Bazı eşcinseller bana diyor ki, "Neden eşcinsellik için bu kadar uğraşıyorsun ki, yaşa geç." Zannediyorlar ki, eşcinseller çok rahat yaşıyorlar ve eşcinsel hakları için mücadele edenler onların gözünde eşit haklar ve özgürlük için mücadele etmiyor da, eşcinsel çığırtkanlığı, eşcinsellik kahramanlığı yapıyorlar. Çünkü her zaman dediğim gibi eşcinseller de eşcinselliği bilmiyorlar ve bilmedikleri şeye inanmıyorlar ki, o anda eşcinselliklerini cinsellik olarak yaşayıp geçiyorlar. Onlar için eşcinsellik doğanın, canlı yapısının bir gerçeği olmadığı için, cinsel fantezinin de hakkı-hukuku olmaz. Hak-hukuk, eşitlik-özgürlük öğrendikleri, bildikleri ve uygulandığı üzere heteroseksüelce olur. Zaten kendileri de eşcinselliklerini kabul etmeyip, heteroseksüelce yaşıyorlar ya. Çünkü cinsellik heteroseksist bakış açısına göre mahremdir ve insanın kimliğini belirleyici bir unsur değildir, yaşadığın cinsellik de hangi biçimde olursa olsun yaşandığı yerde kalır. Erkek egemen sistem doğru olarak neyi işaret ediyorsa, insanların olmaları gerektiği konum da odur. Bu da heteroseksist değerlerden başka bir şey değil.
Peki heteroseksizmin boyunduruğunu yapısı gereği kabul edemeyenler ne yapsın, ölsünler mi? Herkes dayatılanı sineye çekemeyebilir. Bazılarına çocukluktan itibaren dikilen kıyafetler uymadığı gibi boğabilir onları. Heteroseksizmin kılıfına kendisini uyduran eşcinseller, uymak istemeyenleri anlayabilir mi acaba veya hiç anlamaya çalışıyorlar mı kendileri bile kendileri olmaktan vazgeçirildikleri halde? Olması gereken kuklalık mıdır ara-sıra fırsattan istifade kendine kaçabildiğin, gizli-saklı, utana-sıkıla kendin olabildiğin, kendinle dayatılan arasında kalıp pişman olduğun.
Ben diğer temel ihtiyaçlarım gibi cinselliğimi gerçekleştirebilsem, durduk yerde niye efor sarf edeyim ki gereksiz yere? İnsanlar yiyip-içip dışkılayabiliyorlarken, uyuyabiliyorlarken, nispeten karşı cinsleriyle sevişebiliyorlarken, ben kimseye zararı olmayan cinsel yönelimimi-eşcinselliğimi niye özgürce gerçekleştiremeyeyim? Eşcinsellerin sırf sorunu kendi cinsleriyle sevişmek olsa, belki de konunun üzerinde bu kadar durulmayacak. Çünkü gerçekten herhangi bir şekilde, gizli-saklı da olsa cinsellik yaşanır geçer ama eşcinseller sırf eşcinsel oldukları için ayrımcılığa, şiddete maruz kalıyorlar, öldürülmeleri için hedef gösteriliyorlar. Bazı eşcinsellerin bunlardan haberi yok, çükleri taşaklarına denk, bütün eşcinselleri de öyle zannediyorlar, hak mücadelesi yapanların da heteroseksist rahat dötlerine batıyor diye düşünüyorlar sanırım.
Bireysel olarak eşcinselliğinden dolayı başına gelebileceklere karşı kendini ne kadar koruyabilirsin heteroseksist bir dünyada? Sadece kendisini ve rahatını düşünen eşcinsellerin homofobiyle karşılaşmama ihtimalleri var mıdır? Eşcinsel hakları mücadelesi yapanların sırf başlarına şiddet falan geldiği, kendilerini korumak için mi mücadele yaptıklarını sanıyorsunuz? Onlar da gerçekten kendilerini düşünseydi, eşcinsellik heteroseksizmin istediği gibi hiç görünür olmaz, olsa bile eşcinselliğini yaşayanların başlarına gelenler de tamamen görmezlikten gelinirdi. Eşcinsellik görünmez olunca eşcinsel nefreti, şiddeti ve cinayetinin olmayacağını mı sanıyorsunuz? Doğanın gerçeğini, eşcinselliği, dolayısıyla kendinizi ne kadar görmezlikten gelebilirsiniz? Eşcinseller hayat boyu görünmezlik şemsiyesi altında huzurlu yaşayamazlar ve homofobiye karşı önlemlerini almazlarsa, homofobinin kurbanı olmaları kaçınılmazdır. Homofobiye karşı mücadelenin tek ve en etkili yolu eşcinsellerin görünürlüğüdür.
Mücadele eden eşcinseller hiçbir zaman cinsel yönelimlerinin altını çizmek istemiyorlar. Hatta keşke hiçbir kimlik tanımlanmasa da, herkes içinden geldiği gibi kendini özgürce gerçekleştirebilse. Eşcinsellikle barışamayanların bilmesi gereken şey, kendinden başka bir şeyi kabul etmeyen heteroseksizmin, kendine benzemeyenleri çıkarına uygun şekilde tanımladığı, işaret ettiği, yok etmeye çalıştığıdır. Mücadeleci eşcinsellerin yaptığı şeyse, işte bu yok edilmek için tanımlanıp işaret edilemeye karşı, bir varoluş savaşıdır. Ya çoğunluk eşcinsellerin yaptığı gibi kimliklerini yok sayıp kendilerini tutacaklar, heteroseksizmin öğretilerine, dayatmalarına boyun eğecekler, ya da varoluş mücadelesi verecekler. Bazılarına göre kendin olmadan yaşamak kaldırılabilir şeydir ama bazıları için bu mümkün değildir.
Başkaları gibi yaşamak istemeyenlerin, heteroseksizmin eşcinsellik gerçeğini yok etmek için eşcinselleri hedef göstermesine karşılık bir varoluş savaşıdır bu mücadele, laf olsun diye bir "lay-lay lom" aktivitesi değil. Eşcinsellerin kendilerinin bile eşcinselliğe sahip çıkmadıkları heteroseksist bir sistemde de, eşitlik ve özgürlük için hak mücadelesi yapanların yaptıkaları takdir edilesidir, gereksiz bulunası değil.
Çünkü eşcinsellik Batı'da-Amerika'da-Avrupa'da yaşanılan bir dejenerelik değildir. Eşcinsellik doğanın bir parçası ve her zaman, her yerde vardır. Sen kendini özgürce ifade edemeyip tutuyorsan bu marifet değil ki. Asıl dejenerasyon, deformasyon insanın kendinden çıkması, kendini unutması, kendinden, kendi gerçeğinden, doğal yapısından, eşcinselliğinden utanmasıdır. Doğanın varolan bir gerçeğine nasıl sapma, anormallik diyebilirsin ki? Sapma insanın kendi genetiksel yapısından, gerçeğinden, doğrusundan sapmasıdır. Hiç kimse heteroseksüel olarak yaşamak isteyenlere "Eşcinsel olun!" demiyor ki. Yapıda olmayan bir şey ne kadar devam ettirebilir ki? "Sonradan eşcinsel oldu, saptı" denilenler, kendi gerçeğine kaçınılmaz olarak kavuşanlardır. Eşcinseller neden heteroseksüel olamıyor hiç düşündünüz mü? Eğer heteroseksüellik dayatma ve sahte bir şekilde karşı cinsle mastürbasyon yapmaksa, o zaman heteroseksüellik diye bir gerçeklik yoktur. Çünkü özgürlüğün olmadığı yerlerde, insanlar istemese de karşı cinsle beraber olabilirler ve hayatı paylaşabilirler. Tıpkı heteroseksist bir dünyada olduğu gibi.
Bazı eşcinseller hak mücadelesi edenlere "Neden mücadele ediyorsunuz?" diye soruyorlar ya, asıl sınava tabi tutulması, soru sorulması gereken bu pasisfist eşcinseller. Sahi bu eşcinseller niye kendilerine, gerçeklerine, kimliklerine sahip çıkmazlar ki? Ben olsam önce kendimi sorgularım "Niye kendime bu kadar yabancıyım, niye kendi gerçeğimi kabul etmiyorum, niye eşcinselliğimden utanıyorum ve bütün reddedişlerime rağmen niye kendimi gerçekleştiriyorum gizli-saklı olsa da?" diye. Çünkü bir insanın utanması gereken kendi yapısı değil, inkar ettiği şeyleri gerçekleştirip çelişkiye düşmesidir.
Sorsan bu pasisfistliklerinin, mücadelesizliklerinin sebebini, heteroseksizmdir, onlara göre gerekçe olan ama bana göre bahane olan. İnsanı-seni yok sayan yapay bir yapı-heteroseksizm, yeterli bir gerekçe midir? Bu insanı sırf cinsel yöneliminden dolayı yok sayan bahanelerin veya gerekçelerin daha itici güç haline getirilmesi gerekmez mi varoluş için? Eğer bir insanı yok etmeye çalışan sisteme karşı bir şey yapmıyorsan, o zaman zaten gönüllü teslim olmuş ve olmayan bir şeysin demektir. Olmayanların da "Niye mücadele ediyorsun?" diye soru sorma hakları var mıdır utanmadan? "Herkesin mücadele etme mecburiyeti yoktur" diye bir şeye inanmıyorum ben. İnsansan ve haksızlık söz konusuysa sessiz kalmaman gerekir. Sen kendini düşünmezsen, senin haklarını gasp edenler mi düşünecek seni?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder