Tommy T. gene bir akşam ava çıkar her zaman yaptığı gibi. Çünkü avsız bir gece geçrimeyi sevmez. Alkolle kendinde daha fazla cesaret topladığı için, kafayı bulduktan sonra sahilde ilk gördüğü avının yanına gider ve oturur. (Epeyce bir süre sahil kentlerinden birinde yaşamışlığı vardır.) Lafı fazla uzatmadan, "Ben gay'im, benimle yatar mısın?" der. Adam klasik bir tepkiyle, "Ne diyorsun sen ya?" der. Tommy, " Kusura bakma, yanlış anlamışım sizi." der ve kalkar yanından. Adam da peşinden kalkar, "Tamam, gel otur biraz muhabbet edelim." der. Ama adam Tommy'e dinsel vaaz vermeye başlayınca Tommy tekrar kalkar ve gider. Adam da peşinden gider ve Tommy'yi tekrar oturmaya ikna eder ama adamda değişen bir şey olmayınca Tommy, "Benimle yatıyor musun, yatmıyor musun?" diye sorar. Adam Tommy'nin gitmekte kararlı olduğunu anlayınca Tommy'nin teklifini kabul eder.
Eve varınca Tommy adamı önce duş almaya deva eder. Beraber duş alırlarken Tommy yatağa girmeden daha adamın göğsünde parmaklarını dolaştırmaya başlar. Adam zevkten, belki de günaha girmekle zevk arasında kalmanın çelişkisiyle, kendinden geçip inleyerek, "Yapma Tommy, ben erkeğiiim." der. Tommy'nin her dokunuşunda adam, "Yapma Tommy, ben erkeğiiim." der. Yatağa geçerler gene aynı, "Yapma Tommy, ben Erkeğiiim." Tommy'nin tepesinin tası atar ve, "Erkeksen erkeksin, ne yapalım." der ve adamı kapı dışarı eder daha sekse tam anlamıyla başlamadan.
Tommy seks maceralarına devam ederken toplumsal erkeklikten başka erkeklikleri de keşfeder. Her travestinin eşcinsel olmadığını öğrendiği gibi, her erkeğin içinde uyuyan bastırılmış bir kadınlık olduğunu da öğrenir. Tommy bunlardan rahatsız değildir aslında. Onu sinirlendiren kendilerini erkek olarak tanıtıp, bastırılmış kimlikleriyle barışamamaları. "Ne olurlarsa olsunlar ama karşıma kendileri gibi çıksınlar." diyor.
Bir başka macerasında da, bıyıklı, göbekli ve olgun erkeklerden hoşlanan eşcinsel bir arkadaşı, böyle bir tipin olduğu grup sekse onu da davet etmiş. Tommy'nin tarzı olmamasına rağmen böyle tipler, arkadaşı Tommy'i ikna etmeyi başarmış. Ama yatakta gördüğü sahne hayal ettiğinin tam tersi çıkmış gene. Adam iki eşcinsele tam anlamıyla kadınlık yapmış. Ayrılırlarken de dışarıda-toplumun içinde tam bir toplumsal erkek gibi davranmış ama.
Bunlar bilinen klişeler ama açığa çıkmasının zamanı gelmedi mi artık? Erkek cinselliği bilindiği gibi erkeklik şablonlarına hiç uymuyor aslında. Her güçlü görünmenin arkasında büyük ihtimal bir zayıflık yatıyor ki, bu kadar övünülüyor erkeklikle.
Yıllar önce en ünlü kadın feminist kadın yazarımız Duygu Asena "Kadının Adı Yok" demişti Türk tarihin en çok baskı yapan kitabının başlığında. Kadının adı hala yok, eşcinsellik de hala yok sayılıyor veya hastalık olarak kabul ediliyor. Sadece erkeğin adı var hala ama içeriği ne yazık ki bilindiği gibi değil.
Aslında bu erkekliği de biz kadınlar ve eşcinseller yaratmıyor muyuz, erkekliğin yaptıklarına sessiz kalarak, gerçek kimliklerini deşifre etmeyerek? Çünkü biz de içselleştirmişiz ki heteroseksizmi, erkeklik ve kadınlık rollerini, erkekliği veya başka kimlikleri olduğu gibi, toplumsal rolüne uygun davranmayanı kabul edemiyoruz. Erkekliğe sadece ikinci sınıf kadınlığın, kategori dışı eşcinselliğin, edilgenliğin dışında kalan, onu yücelten rolleri yüklüyoruz. Celladımızı kendimiz yaratıyoruz yani. Olmayan bir gücü erkeklik tek başına nasıl varedebilir ki?
Kendimizi kandırmayalım artık; Ne erkeklik bildiğimiz gibi erkeklik, ne de kadınlık ve eşcinsellik bildiğimiz gibi kadınlık ve eşcinsellik. Tabi önce kendimizi keşfedip, kendimizi kabul etmemiz gerekiyor erkekliğin bildiğimiz gibi olmadığını anlamak için. Başkaları gibi yaşama alışkanlığımızdan vazgeçersek, erkeklik de kendini-gerçek kimliğini bulacaktır, bulmak zorunda kalacaktır bizim gerçekçi beklentilerimiz karşısında açıkta kalmamak için.
Yazımızı günü-müzü-n anlam ve önemine uygun olarak erkeklik tanımlarından biriyle bitirelim. Erkeklik, ilişkiden sonra banyoda sen bir hiç sayılarak klozetin üzerinde otururken, onun toplumsal kimliğe dönebilmek için gözlerinin önünde, duşun altında bastırılımış olan gerçek kimliğinden yıkanarak arınmaya çalışmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder