17 Temmuz 2012 Salı

Eşcinselliği kabul etmeyenlere, sokağa çıkma yasağı uygulanmalı

Karşı cinsle çocuk yapar, kendi cinsimle de sevişirim!

Avrupa Birliği son dönemlerde Ermenistan'da yükselen eşcinsel karşıtı hareketler yüzünden LGBT (lezbiyen, gey, biseksüel, transeksüel) haklarının birliğin temel kriterlerinden olduğunu ve bu hakları korumayan ülkelerin AB’ye giremeyeceğini açıklamış, farklı kimliklere karşı ayrımcılığın yasaklandığının altı çizmiş.

Ben konuya daha üst perdeden yaklaşarak, eşcinselliği kabul etmeyen hiç kimsenin sokağa bile çıkmasına izin verilmemeli diye düşünüyorum. Trafiğe çıkarken kimseye zarar vermemek adına araba kullanmak için nasıl ehliyet almak gerekiyorsa, başkalarına farklılıklarından dolayı zarar vermemek için onlara nasıl saygı ve insan hakları çerçevesinde davranılması gerektiğine dair yaşam ehliyetini, hayata karışma ehliyetini hak etmesi gerekiyor tüm insanların. Ben bir eşcinsel olarak erkeklere veya kadınlara sırf cinsel yönelimlerinden dolayı nefrete dayalı zarar vermiyorsam, onların cinsel yönelimlerinden hiçbir farkı olmayan eşcinselliğim yüzünden zarar görmemem gerekir.

İnsanlar yetişme kültürlerinden farklılıkları kabul edemiyorsa, farklılıkları kabul etmesi için ne gerekiyorsa o yapılmalı. Çünkü bu dünya sadece her türlü gücü elinde bulunduranların dünyası değil, herkesin, her şeyin eşit olarak barınma hakkı olan, olması gereken bir dünya.

İnsanlara anlatılmalı, öğretilmeli bu dünyanın herkese, her şeye ait olduğu. Öğretilmeli ki farklılıklara karşı yabancı kalıp onlardan korkmasınlar, onları düşman bellemesinler. Yabancı olan, öteki olanın aslında dışlananlar değil, dışlayanlar olduğu anlatılmalı. Çünkü farklılıklara karşı yabancılık çekenler dışlayanlar, ötekileştirenlerdir.

Homofobiyi öyle derinden içselleştirmişler ki, korkuya dayalı nefrete dönüşen ayrımcılıklar, insanlara kendilerini de unutturmuş. İnsanlar en çok kendilerinden, kendi gerçeklerinden korkuyorlar. Çünkü kendisi olabilenleri dışlayan ötekileştirme sebepleri insanların içinden olan, doğalarında var olan gerçekler ki, nefret yoluyla kendilerinden kurtulmaya çalışıyorlar aslında.

İnsanlar sokağa çıkmadan önce kendilerine kendileri anlatılmalı, kendi gerçeklerinden, doğalarından korkmamaları öğretilmeli, kendileriyle barıştırılmalı. Hayata karışmaları için verilen yaşama ehliyetlerine ihanet edenleriyse, Devlet eşcinsellerin güvenliğini sağlayacak yasalarla cezalandırmalı.

Şu aşamada farklılıklara karşı nasıl davranılması gerektiğine dair ders önce Devletlere verilmesi gerekiyor. Bunun için de artık AB'mi, BM'mi hangi güç olur bilmiyorum, hükümet kurup ülkeleri yönetecek güçlerin ayrımcılık yapmamalarına dair bir ehliyeti hak etmeleri gerekiyor yönetim faaliyetlerine geçebilmeleri için. Hak ettikleri takdir de ancak tam anlamıyla hükümet olmaları gerekiyor. Farklılıklara karşı bir ayrımcılık yaptıkları takdirde de ehliyetlerine el konulması gerekiyor. İkinci bir hata yaptıkları takdirde, hiç gözlerinin yaşına bakılmayıp, iktidardan men edilmeleri gerekiyor. Hem de bir daha temsil etme hakkı verilmemek üzere. Çünkü insan, canlı hayatı çok önemli, en önemli şeydir. Telafisi yoktur. Öyle sürü gibi savaşa falan sürülmemeleri gerekir. İnsanız biz! Bir problem varsa oturup konuşabiliriz, halledebiliriz. Halletmeye razı olmayan diktatörlerinse, yaşama ehliyetlerinin ellerinden alınması gerekiyor işte.

Bazı ülkeler LGBT'lere, kısaca ben onlara herkesin anlayacağı dilden eşcinseller diyorum, eşcinsellere insanca yaşama hakkını heteroseksüeller kadar hak görüyor. Bu ülkeler gerçekten çok mu ahlaksızlar, çok mu geri zekalılar? Dünyaya gelen bir insanı yapısından yani eşcinselliğinden dolayı heteroseksüellerin yargıladıkları ülkelerle eşcinsellere haklarını veren ülkeleri karşılaştırırsanız, kimin akıl ve mantık çerçevesinde hareket ettiğini görebilir, kimin ahlaksız kimin cahil olduğunu anlayabilirsiniz.

Gerçek ahlaksızlık ve cahillik bir insanı kendine benzemiyor diye yargılayanlardır. Sen de heteroseksüel olarak bana benzemiyorsun, sen yargılanmama hakkını nereden buluyorsun? Pardon çoğalabiliyor musunuz? Bunun cinsel yönelimle ne alakası var? İnsanlar sadece çocuk yapmak için mi sevişmeli? Karşı cinsle çocuk yapar, kendi cinsimle de sevişirim. Bundan kime ne! Sen eşcinselliği ahlaksızlık olarak görüyorsan, heteroseksüelliği de ahlaksızlık sınıfına sokuyorsun direkt. Çünkü anlam bakımından ikisi de aynı, ikisi de yönelim. Farkıysa yapısal!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder