Eşcinsellikle ilgili düşüncelerimden, yazdıklarımdan, eşcinsel haklarını dile getirmemden ve açık bir eşcinsel olup bunu savunmamdan dolayı en çok eşcinsellerden tepki alıyorum. Tabi bunda yaptıklarımın eşcinsellere ulaşıp tedirgin etmesinin etkisi büyük. Heteroseksüellerin de haberi olsa belki onlar da tepki gösterecekler, belki de gocunacak bir şeyleri olmayanlar tepki göstermeyecek.
Eşcinseller en başta eşcinsel hakları mücadelesini gereksiz buluyorlar. Çünkü bu ülkede buna hiçbir zaman izin vermezlermiş. Sanki kendileri denemişler de engellenmişler gibi. Bir de flörtlerini, aşklarını, sekslerini gizli de olsa yaşamak varken ne gereği varmış ortalığı karıştırmanın. Eşcinsel hakları için mücadele edenleri de eşcinsel odaklı yaşamakla suçluyorlar. Kişi kendisinden bilirmiş işi. Önce bir aynaya bakıp kendinin ne yapıp yapmadığınla yüzleşeceksin ki, uzaktan-uzağa kendine-eşcinselliğine olan nefretini, utancını, içselleştirdiğin homofobini önyargıda bulunduğun kişiye kusarak, kendini eşcinselliğinden kurtulamayacağını öğreneceksin.
Heteroseksüellerden önce eşcinsellere ne oluyor da açık eşcinsellikten rahatsız oluyorlar anlamıyorum. Herhalde karşılarında eşcinselliğiyle barışık, cinsel yönelimiyle gurur duyan birinden rahatsız oluyorlar kendileri eşcinsellikleriyle barışamadıkları için. Seksten sekse bir yerlerini tokuşturmayı eşcinsellik bildikleri için, hakları için mücadele eden eşcinselleri de çekemiyorlar işte. Çok basit bir söylem değil mi bu çekememezlik. Ama ne yazık ki eşcinsellerin eşcinselliklerini sadece cinsellik olarak yaşayıp da, kendilerini az seks yapan olarak tanımlayıp asil sınıfına sokmaları ve görünür eşcinsellerin başlarına gelen olumsuzlukları da aynı kendilerininki gibi seksten geldiğini düşünerek hak ettiklerine inanmaları ve homofobiye karşı duyarsız olmaları hangi konumda olduklarının göstergesi ve sebebi bu çekememezliğin. Çünkü sebebi ne olursa olsun kendilerinin açık olmaya cesaretleri yok.
Size bir şey söyleyeyim mi? Ben hayatımda maruz kaldığım şiddetlerin hiçbirine heteroseksüeller tarafından maruz kalmadım biliyor musunuz? Ne aileden, ne çevreden, eşcinsel olmayan hiçbir yerden cinsel yönelimimden dolayı dayak yemedim. Ne geldiyse başıma gizli veya açık, eşcinselliğini kabul eden veya erkek geçinen, kendi cinsleriyle yatan homofobik kişilerden geldi. Ayrımcılıklar, dedikodular da hep eşcinsellerin marifetiydi bana karşı. Unutmayın ki eşcinsellere göre bile kendi cinsiyle yatan ve erkek geçinenler eşcinsel değildir. Ama benim gözümde eşcinsel karşıtlarının hepsi eşcinseldir. Bu düşüncelerim doğrultusunda ben bütün homofobilerin içselleşmiş homofobiden kaynaklandığına inanıyorum. Yani eşcinsellikten, eşcinsellerden nefret edenler ve bunu eşcinselliğe ve açık eşcinsellere karşı yansıtanlar eşcinsellerdir. Bu da gösteriyor ki bizim mücadele alanımız, eşcinselliğin önündeki en büyük engel olan gizli veya eşcinselliğe inanmayan, homofobiyi içselleştirmiş eşcinsellerdir. Adam eşcinselliğini yaşıyor ama eşcinselliğe ve eşcinsel haklarına inanmıyor. Sonra da ben eşcinselliğimle barışığım diyor. Ee ne olmuş yani, neye yarıyor bu? Var mı eşcinsel haklarına bir faydası?
Bütün bu inançsızlıkların, eşcinsellikle barışamamaların tek sebebi eşcinselliğin ne olduğunun bilinmemesi her zaman dediğim gibi. Bilinmediği için inanılmayan bir şeyin de haklılığının savunulması taraftarı olmuyor eşcinseller. Pardon eşcinsel dememeli miyim onlara? Yaşanılsın ama adı koyulmasın!
Konuyu nereye mi bağlayacağım? Eşcinsel hakları için mücadele eden aktivistlere, gruplara bağlayacağım. Herkes eşcinsellerin eşit ve özgürce yaşamaları konusunda birleşiyorlar ama herkes eşcinsel haklarının kendi ideolojileriyle, kendi çizdikleri yolla kazanılacağına inanıyor. Bir eşcinselin suya-sabuna dokunmadan, politik olmadan, örgütlenmeden, eşitlik ve özgürlük için mücadele etmeden mutlu ve huzurlu yaşayacağının garantisi olmayacağı konusunda ben de hemfikirim ama, bazı mücadeleciler eşcinsellerimizin konumunu bilmiyorlar mı, görmüyorlar mı? Daha eşcinselliğin doğal bir yönelim olduğuna bile inanmıyorlar ki, senin gittiğin yolu anlayabilsinler, senin çözüm yollarına inansınlar.
Bilinçsiz bir şekilde biraraya gelen gürültülü kalabalıkları ben de zaman kaybı olarak görüyorum ama onların anlayamayacağı bir dilden mücadele etmek acaba onları kazanmamızı sağlar mı? Mücadeleye çıkmışız ama aktivistler gelecek zamanda yaşıyor, eşcinsellerin geneli ileri gitmeyi bir tarafa bırakın, daha da yitirmişler eşcinselliklerine inançlarını.
Ben metropelleri ve başka çevreleri bilemem ama benim bulunduğum ortamda eşcinseller her türlü turşuyu ortamın özgürlüğü ölçüsünde kaşıklasalar da, daha eşcinselliklerini kendilerine bile itiraf edemiyorlar, yaşıyorlar sadece ve hep dolambaçlı yollarla ve bahanelerle heteroseksist yaşamı ertelemeye çalışıyorlar çevrelerine karşı. Belki çevreleri de biliyor gerçekleri ama gerçeklerle yüzleşilemiyor. Eşcinseller iyi-kötü oturmuş düzenlerini bozmak istemiyorlar, çevreleri de gerçeklerle yüzleşmeye cesaret edemiyor. Eşcinseller de, çevreleri de hep beklenti içindeler. Eşcinseller belli bir süreden sonra eşcinselliklerinden kurtulamayacaklarını anladıkları için beklentileri çevrelerinden kazasız-belasız kurtulabilme konusunda veya mahkumlar heteroseksist yaşama evlenerek, çoluk-çocuğa karışarak. Eşcinsel çevrelerin de beklentisi çocuklarının bir gün heteroseksüel yaşama bir an dönmesi. Zaten çoğu razı oluyor da heteroseksüel yaşama, benim gibi bazı inatçı dinazorlar var boyun eğmeyen, onları da heteroseksizme dahil edebilmek ailelerin amacı.
Demek istediğim öncelikli olarak eşcinsellerimizi kendi zincirlerinden, sonra da heteroseksizmden nasıl kurtarabiliriz olmalı. İnsan içselleşmişliklerinden, kendisine olan nefretinden kurtulamadıktan sonra, nasıl inanmadığı bir cinsel yönelim için mücadele eder ki? Eşcinsellerimize alfabe düzeyinde eşcinselliği bir anlatalım, kendilerine inandıralım, sonra da hakları için nasıl mücadele edeceklerini öğretiriz. Çünkü kendi içimizdeki eşcinselliğe karşı olan savaşı kazanmadan, haklarımızı gasp edenlere karşı bir şey yapamayız ki. Azınlık olmaktan kurtulup, hayatın içinde doğal olarak varolduğumuzu gösteremedikten sonra kimse gasp edilen haklarımızı iade etmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder