24 Eylül 2012 Pazartesi

Keşke açıkça "Zeki Müren eşcinseldi" diyebilseydik

Zeki Müren'den hangimizin farkı var ki?


Zeki Müren öleli 16 yıl olmuş ve cinsel kimliğine dair hala içinde ne olduğu bilinen ama bilmezlikten gelinen kapalı bir kutu gibi duruyor. Çünkü toplumsal anlamda gerçeklerle yüzleşilemeyince hiçbir şeyin kapağı açılmıyor, hiçbir gerçek dile getirilmiyor açıkça. Ne kadar benziyor Zeki Müren'in durumu biz eşcinsellerin hayatına. Biz de kendimizi biliyoruz, belki çoğumuzu çevremiz de biliyor ama bir türlü dile gelemiyoruz, açılamıyoruz. Hep eleştirilir Zeki Müren eşcinselliğinin arkasında durmadığı için ama biz eşcinseller ne kadar duruyoruz ki eşcinselliğimizin arkasında. Hangimizin farkı var ki Zeki Müren'den?

Zeki Müren sanat dışında toplumsal yaşama eşcinseller, eşcinsellik adına ne katmış derseniz, elinden geleni yapmış derim. Ondan önce veya ondan sonra 90'lardaki eşcinsellik dalgasına kadar kim ne yapmış ki o yapsın. Bazılarının Zeki Müren'in duruşunu iki yüzlü bulsa da eşcinselliğin bilinmediği, bilinse de adının koyulamadığı dönemlerde görünürlük adına, eşcinsellerin görünürlüğü, eşcinsellik adına kişinin kendi olabilmesi, içinden geldiği gibi davranabilmesi de bir duruş değil midir? Günümüzde eşcinseller genel olarak sanki tek yüzlüler ve bir duruş sergileyebiliyorlar. Eşcinsellerin feminenliği eleştirilirken, bir avuç aktivist dışında şimdilerde hepten yok oldular veya hepsi CD mi, DVD mi ne oldular!

Zeki Müren farklılığın adıydı toplumda. O uç du, ötekiydi ama nefret edilen bir öteki miydi bilmiyorum. Çünkü o bir yıldızdı ve sıradan biri olmadığı için de hiç kimse rahatsız olmuyordu sanırım. Şarkı söylüyordu ve kendisinin de dediği gibi İngilizce anlamıyla neşeliydi, eğlenceliydi toplum için. Görevini yapıyordu ve kimseye zararı yoktu. Sanırım o dönemler kötü örnek olacak kaygısı da bu boyutta değildi ki pek öyle yasaklı falan değildi. Belki de ben bilmiyorumdur. 80 ihtilaline kadar eşcinsellik açısından ortam daha mı sütlimanmış ne. Bülent Ersoy o dönemde yasaklandığına göre. O dönemlerde ihtilal, şimdilerde irtica! Eşcinsel ünlüler TV piyasasından silinmeye çalışılıyor erkekleştirme politikasıyla.

Toplumun Zeki Müren'e hoşgörüsü, sanırım eşcinselliğin şimdiki kadar toplumsal anlamda görünür olmayıp kimseyi rahatsız etmemesinden kaynaklanıyordu. Eşcinseller eşcinselliklerini 90'lara kadar yeraltında yaşayıp, yerüstünde heteroseksüel olarak yaşıyorlardı (Aslında şimdi de bir farkı yok eşcinsellerin ama en azından cesur olanar daha bir cesur). Zeki Müren günümüzde olsaydı onun eşcinselliğe alacağı tutum farklı olmazdı sanırım ki kimse de gene rahatsızlık duymazdı. Artık günümüz insanı neyin ne olduğunu biliyor ama Zeki Müren'in açık bir eşcinsel bir duruş sergileyecek takati olmazdı. Olsa da gene aynı Zeki Müren olurdu sanırım. Bülent Ersoy'dan eşcinsellere bir fayda var mı, var da benim mi haberim yok bilmiyorum veya diğer eşcinsel popüler kişilerden ne fayda var ki. Mecburiyetleri yok ama kendilerine, eşcinselliğe ekonomik özgürlükleirini kazanmalarına rağmen hiçbir faydalarının olmaması vahim.

Zeki Müren'in yaptığı müziğin değerini tartışmayı yersiz buluyorum. Herkes içinde bulunduğu kültürün kapasitesine göre varolmaya çalışır. Zeki Müren'in kimliği adına sessiz-sedasız sınırların ötesinde bir duruş sergilemesi bile çok cesurca olduğu için onu ayrıcalıklı kılıyor. Yeni Zeki Mürenlerin çıkmaması bile onun ne kadar radikal bir kimlik olduğunun göstergesi; Sadece görsel de olsa hem farklılıkların sesi adına, hem de yenilikçilik ve de tabuları yıkma adına. Eşcinsellerimize göre günümüzde hala farklılıklarının bilinmesine rağmen bilinmiyormuş gibi heteroseksist toplum yapısı tarafında bulunmak bile bir marifet sayılıyor ne yazık ki. Eşcinsellerin mücadele yapmasını beklerken, heteroseksüel yaşama dahil olabilmek, görünmez olmak sanki bir başarı gibi düşünülüyor.

Zeki Müren eşcinsellik adına doğru örnek kabul edilmese de, açıkça eşcinsel olarak lanse edilmese de önemli bir figürdü bence eşcinsellik adına. Zeki Müren olmasaydı daha kabul edilebilir, normal karşılanır bir eşcinsellik olmayacaktı en azından. Eşcinselliği karaladığını da hiç düşünmüyorum. Bir eşcinselin de heteroseksist bir sisteme rağmen, her ne şekilde olursa olsun varolabileceğini göstermiş sayılmaz mı?. Tamam topluma karışan, toplumun parçası olan bir eşcinsellik sergilemeyip, eşcinselliği yaşam kültürünün bir parçası haline gelebilmesine katkı sağlamamış olabilir ama, bazı eşcinsellerin yalnız olmadıklarını hissettirip kendilerini keşfetmelerini sağlamıştır belki. Kırsaldaki eşcinsellerimiz demezler mi hep, "Dünyada bir Zeki Müren var bir de ben var zannederdim." diye. Belki de kendimizle barışmamazı sağlamış, eşcinselliğimiz adına farkında olmadığımız özgüven aşılamış olabilir bizlere.

Yeni Zeki Mürenlere ihtiyacımız olmasa anlayacağım yeni Zeki Mürenlerin çıkmamasını ama hala devrimci eşcinsel kimliklere ihtiyacımız var ne yazık ki? Çünkü eşcinsel hakları adına eşcinsellerin kabul edilebilirliği noktasına gelemedik daha. Bir şeyler aşıldı ama yasal olarak tanımlanmıyoruz. O yüzden eşcinselleri hakları adına şevklendirecek, cesaretlendirecek, yalnız olmadığımızı göstermek adına örgütleyici kimliklere ihtiyacımız var ama politik versiyonlarından.

Zeki Müren bana göre eşcinsellik adına bir devrim yapmıştır açıkça mücadele etmese de. Politik mücadeleye dahil ve açık eşcinsel olmayan ünlüleri eleştiriyoruz ama hem politik, hem popüler olunabilir mi bilmiyorum. Bunun dünyada örnekleri var ama kendini çok sağlama almak gerekebilir veya bulunduğun toplumun eşcinselliğe toleransıyla da alakalı olabilir bu durum, yani popüler bir ünlü olup da açık bir eşcinsel duruş sergilemek, eşcinsel hakları mücadelesi yapmak. Eleştirenler Zeki Müren olsaydı ne kadar aktivist olabilirdi acaba?

Hem bir de ayrıca herkesin politika yapmaya kabiliyeti olmayabilir ama ellerinden gelen bir şeyler olabilir değil mi? Hem öyle, hem böyle, hem o taraftan, hem bu taraftan düşünerek çelişkili oluyorum ama bir orta yol bulmaya çalışıyorum diyelim. Keşke kim ne olursa olsun, herkes kendisi olsaydı ve kimin ne olduğunun önemi olmasaydı da, hakkımız olan doğal bir yaşam için mücadele ederek zaman kaybetmeyip, hayatımızı yaşayabilseydik kendimizce.

Keşke "Zeki Müren eşcinseldi" diyebilseydik. Hala daha "Zeki Müren eşcinsel miydi?" diye soruluyor televizyonlarda ve birileri de buna açıkça cevap veremiyor. Cevap veremeyenin de ne olduğunu söyleyemiyoruz. Daha yeni bir yakını da demeç vermiş "Zeki Müren sapına kadar erkekti" diye. Eşcinsellerin erkek olmak veya kadın olmak gibi bir derdi yok ki. Eşcinseller zaten erkektir, zaten kadındır. Sadece yönelimimiz kendi cinsimize ve eşcinsellerin kiminle beraber olacağına dair bir engel de yok bedensel olarak. Ama eşcinseller yapılarına uygun bir şekilde ve hür iradeleriyle hangi cinsle beraber olacaklarına kendileri karar vermek istiyorlar, eşit ve özgür yaşamak istiyorlar, eşcinsel olarak tanınmak ve tanımlanmak istiyorlar. Zeki Müren olmak istiyoruz ama eşcinsel bir Zeki Müren olmak istiyoruz, eşcinselliğimizin kabul edildiği bir Zeki Müren.

Pardon unutmuşum. Zeki Müren'in ölüm yıldönümünde mezarı başında sanatçı dostlarından kimse yokmuş. Biz eşcinseller ne kadar vefalıyız, biz ne kadar sahip çıkıyoruz kendimizden birine acaba? Belki çoğumuz kendi kimliğimiz ortaya çıkacak diye utanıyoruz Zeki Müren'den, aslında içimizdeki Zeki Müren'den.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder