21 Eylül 2012 Cuma

Eşcinsellik ve Din-dar-lar!

Gerçekten hayata din gözüyle bakan ve insanları dine göre yargılayıp ayrımcılık yapanlarla mücadele etmek, onlara tatlı dille de olsa derdini anlatıp anlamalarını beklemek enerji kaybı ve moral bozmaktan başka bir şey değil. Çünkü onlarda hayatı akıl ve mantık dahilinde, bilim çerçevesinde sorgulamak yok ki. Bu da insana, insan olduğu için, insan gözüyle bakmasına engel teşkil ediyor. Eğer dinin kurallarına uymuyorsan kötüsündür ve dışlanmaya, hedef olmaya mahkumsundur. "Hiç din acaba bu dışladığımız insanlara uyuyor mu?" diye düşünen yok. Aslında din bahane, uyulması istenen kendileri, heteroseksist düşünce. Nasıl koskoca dünyada yaşayan insanların tek tip olabileceğine inanılır ki? İnsanlığı diğer türlerden ayıran farklılıkları değil mi zaten? Artık bu anlayışsızlığa cahillik mi desek, yapısallık mı desek bilemeyeceğim.

Dinci gazetelerin yazarlarından birisi gene eşcinselliği hedef almış dini dayanak göstererek. Mesela peygamber eşcinselliğe müsamaha göstermediği gibi, kadınsı davrananları hoşgörmüyor, kötü örnek olmasın diye de toplumdan uzak bir yere gönderiyormuş.

Peygamberlikte böyle bir şey olabilir mi Allah aşkına. Şimdi ben kendimi bildim bileli eşcinsel hissediyorum ve bunun hiçbir çevresel sebebi yok. Ne tecavüze uğradım, ne tacize, ne de kötü bir aile ortamında yetiştim. Çevremde örnek alabileceğim bir tane bile eşcinsel yoktu. Çünkü köyde büyüdüm. Olsaydı bir eşcinsel, tanırdım, konuşurdum, etkilenmeyle eşcinselliğin hiç alakası yok ama hadi etkilenirdim diyelim ama yoktu. Belki de vardı ama düşünüldüğü gibi kadınsı davranışlar sergileyen bir eşcinsel yoktu. İşin en kötü tarafı eşcinselliği kadınsılığa indirgemeleri, eşcinselleri kadın gibi görmeleri. Eşcinselliğin beden yapısıyla bir alakası yok ki. Yani eşcinsellerin bedenleri heteroseksüellerin bedeninden farklı olmuyor anlayacağınız. Bir erkek kendi cinsini seviyor o kadar. Onun dışında bir farklılık yok.

Şimdi "ben böyleyim" diye, "eşcinselim" diye peygamber beni sürgün mü edecek "başkalarına kötü örnek olmasın" diye. Ben başkalarına nasıl kötü örnek olabilirim ki? Ben de herkes gibi yiyip-içip sıçan, uyuyan bir metabolizmayım. Benim de herkes kadar aklım-fikrim, benim de herkes kadar çalışma, kendimi idame ve idare ettirebilme kabiliyetim var. E sorun ne? Kendi cinsimi sevmem mi? Bunun kime ne zararı var? Sevgiden bahsediyoruz. Ben de seversem öyle mutlu olabilir, bunu da etrafıma yansıtabilirim. Eğer ben eşcinselliğimi bastırırsam kendime, dolayısıyla çevreme zararım olur. Faydalı da olamam kendime, çevremdekilere ve hayata. Çünkü kendimi yapıma uygun gerçekleştirebilirsem, temel ihtiyaçlarımdan sevmeyi, seksi de gerçekleştirmiş olurum ve bu konuda aç olmayacağım için de tehlikesiz olurum. Tatmin olduğum için de aklım sekse, sevişmeye takılı kalmaz ve enerjimi hayata, topluma faydalı olabilecek şekilde kullanabilirim. Benim kendim olmam, eşcinsel olarak kendimi gerçekleştirmem bu kadar faydalı ve sıfır zararlıyken, bir peygamber beni nasıl ve niye sürgüne göndersin ki?

Eğer eşcinsellik kadınsılık olsa bile kadınsılık niye kötü olsun ki? "Kadınsılık kötü" demek, "kadınlık kötü" demektir. İnsanın aklına direkt heteroseksiszmi çağrıştırıyor sürgün iddiaları. Çünkü onlara göre ideal bir erkek tipi var ve bu erkeklikten ödün verilirse heteroseksizm çöker. Bir insanın yapısından dolayı sürgün edilmesi hangi akla, mantığa ve insanlığa sığar ki? "Bir erkek ve kadın modeli var, ona uymayanlar gitsin" demektir bu resmen. E diğerleri de var yok saydığınız, yok etmek için mücadele ettiğiniz ama canlı tarihinden beri var olan eşcinseller gibi. Gökten ışınlanmadı ya eşcinseller. Kısaca doğanın, yaşamın, insan türünün bir parçası.

Eşcinsellik ne bulaşıcı bir şey, heteroseksist dünyada da ne de özenilerek benimsenecek bir şey. Bir insan bütün eşcinsel nefretine, şiddetine, hedefine, ayrımcılık ve cinayetine rağmen "eşcinselim" diyorsa, sorun eşcinsellerde veya eşcinsellikte değil, bu gerçeği kabul edemeyen ve nefretle bu gerçeği değiştirmek isteyen homofobik beyinlerdedir. Eşcinsel nefretiyle gerçekler değişiyor mu? Hayır. Bir de eşcinsellik karşıtlığının homofobiklik olmadığını iddia ediyorlar. Homofobiklik değilse bırakın eşcinseller mutlu-mesut yaşasınlar. Niye rahatsız oluyorsunuz ki?

Medeni ülkelerde eşcinsel hakları her geçen gün kazanılıyor. Bizim ülkemiz de ya çağdaş bir ülke olacak, ya da karanlığa gömülecektir. Yani aydın bir ülke olmak istiyorsak, eşcinsellik gibi farklılıkları kabul etmekten başka bir seçenek yok. Hem medeniyeti bir yana bırakın, bir insanı kendine benzemiyor diye dışlamak insanlığa yakışır mı? Sebebi ne ki homofobinin, eşcinsel nefretinin? Eşcinsellerden, eşcinsellikten nefret edenler niye nefret ettiklerini biliyorlar mı acaba? Nereden bilecekler ki? Eşcinselliğin bile ne olduğunu bilmiyorlar daha. Eşcinsellik bir erkeğin kadınsı olması demek değildir, bir erkeğin bir erkeği, bir kadının da bir kadını sevmesi, arzulamasıdır. Bu kadar basit bir durum yani. Bunda karmaşık, akıl almaz bir durum yok. Eğer kafalar almıyorsa bu gerçeği, bu kafaların düzelmesi gerekir. Eşcinsellik öğrenilmedikçe, anlaşılmadıkça yabancılık da bitmez, nefret de bitmez, ayrımcılık da bitmez. Bütün sorunların tek çözümü bilimsel bilgiyi öğrenmekten geçiyor.

Din tarihi, kötü de olsa eşcinsellikten bahsediyorsa, eşcinsellik dün çıkmış bir şey değil demektir bu. Burdan yola çıkarak bile eşcinselliğin canlı tarihinden beri varolduğu, üstelik din eşcinselliği bu kadar lanetlerken devamlılığının özenti olmadığı anlaşılabilir. Özenilecek bir şeyse, niye bazıları özeniyor da bazıları özenmiyor o zaman? Eğer eşcinselliğe özenenler irade zayıflığı olan insanlarsa, toplumun yücelttiği erkeklik varken, toplumun ve dinin yerin dibine batırdığı eşcinselliğe niye özensinler ki? Bence iradesi güçlü olanlar heteroseksizme rağmen eşcinsellikleriyle barışıp, açık birer eşcinsel oluyorlar. Asıl iradesizler, farkılıklarından veya bastırdıkları gerçek kimliklerinden dolayı dışlanmaktan korkan, toplumda idealize edilen tiplere sığınanlar. Eşcinsel karşıtlığının sebebinin manevi değerlere hakaret falan olduğu bahane. İnsanlar birbirlerinin değerlerine ne hakaretler ediyorlar da, eşcinselliğe duydukları nefreti asla duymuyorlar. Bütün nefretin sebebi gerçeklerle yüzleşme korkusu.

O dönemde, yani peygamber döneminde "Eşcinseli öldürelim mi?" dediklerinde, peygamber buna izin vermemiş ama eşcinselin evlerine girmesini men etmiş ve sürgün etmiş. Açlıktan ölmemesi için de haftada bir gün eve gelip ihtiyaçlarını alıp tekrar sürgün edildiği yere dönmesine izin vermiş.

O dönemki hadisler günümüz toplumunun eşcinselliğe bakış açısıyla aynı. Eşcinseller şimdi direkt olarak evlerinden sürgün edilmiyor ama açık oldukları sürece veya eşcinsellikleri öğrenildiği zaman aileleri tarafından dışlanıyorlar, şiddete maruz kalıyorlar, öldürülüyorlar, eşcinseller de doğdukları, yaşadıkları ortamları terk etmek zorunda kalıyorlar. Bu da bir anlamda sürgün sayılmaz mı? Bazı siyasi dönemlerde de eşcinsellerin aynı hadislerdeki gibi emniyet güçleri tarafından joplanıp, arabalara doldurulup şehir dışlarına bırakılarak ölüme terk edildiğini, yıldırılmaya çalışıldığını biliyoruz.

Eşcinsellere karşı tecrit her dönem ve farklı şekillerde uygulanmasına ve bütün nefret politikalarına rağmen eşcinseller hep varlar ve kurban edilen, açık oldukları için hedef gösterilen eşcinseller eşcinselliğin sadece görünen yüzü. Bir de kendilerini eşcinsel olarak görmeyen ve gizli olarak eş-cinselliklerini karşılayan kesim var. Yoksa eşcinseller görünen kadar olsaydı, eşcinsellik zaten çoktan yok edilirdi. Görünen eşcinselleri yok etseniz ne olacak ki? Gerçek eşcinsellik eşcinselliği kabul etmeyen kesimin içinde. Toplumun içindeki gizli eşcinselleri, insanların genlerindeki eşcinselliği nasıl yok edeceksiniz? Eşcinselliği yok etmek demek, insanlığı yok etmek demektir. İnsan türü var olduğu sürece eşcinsellik varolacaktır ve eşcinselliğiyle, eşcinsellikle barışamayan, farklılıklarla barışamayan kesim de, yapısında, doğasında varolan eşcinsellikten, kendinden, kendi yapısından, doğasından nefret etmeye devam edecektir. Bu nefret aslında direkt eşcinselliğe gibi görünüyor ama insan türünün kendine, barışamadığı taraflarına.

Şöyle açıklayayım. Şimdi eşcinseller heteroseksüel birleşmeden doğuyorlar ya. Bu eşcinsel çocuklar da sonuçta annenin, babanın genlerini taşıyor. Bu kişiler, dolayısıyla bu kişilerden oluşan toplum da, heteroseksist biçimde yetiştirildikleri için kendi gerçeklerini kabul edemiyorlar. Kendilerine yakıştıramıyorlar eşcinsellik gerçeğini. Yoksa bilimsellikten uzak yaşayan bu toplumun eşcinsellik umurlarında bile olmaz. Çünkü bilime inanan bir insan olaya akıl ve mantık çerçevesinde yaklaşır, doğru ve yanlış çerçevesinde bakar ve varsa gerçekten bir problem çözüm yolları arar ki eşcinselliğin problem olması söz konusu bile olamaz. Problem eşcinselliğe yabancı kaldıkları için eşcinselliği bilmeyen kafalarda ki, eşcinselliğin zararsız olduğunu, eşcinselliği kabul etmekten başka bir seçenek olmadığını göremiyorlar.

Eşcinselliği reddedenlere göre hadislerde bile eşcinselliğin normal karşılandığına dair bir delil yok. Peki hayatı o hadislere göre yaşamayanlar yok mu sayılacak, nefretinizle yok mu edilecek? Hayat sadece hadislerden mi ibaret, hayat sadece dinden mi ibaret, hayat sadece sizin inancınızdan mı ibaret?  Benim hayatım, benim bakış açım ne olacak? Benim düşüncelerim, benim duygularım ne olacak?

Eşcinsellik günahsa günah. Bırakın günahının cezasını biz çekelim. Eşcinselleri nefrete hedef gösterip öldürülmelerine sebep olma hakkını nereden buluyorsunuz? Din özgürlüğü var da neden cinsel yönelim özgürlüğü yok? Dindarlar eşcinselliği lanetleyince ifade özgürlüğü olacak, eşcinseller haklarını savununca özentiye sebep olmuş sayılacak, toplumsal değerleri rencide etmiş olacak! Ben yok sayılıyorsam, din beni kabul etmiyorsa dinin benim için ne anlamı olabilir? Biz eşcinseller eşcinsellğimizden bu kadar eminken nasıl bizleri yok sayan dine inanmamızı bekleyebilirsiniz? Eşcinselliği kabul etmeyen bir din, eşcinselliği kabul etmeyenlerin dini olabilir ancak.

Bazıları diyor ki "Niye eşcinsellik üzerinden dine bu kadar yükleniyorsun?" Benim eşcinselliğime akıl ve mantık dışında dayanaksız bir şekilde saldıran başka bir şey yok ki? Bir şeyin günah olması için bile bir sebebi olması gerekmez mi? Sevmek günah mıdır? Sevişmek günah mıdır? Eşcinseller heteroseksüelleri duygusal anlamda sevemez, sadece seviyormuş gibi rol yapıp hem kendilerini, hem de heteroseksüelleri üzerler. Bunu mu istiyorsunuz?. Boşuna uğraşmayın, boşuna nefretinizi depreştirmeyin. Eşcinseller kendi cinslerini sevecek. Bu hep böyle oldu, hep böyle olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder