25 Eylül 2012 Salı

Eşcinsel Düşmanlığına Sessiz Kalan Herkes Bu Suça Ortaktır

İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ülkesinde eşcinsel olmadığını iddia etmesine rağmen eşcinseller idam ediliyor. "Ya çocuğunuz eşcinsel olsaydı?" sorusuna da hiddetlenerek, "Eşcinsellik yaratılışa ters" cevabı veriyor. Sanki dünyayı kendisi yaratmış? Hangi yaratılıştan bahsediyor acaba? Heteroseksist yaradılıştan tabiki de. Tabi onda suç yok, ona o cesareti verenlerde, onu o koltuğa oturtanlarda.

Nasıl bir Cumhurbaşkanı kendi inanç sistemine veya heteroseksist değerlere ters diye kendine benzemeyenleri yok sayar ve idam eder? Peki ne farkı var eşcinselleri idam edenle, eşcinselleri tanımayan, Anayasa da tanımlamayıp eşit haklar vermeyenler arasında? 

Her kültür kendi seviyesine göre eşcinsellere ayrımcılık yapıyor, ceza veriyor, yok sayıyor, ayrımcılığa maruz kalmalarına veya öldürülmelerine sessiz kalıyor. Hepsi aynı zihniyetteler ve güçleri yettiğince güç yeterliliği yapıyorlar. Eşcinsellerin idam edilmediği ülkelerde, eşcinsel düşmanlarına fırsat verilse eşcinselleri öldürmeyecekler mi? Bakanlarının "Eşcinseller hastadır, sapıktır" dediği ülkemizde, çıkarlarına ters düşmese eşcinselleri idam etmeyecekler mi? Eşcinselleri düşünseler, eşcinselleri tanımazlar mıydı, Anayasa'da eşitlik maddesine dahil etmezler miydi? Nasıl ülkeler, kültürler arasındaki eşcinsel düşmanlığı zihniyet bakımından farklı bir anlam taşımıyorsa, eşcinselleri öldürenlerle, eşcinselleri yasal anlamda korumayanlar arasında da bir fark yoktur. 

Ayrımcılığa, cinayetlere her sessiz kalış, o ayrımcılığı, o cinayetleri desteklemek demektir. İnsan haklarının yok sayıldığı heteroseksist bir dünyada ayrımcılığa maruz kalanlar politik bir duruş sergilemeli, dünyayı yöneten politikanın içinde yer almalı ki haksızlıkların, ayrımcılıkların önüne geçilebilsin, insanlar arasında ayrımcılıklara sebep olan ideolojik nefret politikalarına dur denilebilsin. 

Bir de bu nefret yüklü politikacılar cinayete varan nefret politikalarına rağmen sevgiyi ağızlarına almıyorlar mı illet oluyorum. Sen nefretle insanların öldürülmesine sebep olurken, sevgiden anladığını mı sanıyorsun? İnsanda sevgi olsa, düşmanının bile ölmesini istemez be! Oturur konuşur, sorunun ne olduğunu anlamaya çalışır, bilmediği, yabancı kaldığı bir konu varsa öğrenmeye çalışır. Onlara göre kendilerine benzemiyorsa, kendi düşüncelerine uymuyorsa, var olması, yaşaması sakıncalı! Böyle bir zihniyetin mantıklı ve anlaşılır bir tarafı olabilir mi? Bir şeye hayır derken, yanlış derken eğrisini-doğrusunu düşünmez mi insan olan insan? Düşünemiyorlar mı yoksa? 

Hep konuşuyoruz, yazıyoruz ama icraat olmayınca da havada kalıyor insanca yaşama istekleri-miz. Ama tek başına da bir yere varılmıyor ki? Dediğim gibi eşcinsel olduğu için falan insanların ölmesine sebep olan iktidarlara çoğunluk, özellikle ayrımcılığa maruz kalanlar ve öldürülenler dur demedikçe de bir şey değişmeyecektir. Mesela Ahmedinejad demek sadece bir kişi demek değil ki. Onu destekleyen ve de en önemlisi ayrımcılığa maruz kaldıkları halde sessizlikleriyle homofobik sistemi onaylayan herkes demek. O herkes olmasa Ahmedinejadların ne anlamı ve önemi olabilir ki? İktidarı ele geçirenlerden çok meydanı boş bırakanlar daha suçlu değil mi? Eşcinseller azınlık mı? Eşcinsellik demek insanlık demek, doğa demek, yaşamın bir parçası demek. Ne kadar kadın, erkek, insan varsa, o kadar eşcinsel olabilme ihtimali var. 

Üçüncü cins falan diyenler aslında homofobiyi desteklemiş olmuyorlar mı? Eşcinsellerin cinsiyet problemleri yok ki? Transseksüellerin de yok aslında. Onlar da sadece erkek veya kadın gibi yaşamak istiyorlar, cinsel yönelimleri de karşı cinse. Eşcinsellerin de hiç cinsiyet problemi yok. Onlar da erkek ve kadınlar. Cinsel yönelimleri de gene bir insan soyuna, erkek veya kadına. Yani şu hayatta iki cinsiyet, iki cinse yönelim var. Kimin hangi cinsten olduğunun veya kimin hangi cinse yöneldiğinin ne önemi olabilir ki? 

Heteroseksüelliğe ne zararı olabilir ki eşcinselliğin? Veya transseksüelliğin hiç zararı olmaz. Tek sorun insan soyunun devamlılığıysa, çocuk yapabilenler bol-bol çocuk yapsınlar. Tek sorun ahlaksa herkes kendi önüne baksın. Tek sorun günahsa, her koyun kendi bacağından asılır. Ahlak da insanın kendi içindedir, sapıklık da, günah da. O yüzden sorun da insanın kendi içinde. Yoksa eşcinsellerin eşcinselliğinden kime ne, eşcinselliğin kime ne zararı var. Sen içindeki olumsuz düşüncelerini karşıdaki insana yüklersen, o kişiler tabi kötü olur. İyi olarak bak iyi olurlar. Ha eşcinsellerin cinsel yönelimleri, heteroseksüellerin bir yerlerini ısırıyorsa, o zaman kendini savunabilirsin ama bir cinsel yönelim olan eşcinselliği suçlamak gene anlamsız. Çünkü bir insanın saldırganlığına sebep olan cinsel yönelim değil, o insanın karakteridir ki onun da cinsel yönelimle ne alakası olabilir. Cinsellik yapıya uygun gerçekleştirilirse değil, gerçekleştirilmezse saldırganlığa sebep olur ancak.

Eşcinsellik problemi diye bir şey de yok. Eşcinselliği kabul edemeyen heteroseksistçe bir problem var. Eşcinsellerin eşcinsellikle ilgili bir problemi yoksa, heteroseksüelliğe de bir zararı yoksa, sorgulanması ve halledilmesi gereken eşcinselliği kabul etmeyenler değil midir? Şimdi ben olaylara hep mantıksal açıdan bakıyorum ama sorun yaratanlar ne yazık ki akıl ve mantık çerçevesinden bakmıyorlar işlerine gelmediği, çıkarlarına uymadığı için. Çıkarcı dünya işte. Asıl sorun da belki bu. Hiç kimsenin hayata çıkarsız bakamaması. Yapılan her işe "kaç para kazanıyorsun?" gözüyle bakılıyor. "Bi' kazancın yoksa niye yapıyorsun?" gözüyle bakılıyor. İnsanlar bu çıkarcılıkları yüzünden kendileri gibi bile yaşayamıyorlar. Çünkü çıkarcı dünya heteroseksizm üzerinden zuhur ediyor. "Ben kendim olursam, içimden geldiği gibi yaşarsam, bundan heteroseksizme göre bir kazancım var mı?" gözüyle bakıyor eşcinseller bile ki, heteroseksistçe yaşıyorlar. Dışlanmamak için heteroseküel gibi görünmek bile bir çıkardır. Yoksa kimsenin kendisi dışında bir kimliği benimseme zorunluluğu yok ki.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder