Tarafsız olmak öyle sanıldığı gibi masum bir nezaket davranışı değildir. Altında korkaklık, çıkar ve ikiyüzlülük yatar.
Hayran kitlesi tarafından nemalanan ünlülere sorarlar "Hangi takımı tutuyorsun" diye. Onlar da "Milli Takım"ı derler genellikle.
Aidiyet kaygısı olanlar da tuttuğu takımı fanatik bir şekilde kulakları sağır edercesine tezahür ederler.
Savaşlarda da tarafsız olan ülkeler vardır. Onlarınki de duyarsızlıktır "birbirlerini yesinler" umarsızlığıyla ama daha da kötüsü katledilen tarafa geçmişten kalan içselleşmenin faşistliğiyle coşkulu seyirci olmaktır, olanlardır.
Korkaklıktan tarafsız olanlar ise kendisi olamamış, mevsimi geçmiş yapraklar gibi hakim rüzgarların sürüklemesiyle saman olması kaçınılmaz olan ve yılların çürütmesiyle gübreye dönüşmüş yığın haline gelip heteroseksizmi besleyen, bilgisizlikten-bilinçsizlikten dolayı özgüvensiz tarafsızlardır. Bunlar yeri geldiğinde demokrat olurlar, zorda kalınca gelenekçi-muhafazakar-namus -ahlak timsali. Her türlü turşuyu da kaşıklarlar ama kimin darısı çoksa onun tavuğu olup saman altından su yürütürler. Bir yaşam biçimine dönüşen bu iki yüzlülük tarafsızlığın geçmişten bir yarası, gelecekte de bir merhem olma durumu söz konusuysa normalleşmiştir artık büyük felakelere de sebep olsa affedilen.
Tarafsız olmak aslında kendisi olamadığı için hangi tarafta duracağını bilememektir de.Çoğunluk ne diyorsa onu doğru bulur, ertesi gün de farklı bir söylem de olsa çoğunluk ne diyorsa o taraf geçer, o tarafı tutar.
Keşke tarafsızlık biseksüellik gibi her iki tarafın doğru olması kadar kolay olsaydı ne kadar anlaşılamayıp doğru bulunmasa da. Orada en azından bir sahtekarlık yok. Kişi o an içinden ne geliyorsa onu yaşıyor, o tarafta yer alıyor. Olması gereken çoğulculuğun temeli olan bireysel yansımanın doğal olan cinsellik bazında ikililiği, evrensel demokrasi bir anlamda biseksüellik.
Cinsellik konusu açılmışken, eşcinseller için de yeri geldiğinde "Herkesin cinsel tercih!i kendini ilgilendirir" denir ama iş kendi cinsellikleri veya yakınlarından biri eşcinsel olunca, herkesin kendisini ilgilendirmez ve müdahale edilir. Uzaktan tarafsız olunur ama yakından adaletsiz, çıkarcı bir taraf tutulur.
Heteroseksist yasalar ve normlar öyle derinden korkutmuştur ki bireylerini, otokontrol mekanizması kendilerini koruyacak şekilde sistematik olarak çalışır ve bireyler bunu bile-isteye yaptıklarını sanırlar. Daha fazlasını istemek yerine elindekileri de kaybetmek korkusu yüzünden verilenle yetinmek, daha iyisiyle kıyaslamak yerine hep daha kötüsüyle kıyaslama yaparak şükredilir buna özgürlük diye şartlanıldığı için hep. Tafsız kalınır, yeri geldiğinde de dayatılan hep kişisel seçim adı altında mecburiyetten gönüllü taraflı olunur.
Baskıların ve özgür iradeyle taraflılığın olmadığı kültürlerde de demokratik muhalif taraflar da oluşamıyor destekçisi olamadığı için. Olanlarında sesi kısılıyor zaten zorba bir şekilde yapıya ters ve zararlı bahanesiyle.
Hep taraf toplamak zorunda kalır ötekileştirlenler, ayrımcılığa maruz kalanlar eşit olabilmek adına haklı davaları için ama bulamazlar. Gerçek anlamda taraftar bulmak, taraf tutmak o kadar çok kolay olsaydı, çogulcu bir demokrasi olurdu.
Gerçek tarafsızlık haklının yanında yer alabilmektedir, adil olup onu kazandırmaktır her şeye rağmen çıkarlarını kaybetmeyi göze alarak.
Not: Son yayınladığım yazılar geçmişte yazıp yayınlamayıp, taslaklara kahdettiğim ama yayınlamaya karar verdiğim denemelerdir. Tutarsız-yanlış düşüncelerim affola!
Not: Son yayınladığım yazılar geçmişte yazıp yayınlamayıp, taslaklara kahdettiğim ama yayınlamaya karar verdiğim denemelerdir. Tutarsız-yanlış düşüncelerim affola!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder