4 Mayıs 2011 Çarşamba

Protez Erkeklik!

Duyduklarıyla, gördükleriyle, öğrendikleriyle doğru bildiklerinin, inandıklarının teyit edilmesi, cahilliğe-yobazlığa karşı kırılmış olan yaşama cesaretini yeniden kazandırıyor insana yalnız olmadığının bilinciyle. Varoluş için itiraf etmek, bildiklerini korkusuzca ifade edebilmek de kendine benzemeyen özgür-lük-leri sindiren dünyada çok gerekli olduğu için çok çok önemli.

Psikolog ve cinsellik uzmanlarının yaptıkları araştırma sonucu cinsel gücü arttırıcı ilaç kullananların cinsel hayatlarının normale dönüşmesinden dolayı, daha uyumlu ve anlayışlı oldukları ortayı çıkmış.

Bu da ne demek oluyor; bütün kavgaların, gürültülerin, anlaşmazlıkların, çatışmaların, saldırganlıkların, şiddetin, nefretin ve cinayetlerin sebebi bastırılmışlık, kendini tam anlamıyla gerçekleştirememekten dolayı oluşan tatminsizlik. Tutucuların, muhafazakarların, baskıcıların amacı insanları birbirime kırdırmak mı öyleyse? Aşk yasak, seks yasak, çıplaklık yasak, pornografi yasak, internet yasak, Adrian yasak, Haydar yasak, yasakta yasak! Ne geçiyor ele? Herkes daha mı ahlaklı oluyor, daha mı sakin oluyor, daha huzurlu ve refah bir yaşam mı sürüyorlar? Şiddet ve cinayetler baskıların, muhafazakarlığın yaşam kültürüne dönüştüğü toplumlarda daha fazla görülmüyor mu? İçselleştirdiğiniz kişisel bakış açılarınızı, ideolojilerinizi iktidara gelmenin güvencesiyle çoğunluğa uygulayarak kendi tatmininizi mi gerçekleştirmeye çalışıyorsunuz? Yaşam kalitesi sonlarda olan bir toplum olmak baskının yanlış olduğunu, doğru bir şey olmadığını anlatmıyor mu? Çıplaklığın ve cinselliğin baskı altında olmadığı toplumlara baktığımızda yaşam kalitesinin, demokrasinin en yüksek olduğu ülkeler olduğunu görüyoruz. Çıplaklığın, cinselliğin ahlaksızlık olarak görüldüğü "Doğu" ülkelerine baktığımızdaysa, yaşam kalitesi ve demokrasi diye bir şey olmadığını görüyoruz. Eğer çıplaklık ve cinsellik pornografik bazda bile olsa ahlaksızlıksa ben ahlaksız olmayı tercih ediyorum, hatta bakış açımdan dolayı ahlaksızlığımla gurur duyuyorum. Çünkü bu ahlaksızlık değil kişisel özgürlüğüm, bireysel hakkım. İktidarda kaldığınıza dayanarak özgürlük diye yutturduğunuz baskıcı ve yasakçı zihniyet sisteminden insanların memnun olduğunu sanıyorsunuz yanılıyorsunuz. Sadece sizi destekleyen tabanınızın memnuniyeti bu. Ya geri kalan yüzde çoğunluk? Onların bir önemi, anlamı yok mu?

Lady Gaga sanki "buna" çok güzel cevap vermiş: "Bir insanın diğerinden daha az önemli olmasını sağlayan herhangi bir yasa, yanlış bir yasadır. Eşitlik herkes için olmalı, sadece bir tip insan için değil."

Hiç kimseye zararı olmayan ve çeşitli bahanelerle sakıncalı olanlarla bağdaştırılarak hepten yasaklanmaya çalışılan internetin tekelleşmesine günler kaldı. Her geri adım ve bu adımlara karşı sessizlik insanlığı cehalete götürür, sefalete götürür, yaşama haklarının tamamen gasp edilmesine neden olur. Bir bakmışsınız siz de bu teslimiyetin gönüllü bir ferdi, hatta bunun savunucusu, ahlak bekçisi olmuşsunuz, normalleştirmişsiniz yobazlığı, kendi insanlık haklarınız ve değerlerinize karşı savaşır hale gelmişsiniz.

Savaştıklarımız kendi benliklerimiz değil mi zaten ahlak bahanesiyle? Kendi isteklerimize, kendi arzularımıza, yapmak isteyip de yapamadıklarımıza karşı kendimizi tutarak-bastırarak önce kendimizle mücadele etmiyor muyuz? Sosyal paylaşım sitelerinde-cinsel özgürlük alanı olarak gördükleri internette kendilerini başka isimlerle, sahte yüzlerle gerçekleştirmeye çalışmıyorlar mı? Toplumsal yaşamda hepsi ahlak bekçisi ama sanal alemde özgürlüklerin keyfini süren kimlik-siz-ler!

Birisi diyor ki Facebook'da: "Ben eşcinsel ilişkiyi çok istiyordum, denedim ama hiçbir şey anlayamadım." Tabi anlayamazsın. Çünkü sen kendini tanımıyorsun ki. Heteroseksizmle eşcinsellik arasında kalmışsın. Ne kendinle yüzleşebiliyorsun toplumsal baskı yüzünden, ne de kendini tam anlamıyla gerçekleştirebiliyorsun başka biri olduğundan. Gerçek hayattaki heteroseksüellik de uymuyor yapına, aktif olarak geçindiğin protez erkeklik de tatmin etmiyor seni. Sen kendin olmadığın, heteroseksizmin fedaisi olduğun sürece, gerçek anlamda tatmin olmadığın için ne kendin mutlu olabilirsin, ne de başkalarını mutlu edebilirsin. Olsan-olsan homofobik olabilirsin! Aradığın kişi veya şey de kendinden başkası değil. Başkaları tatmin olmak için sadece bir aracıdır ama o aracıların da seni tatmin etmeleri için sana uyması gerekir. Ama sen kendini tanımadığın ve tanımlayamadığın sürece sana uyanı bulman mümkün olmaz. Sen kendini bul ki, aradıkların seni bulsunlar, bulurlar da!

Birisi de eşcinselliği gençlik hatası olarak görüyor; "Herkes hata yapabilir ama askere gider, evlenir, çocuk sahibi olur. Devam ederse de gizli bir şekilde devam eder." diyor. Eşcinsellik ona göre önüne geçilemeyen bir hata. Gizli olduğu sürece de hatalar yapılabilir, toplumsal düzeni bozmadığı sürece önemli değildir yani!

Son haberlere göre Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) Başkanı standart pakete filtreleme getirilmeyeceğini, aynen kullanıldığı gibi olacağını açıklamış. Şubat ayında alınan kararın Mayıs ayında gündem oluşturmasına ise anlam verememiş.

Bir kere bu haber bağımsız medyaya bu ay-Mayıs'ta değil geçen ay yansıdı ve bu kararın durdurulması için Bianet tarafından dava bile açılmıştı. Ben bu açıklamaları tepkiye karşı bir gaz alma yöntemi-tepkileri yatıştırma yöntemi olarak görüyorum. İki geri bir yerinde sayma tekniğiyle bir bakmışsınız standart paket aynı kalmıyor, hatta alıştırıla-alıştırıla ikna bile olmuşuz. Demokrasi diye-diye  iktidara geldiklerini ve özgürlükleri nasıl yok ettiklerini gördüğüm için, bana inandırıcı-samimi gelmiyor bu açıklamalar. Yasaklana-yasaklana paket oluşturulacak, korunulacak bir tarafı mı kaldı  zaten internetin. Yasakçı bir plan-program yoksa zahmete girmenin de hiç gereği ve anlamı yok. Varsa bir anlamı, "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz".

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder