5 Mayıs 2011 Perşembe

Teknolojik Deli Dumrul!

İnternet uzmanları ve hukukçular “Filtre istemiyorum” diyenlerin bile 22 Ağustos sonrası BTK’nın kara listesindeki bir siteye girerlerse filtreden geçeceğini, yani BTK veri tabanına ‘kişisel izlerini’ bırakabileceklerini söylüyor.

Bilişim uzmanı ve hukukçular, uygulamayla bütün verilerin BTK veri- tabanına kaydedileceğini iddia etti. Doç. Dr. Yaman Akdeniz’e göre, bu kararla bir abone standart profil kullansa bile kara listede olan herhangi bir listeye girdiğinde bu tip bilgiler BTK’nın tabanında o abonenin profiline kaydedilecek.

“TÜRKÇESİ Aynen Çin’de olduğu gibi ulusal bir sansür yazılımı arkasında olacağız. Dışında kalma şansımız olmayacak ve TİB’in engellediği sitelere giriş de mümkün olmayacak..."

Yukarıdaki haberlere göre kişisel veri tabanına kişisel iz bırakınca ne oluyor peki? Suçlu mu oluyoruz? Bizi kişisel takibe mi alacaklar? Bizi kişisel olarak mı engelleyecekler? Yasak siteye girince idam fermanımız mı imzalanacak? Yeter ki yasaklı site olmasın da biz takip altında olalım, mimlenelim, internet suçlusu olalım, pornografi yanlısı olduğumuz, ahlaksız olduğumuz ilan edilsin! Ne var bunda? Ama ben okuduğum yazılardan bu iz bırakmanın, BTK'nın veri tabanına kaydolmanın ne anlama geldiğini anlayamadım. Radikal'den Serdar Kuzuluoğlu anlaşılır bir açıklama yapmış ama genel anlamda olduğu içim veri tabanına iz bırakmayla bir bağlantısını kuramadım gene. Onun dediğinden anladığım kadarıyla, standart paket eskisi gibi olmayacak, sansüre maruz kalacak. Ama uzmanların dediğinden, veri tabanına iz bırakmaktan bir şey anlayanlar açıklama yapsın; kişisel olarak da mı engelleneceğiz?

Başka bir gazeteden okuduğum habere göre kısacası, yasaklı sitelere kısıtlama olmayacağı iddia edilen standart paket aboneleri de giremeyecek, filtreyi aşıp girenler de suç işlemiş sayılacakmış. Bir cümlede anlatılacak bilgiyi, bin dereden su getirerek anlatmanın ne anlamı var ki? Herkes mi BTK'ye çalışıyor diye düşünmeden edemiyorum. Gazetecilik demek doktor yazısıyla reçete yazmak demek mi acaba?

Dün ne dememiş miydim, bu bir tepkileri yatıştırma, vatandaşı alıştırma, ikna etme yöntemi diye? İstersen ikna olma! En fazla özgürlük anlamında engelsiz diye yutturulan ya standart paketi seçebilirsin ya da onların da istediği gibi çağın gerisinde kalırsın filtreli paketlerden birini seçerek.

İlk okuldayken Dede Korkut hikayelerinden en çok Deli Dumrul dikkatimi çekmişti. Kuru bir çayın üzerin köprü kuran Deli Dumrul geçenden otuz akçe, geçmeyenden döve-döve kırk akçe alıyordu. Bir gün köprüsünün başına yerleşen obadan bir yiğidin canını almasından dolayı Azrail'le savaşan Deli Dumrul ancak anasının-babasının canları karşılığında affedilip yaşamda kalır. Demek istediğim demokrasiye karşı savaşanlar eninde sonunda mücadeleyi kaybederler.

Yani Bilgi Teknolojileri İletişim Kurulu interneti kafasına göre kullanıyor-dayatıyor insanlara ahlakı, aileyi, toplumsal yapıyı korumak gerekçesiyle. Seçenek sunuyor ama bütün seçenekler aynı kapıya çıkıyor. Engelleme yok dediği standart paketle yasaklı sitelere girenler üstelik bir de suç işlemiş olacaklar. Çünkü bütün sitelere uygulanan ulusal bir sansür yazılımın arkasında olacakmışız. Yani BTK'nin bir kara listesi olacak, o listeye giremeyeceksin, girersen de suçlusun demektir. BTK'nin yasak listesini de göz önüne getirirseniz, internet özgürlüğünüzün sıfırlandığını anlayabilirsiniz.

Uluslararası raporların Türkiye’nin internet özgürlüğü konusunda sorunu olan bir ülke olduğunu söylemesine katılmayan Bilişim Teknolojileri İletişim Kurulu Başkanı İngiltere’de devletin internete filtre uygulaması ya da herhangi bir şekilde kısıtlamaya gitmesi “sansür” anlamına geldiği için devlet tarafından böyle bir uygulama yapılmasının söz konusu olmadığını bilmiyor mu acaba?

İnternet Daire Başkanı Şen ise internet içeriğinin düzenlenmesinin kanuni görevleri olduğunu, bu durumun gelen şikayetlere göre "yasak" değil bir "öz denetim" olduğunu söylemiş. Şikayetler sizin gibi düşünenlerden gelmiyor mu? Şikayet gelmeseydi izin mi verecektiniz pornografik veya size göre zararlı olan sitelere? Zaten yasakçıların hiçbir suçu yoktur! Talep gelmiştir, uygulamışlardır! Peki şikayetlerin, yasakların haklı veya doğru olduğunun garantisi nerede? Gelişmiş demokrasilerden iyi mi biliyorsunuz? Yasak getireceğinize, yasak talep edenler ve yasakçılar biraz iradelerine sahip olsalar sözde zararlı buldukları sitelere karşı daha mantıklı olmaz mı? Yasaklarınız manevi değil de uluslararası demokratik standartlara göre olsa ne çıkar? O zaman sisteminiz çöker değil mi? Önlemini baştan alacaksın yasaklarla!

BTK Başkanı engelleri yasa dışı yollarla aşanlara ceza verilmeyeceğini söylediğine göre, yasaklar aşılamayacak kadar emniyetli olacak demek ki. DNS ayarları falan hak getire bundan sonra yasaklara karşı. Çünkü işlemeyecekmiş ayar değiştirmeler.

YETTİ GAyRİ!

HadiGAYri eşcinsel sitesinin veya sosyal ağının yaptığı bir ankete göre de eşcinsellerin % 45' i dışında kalanlar iktidardaki muhafazakar, milliyetçi ve diğer partilere oy vereceklermiş seçimlerde. Acaba böyle giderse, yasakçılara dur denilmezse, internette istedikleri yerlere bile giremeyeceklerinin, paylaşım yapamayacaklarının  farkında değiller mi eşcinseller? Yakın bir gelecekte yani 22 Ağustos 2011 tarihinde, eşcinsellikle ilgili kelimelerin yer aldığı sitelerin bu zihniyet yüzünden hepten yasaklanacağını bilmiyorlar mı? Homofobinin dışsal veya içsel olarak eşcinseller arasında bile ne kadar yaygın olduğunu göstermiyor mu bu sonuçlar? Eşcinselliği ağızlarına bile yakıştıramayan bir sistemin temsilciliğini desteklemenin eşcinsellerin bile eşcinselliğe karşı olduğunu göstermez mi? Acaba eşcinsellerin büyük çoğunluğu hala, heteroseksizmin dediği gibi eşcinselliği hastalık olarak görüp, tedavi olmak için mi yani yok edilip eşcinselliğin kökünün kazınması için mi eşcinselliğe karşı çıkanları destekliyorlar?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder