Benim sinirimi en çok ne zıplatıyor biliyor musunuz? Eşcinsellerimiz. Neden mi? Çünkü gerçekten eşcinselliği ne biliyorlar, ne de bilmek istiyorlar.
E haklı olabilirler tabiatıyla "erkek" gibi yetiştirildikleri için, ister kadın, ister erkek, isterse eşcinsel olsun. Haksızlığa uğradıkları kendi davalarında bile erkekliğe, samimiyetsiz-sahte erkekliklerine hak vermekten geri kalmıyorlar hem sözel, hem de davranışsal olarak.
"Resmen eşcinsellik doğa dışıdır" söylemini haklı çıkartıyorlar eşcinsellik konusundaki embesillikleiryle. Bir de utanmadan "Kendimizle barışığız, kendimizi tanıyoruz" diye ukalalık yapıyorlar. Oysa eşcinselliğin ne olduğunu bilmedikleri gibi, eşcinsel hayat yaşadıkları halde eşcinselliklerini inkar ediyorlar, hatta eşcinsel olarak tanımlanmayı hakaret olarak kabul ediyorlar.
Onlara göre eşcinsellik yok, sadece cinsellik var kendi cinsleriyle yaşanan ve bunun adının konulması gerekmiyor. Doğru kimlik sadece heteroseksüellik ve yaşanılanlar da kendi tabirleriyle bir zevk. Peki bu zevk neden kendi cinsinizle? Eşcinsel değilseniz karşı cinsle yetinmesini bileceksin. Yetinemiyorsanız eşcinselsiniz, yetinemeyen herkes de eşcinseldir. Bunun mecburiyeti de olmaz, zevki de olmaz eşcinsel olmadıktan sonra. Fantezi olsun diye orgazm olmak istiyorsan mastürbasyon yap. Gerçi hayalin neyse cinsel yönelimin de o olur ama size göre birberir yaşanırken bile eşcinsel olunmuyorsa, hayallerle hiç eşcinsel olunmaz.
Sen eşcinsel değilsen ne işin var eşcinsel sohbet ve tanışma internet sitelerinde? Kelime kapasiteleri "Slm, yaş, arayış ( A, P, AP)?" Ana Okulu seviyesindeki çocuklarının bile tanışma şekilleri bundan daha yaratıcı olur? Hiç mi insanın kendine özgü bir tavrı olmaz ya? Sanki hepsi fabrikasyon eşcinsel sahte erkek.
Bu samimiyetsizlik ve tükenmişlikleriyle hem birbirlerini köreltiyorlar, hem heteroseksizmin eşcinselliğe olan önyargısını destekliyorlar, hem de yok sayılan, görünmeyen eşcinselliği hepten yok etmeye çalışıyorlar. Kendilerini inkar ederek yalnızlığa mahkum olup, sanal alemde ve sadece cinsellik bazında paylaşım yaşayabiliyorlar, heteroseksiszmle çoğalabiliyorlar en fazla.
Bugün sinirlenmeme sebep olan eşcinsellerden biri, şekilciliğine cevap verilmeyince aniden ukalaca ve cahilce eşcinselliğini inkar edip, kendini "Sanal Gay" ilan etti. Eşcinsellerin sanal alemi kendilerini gerçekleştirmek için kullandıklarını biliyordum ama sadece sanal alemde gay olunduğunu hiç düşünmemiştim bile. Bu kişi kendi cinsiyle gerçek hayatta hiç ilişki yaşamadığını için gerçek hayatta eşcinsel sayılmayacağını, sadece sanal alemde gay olduğunu iddia ediyor. Üstelik eşcinsel olmadığını evli olmaya dayandırıyor.
Ne büyük zavallılık eşcinsellik adına. Ereksiyon olup evlenebiliyorsa, çocuk da yapabiliyorsa, bir de üstelik erkekse çocuğu, eşcinselliğini kabul etmemek bir tarafa hakaret olarak bile algılıyor eşcinsel olarak tanımlanmayı.
Ne büyük bir saygısızlıktır, ne büyük bir haksızlıktır, ne büyük bir vicdansızlıktır mecburiyetten de olsa eşcinsellerin "erkeğiz" diye kadınları kandırmaları, onlarla evlenmeleri, heteroseksizm ve kendi korkaklıkları adına aile kurarak kadınların hayatlarını mahvetmeleri.
Siz eşcinseller kadınlara ne verebilirsiniz ki? Cinsellik mi, duygusallık mı? Fabrikasyonluğunuzu toplumsal rol olarak da yerine getiriyorsunuz değil mi? Siz de heteroseksist olarak formatlanmışsınız ki, kadın verilen kadarını hak eder değil mi? Ne de olsa adı üstünde kadın ve beyninizde oluşmuş kadın şablonuna göre davranılması kadınlara, sizi hiç rahatsız etmez! Kadınlığı öyle bildiğiniz için mi heteroseksizmin size toplumsal kadınlık gibi davranılmasından rahatsızlık duymadığınız gibi kabulleniyorsunuz, hatta bunu sevilme, sahiplenilme olarak algılıyorsunuz?
Hiç unutmam bir eşcinsel arkadaşım, "Kadınlara fazla yüz vermeye gelmez. Bir eşcinsel olarak erkek dünyasında ben onun için bir kurtarıcı oldum. Onun istediklerini verebildiğime inanıyorum. Bir heteroseksüelle evlenseydi kavga-gürültü, dayak hayatından eksik olmayacaktı. Üstelik kahvehaneden eve uğramayacak, içki içecek, kumar oynayacak ve başka kadınlarla aldatacaktı."
Acaba kadınların hayattan bekledikleri toplumsal bir erkek ve onun toplumun izin verdiği kadar verebileceklerden mi ibaret? Aşk-sevgi sadece bilinçli, haklarını savunabilen bağımsız kadınların hakkı mı? Özgür kadınlarımız da özgürlüklerini yaşamaya çalıştıklarına bin pişman ediliyorlar ya gerçi.
1999'dan, internetin Türkiye'de ilk yaygınlaşmaya başladığı dönemden beri internetteyim ama cinsellik dışında bir şey paylaşmak isteyen hiçbir eşcinselle karşılaşmadım. Eşcinselliğe heteroseksist bakış açısını, yani eşcinselliğin sadece arsızca cinsellik olduğunu tartışmasız doğruluyoruz. Gören de beni cinselliğe karşı sanır. Oysa ben gerçek özgürlüğün cinselliğin özgürlüğe kavuşmasıyla olacağına ve cinsellik gerçekleşirse cinsel yönelim farklılıkların pek rahatsız edici olmayacağına inananlardan olduğum için mahremiyetsizimdir eşcinsellerin genelinin aksine ve de eleştirilirim bu kadar açık ve görünür olmayı savunduğum için.
Ama görüyorum ki internet eşcinsellerin, heteroseksüellerin de cinselliklerini gerçekleştirmelerini kolaylaştırmasına rağmen bu, haklar konusunda daha da tembelliğe itmiş, gerçek kimliklerini daha bir inkar eder hale getirmiş, cinsel doygunlukları sayesinde heteroseksizme sahte şekilde de olsa daha kolay adaptelerini sağlamış, hatta heteroseksistleştirmiş ne yazık ki.
Çünkü benim dönemimin-90'ların eşcinsellerinde sisteme karşı görünürde olmasa da ruhlarında bir isyan vardı en azından. Şimdikilerde kendileri olabilme ruhu bile yok. Özgürlük gizli-saklı yalan-yanlış cinselliğini yaşayabilmek sadece. Sanal alem üzerinden kendini gerçekleştirebiliyorsan, ne olduğunun kim olduğunun önemi yok ama bunu gerçek hayata geçiremedikten sonra özgürlüklerimiz-eşcinselliğimiz sadece fişin ucunda olur. Egemen sistem fişini çekti mi, eşcinselliğinin de ipi çekilmiş olur. Ondan sonra da internetten önceki döneme, en başa dönersin özgürlük fırsatlarını yasalaştıramazsan.
İnternet yasaklarına karşı protestonun Denizli ayağında bir eşcinsele "Sen de katıl" diye mesaj gönderdiğimde, "Benim yerime de katıl sen" demişti. Birisi de bahane yaratıp, ulaşamasın diye telefonunu kapatmıştı. Çünkü "görünür" olmak demek, eşcinselliğinin bilinmesi demek sen ne kadar inkar etsen de. Üstelik bu protesto eşcinsellikle alakalı olmadığı halde. İşte günümüz eşcinselliği bundan ibaret. Eşcinsel olarak bilinmek de, hiçbir şekilde görünür olmak da, mücadele edip sistemle karşılaşmak da istemiyorlar.
Eşcinselliğin suç sayıldığının ve eşcinsellerin iple sallandırıldıklarının örneklerini görüyoruz aynı dünya ve aynı zamanda yaşarken. Demokrasi bulaşıcı olduğu gibi, gericilik de bulaşıcıdır. O virüs ne yazık ki sınır veya coğrafi farklılık dinlemez. Yavaş yavaş beyinleri işgal ettiği gibi, koskoca bir toplumu da işgal eder. O virüsü savunur hale bile gelirsiniz kendiniz olmaktan vaz geçerek. Şu anda eşcinsellerimiz de bunu yapmıyor mu zaten kendilerini inkar ederek?
İstanbul'daki eşcinsel onur yürüyüşüne, Ankara'daki eşcinsel hakları mücadelesine bakıp da hazırcılık yaparsak, bütün eşcinseller olarak çaba sarf etmezsek eşcinsellere özgürlük-mözgürlük gelmez. En başta toplumun en küçük birimi ailelere eşcinsellik kabul ettirilmedikten sonra eşcinsel hakları konusunda 50 yıl geriden takip ettiğimiz "Batı"yı aramızdaki mesafe açılıp 100 yıl geriden takip etmeye mahkumuz bu kafayla. Beş kişinin, on kişinin hak talebiyle eşcinseller-eşcinsellik kaale alınmaz heteroseksizm tarafından. Eşcinsellerimizin silkelenmesi gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder