23 Temmuz 2011 Cumartesi

Tecrübe

Erkekler keşke bastırılmış yönelimlerini gerçekleştirdikten sonra, içselleşmiş heteroseksist yapıdan dolayı toplumsal baskının tekrar kendini göstermesiyle toplumsal kimliklerine dönüp, pişmalıklar yaşamasalar, "Bundan sonra asla kendi cinsimle yatmam." gibi sözlerinde duramayacakları kararlar almasalar, böyle bir karar aldım diye de kendilerini-eşcinselliklerini tutmasalar. Tamam pişman olabilirsiniz heteroseksist içselleşmeden dolayı ama eş-cinselliğiniz depreşince niye yaşamayasınız ki? Eşcinsel tarafınıza işkence yapmanın hiçbir anlamı yok. Yaşayınca pişman olsanız bile, cinsel ihtiyacınız olunca kendinizi rahat bırakın. Zaten bir çoğunuz öyle yapıyorsunuz. Sözüm sadece seks yaparken çok esnek olup da, sonrasında "Bir daha yapmayacağım." diye kendi kendilerine baskı uygulayanlara.

Bir mesajdan sonra esnekliğe karşı olanların çok homofobik olduğuna inandım. Aslında biliyordum da, ne diyeyim işte, "emin oldum, pekiştirdim bu düşüncemi" diyelim. Mesaj sahibi cinsel ilişkide her pozisyona açık olmayı yolunu bulamamışlık görüyor ve eşcinselliğin yani toplumsal anlamda eşcinselliğin, yani bastırmış olduğu içindeki pasifliğin bulaşacağından korkup tüm kapılarını kapatıyor çeşitliliğe. Oysa varsa vardır eşcinsellik ve bunu belirleyen pozisyon değildir. Sen karşındakinin erkek olduğunu bile-bile arzularına gem vuramıyorsan, bunun lamı-cimi yoktur, "geçmiş olsun" eşcinselsindir. Ama bu geçme-senin düşüncene göre bulaşma yani eşcinsellik, eşcinselden veya eşcinsel ilişkiden değildir, sende var olan eşcinselliğin erkek görünce kendini tutamamasıdır, senin anlayacağın dilde nüksetmesidir.

Ya hayatı boyunca sadece erkelerle beraber olduysa, hayallerini de erkeklerle kurduysa, üstelik ağırlıklı olarak ve isteyerek pasifse, "Aktifliği daha çok seviyorum." diye kendini kandırıyorsa, karşı cinse aşık olabildiğini iddia ediyorsa ve hala karşı cinse karşı umudu varsa, heteroseksüellik adına zaten umutsuz vaka da, eşcinsellik adına da hiç umut yoktur, "kolay gelsin" demekten başka çare de. Buna benzer örneklere "Karşı cinse ilgi duyuyor musun?" diye sorduğumda, erkekçe bir tavırla hep "Her'alde yani!" cevabını almışımdır. Yalnız benim bur'da anlatmak istediklerim bilinçli biseksüeller değil, eşcinselliğini-eşcinselliği kabul edemeyenler, kendi cinsiyle yaşadığı beraberliğin eşcinsellik olduğuna inanmak istemeyenler.

Hayatta heteroseksizmin etkisiyle kendisiyle tam anlamıyla barışmış eşcinsel göremiyoruz ve eşcinselliğe bakış açıları da kendileriyle barışma oranlarıyla paralel oluyor. İşin garip tarafı aynı heteroseksizmin içselleşmesi gibi, bu yanlış eşcinsel kalıbını da hayatı boyunca taşıması. Yani hiçbir değişme ve dönüşme olmuyor. Kendi kapasitesi izin verdiği ölçüde eşcinsel oluyor ve hep öyle kalıyor. Pişmanlık duysa da, gizli-saklı olsa da cinsel olarak kendini gerçekleştiriyor ama gizli kaldığı sürece sürece eşcinselliğe esnekliği ölçüsünde tanımlıyor eşcinselliğini veya eşcinsel olarak hiç tanımlamıyor kendini. Bir erkeklik fantezisi olarak yaşıyor cinselliğini, erkek olarak da tamamlıyor hayatını.

Oysa etrafına bakıp diğer eşcinselleri-eşcinselliği, farklı seviyedeki açılımları-barışmışlıkları görüp bir sorgulasa kendini, bir keşfetse, etrafındaki eşcinsellik açılım kademelerini kendi üstünde zamana yayarak da olsa bir uygulasa, kendini de bir kalıba sokmadan, kendinden kaçtığı için değil, kendini bilerek tanımlama ihtiyacını hissetmeden tamamlayacak hayatını.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder