direkt eşcinselliklerinden olmasa da. Bunun üstüne bir de bu kimliksizlik eklenince iflah olmayacaklarına da inandırmış olabilirler kendilerini.

Bazı eşcinseller görüyorum ve tanıyorum heteroseksist bir toplumda yaşamalarına rağmen evlenmemiş ama yapay heteroseksist kimlikle eşcinselliği arasında sıkışıp kalmış ve gel-gitler yaşayan, gel-gitler yaşamasa da artık tam yolunu, tam tarafını bulamamış ama buna rağmen hala geleceğini heteroseksizm üzerine hayal eden, heteroseksist hayallerle kendini kandıran, ömrünü oyalayan, eşcinsel kimliği üzerine o kadar oturmasına ve yakışmasına rağmen bunu kendine yakıştıramayan.

Bu yolunu bulamamış eşcinsellerimizin hayatları, gelecekleri belki bariz eşcinselliklerine ve eşcinselliklerini kabullenmelerine rağmen gene de heteroseksizm tarafında yol çizmiş ve ilerleyen, heteroseksizm üzerine gelecek inşa etmiş ve mutsuz olsalar da kendilerini bu mutsuzluğa şartlandırmış ikili oynayan eşcinsellere göre daha takdir edilesi olsa da, işleri çok daha zor, geleceklerinin ne eşcinsellik, ne de heteroseksüellik adına hiçbir garantisi ve güvencesi yok.

Belki de geleceklerinin olmadığına şartlandırmışlar kendilerini. Yaşıyorlar ama sanki hayatta değiller gibi. Belki de olması gereken budur, belki de çaresizliktendir umutsuzca hayatı yüzeysel olarak teneffüs etmek onlar için. Hayata sağlam bir şekilde tutunamamalarının sebebi eşcinsellikleriyle kendi içlerinde bile olsa yüzleşememeleri olabilir mi? Belki olabilir, belki de değildir ne bileyim ama bu tarz eşcinseller ne heteroseksizme adapte olabilmişler, ne de eşcinsellikleriyle kişisel olarak barışabilmiş ikili oynamaya maruz bırakılmış eşcinseller kadar bile kendi dünyalarında da mutlu değiller. Mutsuzlukları yaşam tarzlarıyla ve hem fiziksel, hem de ruhsal olarak çok bariz ortada, belli.

Eşcinselleri heteroseksizmden kurtarmaktan önce, kendilerine kavuşturmak en öncelikli olmalı diye düşünüyorum. İnsanın kendi içinde umut olmadıktan sonra, dışarıdan verilen cesaretle değişen bir şey olmayabilir ama mücadele denilen şey her şeye rağmen ve özellikle umutusuzluk anlarında, kişinin kendine bile hayrının olmadığı an ve zamanlarda devreye girmesi gereken bir müdahale değil midir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder