Geçmiş olsun! Eşcinsellik iktidarın karşı çıkmasıyla Anayasa metnine girememiş. Eşcinseller ne istiyordu? Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği olarak eşcinselliğin ve transseksüelliğin Anayasa'nın Eşitlik maddesinde tanımlanmasını, dolayısıyla nefret suçları kapsamına alınarak LGBT'lere yönelik ayrımcılıkların ve şiddetin, cinayetlerin önüne geçilmesini. Ama eşcinselliğe açık-beyan karşı çıkan iktidar ve bazı muhalefetler yüzünden değil de, eşcinsellerimizin umutsuzlukları yüzünden eşcinselliğin tanınmaması, tanımlanmaması, yasalaştırılmaması işin en kötü tarafı.
Şimdi akıl var, mantık var. Eğer politikayı şöyle bir gözönünde bulundurursak, siyasiler çıkarları olmadığı sürece heteroseksist bir dünyada eşcinsellere haklarını iade ederler mi? Bu bütün dünyada böyle değil midir, böyle olmamış mıdır, eşcinsel hakları böyle kazanılmamış mıdır?
Ama bizim eşcinsellerimiz ne diyor, "Bu iktidar eşcinselliği kabul etmez, Türkiye buna daha hazır değil". Aynı siyasilerin ağzıyla konuşuyorlar ama siyasetin ne olduğunu bilmiyorlar ki, insan haklarının bir parçası olan eşcinsel haklarının aynı siyasilerin söylediği gibi zamanının gelmesini, içinde yaşadıkları kültürün hazır olmasını bekliyorlar. Ölme eşeğim ölme! Sanki eşcinseller başka dünyaların, başka kültürlerin insanı. Eşcinseller bile eşcinsel haklarına inanmazlarsa, tabi bu dünyada yerleri olmaz, barındırılmazlar.
İnsan olan insanın, canlı olan canlının eşit bir şekilde yaşama hakkı vardır. Çünkü herkes eşit haklarla gelir bu dünyaya. İnsanın cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği farklılığı eşit yaşama hakkına engel değildir. Tabi egemen olan cinsel yönelim kendini doğru ilan edip dayatacaktır bunu herkese ve sen kendi hakkına sahip çıkmazsan haklarını elinden alacaktır daha eşitliğe ve özgürlüğe inanılmayan bir dünyada.
Evet eşcinsel haklarının kazanılamamasının en büyük ve en başta gelen sebebi eşcinsellerin kendi kimliklerini benimseyip, kendi haklarına sahip çıkmamasındandır. Kendileri bile inanmıyorlar içinde yaşadıkları doğanın bir parçası olduğuna ki, o kültürü dönüştürmek yerine yaşam kültüründen soyutluyorlar kendilerini.
Ne güzel, 15 Bin eşcinsel "eşcinsel onur yürüyüşü"ne katılıyor ama bu 15 Bin kişi acaba çevrelerine eşcinselliklerini kabul ettirmeye çalışıyorlar mı? Bir avuç eşcinselliğine inanan eşcinselin meclise eşcinselliği kabul ettirmesi o kadar kolay olmayacaktır tabi. Herkes "Kim mücadele ediyor da ben mücadele edeyim" sorumsuzluğunda. Bir şey başarılacaksa insanın önce kendinden başlaması gerekmez mi? Ben eşcinsellerimizin heteroseksist olduğuna inanıyorum. Hasbelkader cinselliklerini de içgüdüsel yaşıyorlar işte. Bir sihirli değnekleri olsa, hepsinin ertesi gün heteroseksüel uyanmak isteyeceklerinden adım gibi eminim. Görünen köy klavuz istemez. Hepsi erkek olma, hepsi kadın olma derdinde çünkü.
Malezya'da eşcinsel çocukları heterosesüellerden ayıklayacaklarmış. Valla bizde de yapılsın bu uygulama! Belki eşcinsellerimiz yaşamdan iyice soyutlanınca, ikiyüzlülükten kurtulup kimliklerine, haklarına sahip çıkarlar o zaman!
Yapay heteroseksist değerlerle varolmak yerine, kendileri olarak varolmanın keyfine bir varsalar eşcinselliklerine sahip çıkarlar ama iş o noktaya gelebilmekte zaten.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder