26 Eylül 2012 Çarşamba

Feminen Eşcinsellik (Kadınsı Eşcinsellik)

Eşcinsellerin nasıl varolması gerektiğini içinde yaşanılan kültürel yapıların şekillendirmesi kaçınılmazdır

Ben de bilinçsiz eşcinselliği çok eleştiriyorum ama bu hiçbir eşcinsel kesimi anlamsız bulma hakkını bana vermez. Eleştiriyorum ama onların içinde bulundukları fiziksel ve psikolojik koşulları da anlamlandırıyorum. Zeki Müren'le ilgili yazımda, eşcinsellere Zeki Müren'in eşcinsellere verdiği cesaret anlamlandırılamamış. Eğer içinde yaşadığımız toplumun boyutunun ve etkilerinin yarattığı yaşam kültürünü gözardı edersen, eşcinsel haklarına ulaşılacak yolu bulamazsın, eşcinsellerimizin yaşadığı zorlukları anlayamazsın, onların hayatta kalışlarını sağlayan gerçekleri de göremezsin ve bilinçli eşcinsel olmak da anlamını yitirir.

Hem eşcinsel olarak nasıl içinde yaşadığımız kültürü anlamazlıkltan gelebiliriz ki bunca sıkıntılara rağmen. Bu biraz lümpenlik değil de nedir? Eşcinsel hak mücadelesi sadece akademik bir mücadele midir? Benim dahil olmadığım, ve de başkalarını dahil etmediğim bir mücadele neyin ve kimin mücadelesidir? Bunun eşcinsellere, eşcinselliğe ne kadar katkısı olabilir?

Bir şeyleri eleştirirken olmaması gerektiği için değil, neden varolduğu açısından eleştirilmeli, yanlışların nedenleri bulunmalı. Yanlışlar yok sayarak yanlışların nedenini nasıl bulacaksın? O yanlışları yok saydığın sürece yanlışların olma ihtimali her zaman olacaktır. Heteroseksist toplumlarda da feminen eşcinseller hep olacaktır bunun nedenleri öğrenilip çözülmeye çalışmadığı sürece. Her şeye rağmen hep olacak belki de. Olasılıkları yok sayan ideal bir doğru olur mu zaten?

Homofobiye veya eşcinsellik hakkında önyargılara sebep olabilecek feminen bir protipsel eşcinsellik bilinçli eşcinsellere anlaşılmaz gelebilir ama bilinçsiz bir eşcinsel kesimi yok saymak veya onları anlamamayı gerektirmez bu anlaşılmazlık. İnsanlar doğruya ulaşıncaya kadar da varolmak zorundadırlar yanlış öğrendikleri veya şartlandıkları şekilde de olsa. Eşcinsellerimiz ne yazık ki bilinçsiz eşcinselliğin hüküm sürdüğü bir ortamda şekillenerek varoluş mücadelesi veriyorlar. Hiç yoktan veya hepten yok olmaktan, kaybetmekten iyi değil midir bu "varoluş basamağı"? Ben de bilinçsiz eşcinselliğin karşısındayım ama, eleştirirken nedenleri, niçinleri gözardı etmemek, empati denilen duyarlılığı, özellikle ayrımcılığa maruz kalanlardan esirgememek gerekiyor. Kendi kesimimize olan bu anlayışsızlık ve duyarsızlığın, eşcinsellere tepeden bakan heteroseksist bir önyargıdan bir farkı kalır mı?

Zeki Müren entellektüel geçinen eşcinsellere mizahi ve lüzumsuzluk örneği gelebilir ama bu feminen bir eşcinselliğin olmadığını göstermez. Bu toplumsal gerçeği görmezlikten gelmek eşcinselliğin doğru anlaşılarak daha hızlı kabul edilmesini sağlayacağını beklemek hayalden başka bir şey değil. Eşcinsellerin bilinçsizliği bilinçliliğe dönüştürülerek ancak eşcinseller haklarına geri alabilirler. Özellikle çoğunluk olmanın hala çok önemli olduğu toplumlarda varoluşumuz için gerekli olan örgütlenmeyi ancak bu şekilde politikleştirebiliriz. Yoksa tek başına eşcinsel Cumhurbaşkanı  olsan dahi görünürlüğü çoğunluk olarak sağlayamadıktan sonra bir işe yaramayacaktır bu. Hem ayrıca herkes kendini nasıl ifade etmek istiyorsa öyle ifade etsin. İnsanlar özgür bırakıldıkça daha kolay ve çabuk keşfetmezler mi yapılarındaki gerçeği, kimliğin nasıl olduğunu, nasıl olması gerektiğini? Zaten bizim şu anda asıl tartışmamız gereken eşcinsellerin nasıl olması
gerektiğinde çok, nasıl birlik-beraberlik içinde olup, örgütsel bir varoluş mücadele vermesi gerektiği olmalı.

İnsanlar içinde bulundukları kültüre göre varoluş yolları bulurlar ve o yollarla kendilerini gerçekleştirirler. Travesti bir arkadaşım yıllar önce, "Eğer eşcinsellik normal karşılansaydı, feminen bir görüntü arzetmezdim. Cinsel kontak kurmamı sağlıyor bu görüntü. Yoksa erkek zennedip kimse yaklaşmıyor" demişti. Eko sistem gibi, yanlış da olsa o an insanı tatmin eden bir varoluş şekli bu kültürel şekillenme. Bu sistemi birden yok edemeyeceğimize göre dönüştürmek gerekiyor yok saymak yerine.

Feminen bir eşcinsellikle eşcinseller sadece kendilerini gerçekleştirmekle kalmıyor, toplumun da eşcinselliğe yabancı kalmasının önüne geçiyor. Eşcinselliğin hiç bilinmediği toplumlarda, toplumsal cinsiyete yansımayan bir eşcinsellik, eşcinselliğin kabulüne katkı sağlamaz, dahası eşcinsellerin ikiyüzlü olmasına sebep olur. Toplumun derdi zaten işin derinine inmek değil, görünürde erkekliği korumak. Feminen olmayan bir eşcinsellik de bu topluma derdini anlatamaz, dahası erkekliğin, kadınlığın, heteroseksüelliğin tek doğru olduğunu pekiştirir. Feminen olmayan eşcinsellerimiz bile eşcinselliklerinin anlaşılmama durumunu kendilerini kamufle etmek için kullanmıyorlar mı zaten?

Feminen olmayan eşcinsellerimiz sanki çok mu bilinçliler? Bilinçli eşcinsel olmak için cinsiyet kimliğini cinsel yönelimden ayırmak yetmiyor ne yazık ki. Bilinçli olan eşcinseller görünürlük için yeterli çoğunluk sağlayamıyorsa, doğru eşcinselliğe uymayan eşcinselleri eşcinseller olarak bizim de yok saymamamız gerekiyor. "Az olsun öz olsun" demek eşcinselerin haklarını kazanmasına yetmeyebilir. Kendimizi yanlış bilinen bir öteki olarak kabul ettirip, bu önyargılara sebep olan eşcinselliği dönüştürmek daha akıllıca ve eşcinselliğin kabulünün en etkili yolu olacaktır. Eşcinsellerin dönüşmesi için de varolması öncelikli bir meseledir. İnsan kimliksel olarak kendini gerçekleştirmezse, doğru yolu bulmak için hiç varolamaz.. Önce bir varolalım, haklarımızı elde edelim, ondan sonra doğru yolu da buluruz. Olmayanın doğrusunu boşverin, hiç yolu olmaz.

Kim istemez ki bilinçli eşcinsellerin ve böyle bir eşcinselliği algılayabilecek bir toplumu. Zaten düşünüldüğü veya olması istendiği gibi bir dünya olsaydı, eşcinsel hakları eşcinsellerin elinde olurdu. Bence hiçbir kesim dışlanmadan bir bütün olarak mücadele edilmeli. Ama her mücadele eden kesim kendi doğruları doğrultusunda mücadele ediyor ne yazık ki ve bunu savunuyor. Daha biz eşcinseller biraraya gelmeyi bile başaramıyoruz.

İnsanların eşcinselliğe yabancı olduğu ortamlarda da, Zeki Mürensel eşcinsellik kaçınılmazdır ve onları yok sayamayız, görmezlikten gelemeyiz, bu anlamda görünür olan eşcinsellerin diğer eşcinsellere olan etkisini, katkısını da yadsıyamayız. Sahi doğru, ideal eşcinsellik mi var? İdealize yaşamların heteroseksit sistemden ne farkı var? Değiştirmek, reddetmek yerine dönüştürmeyi deneyebiliriz en fazla. Kabul edilmeyen feminen eşcinseller de eşcinselliğin bir parçasıdır çevresel de olsa.

Yanlış da olsa, eşcinsellerin çoğunluğunu yok sayarak ideal eşcinsellik diye bir şey olmaz. İdeal eşcinsellik de bir tür içselleştirilmiş homofobi mi ne? Çünkü burada da kendini topluma doğru anlatma derdiyle kabul ettirme kaygısı yok mu? Ne kadarı önyargıları kırmak olabilir doğru ve ideal olduğu düşünülen eşcinselliğin. Ayrıca ben mesela doğru bir şekilde olarak kabul edilmek yerine, kendimin mutlu olacağı şekilde kabul edilmeyi tercih ederim. Belki de ben önyargıları engelleyecek şekilde bir eşcinselliğe daha hazır değilim. Zeki Mürensel şekilde varolabiliyorum, kendimi gerçekleştirebiliyorum. Belki ölünceye kadar da öyle varolacağım, öyle mutlu olacağım. Kendi kabuğunu beğenmeyip yok saymak, yok sayılmayı meşrulaştırır.

Not olarak şunu da belirteyim. Olayları, durumları tartışırken bir tarafta durmuyorum. Konulara her açıdan yaklaşıyorum. Bazen kendime yakın düşünceleri bariz savunurken, karşısında olduğum düşünceleri, şeyleri yerden-yere vuruyorum ama bu eleştirilerimde hep bir iyi niyet var. Nefretle yapmıyorum bunu. Karşısında durduğum şeyleri anlamlandırmaya çalışırken de, sanki o tarafta duruyormuşum gibi algılanıyorum. Çünkü ben tek doğrunun derdinde değilim. Herkes hayatını kimseye zarar vermeden yaşamasını istiyorum. İdealize ve doğru yaşam dayatmalarının karşısındayım. Şu ölümlü dünyada kendimizden birilerini küçümsemek, aşağılamak heteroseksizmin tozunu hepimizin yuttuğunun göstergesidir. Bir şeyler yazılıp çizilirken daha geniş perspeftikten bakmayı öğrenmeliyiz. Hem ayrıca kimin haddinedir ki Zeki Müren'i eleştirmek, Zeki Müren'i eleştirinceye kadar eleştirilecek o kadar çok şey ve kişi varken. Amaç birileri üzerinden ego tatmin etmekse, ayrı mesele. Bir şeyler üzerinden bir noktaya varılmaya çalışılabilir ama, içinde yaşanılan, özellikle dönemsel itibariyle içinde yaşanılan durumlar gözönünde bulundurulmadan bir şeyleri karalamak yakışıksız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder