Spor Kulüplerinin Sorunları ile Sporda Şiddet konusunda kurulan Meclis Araştırması Komisyonu erkek şiddetinin nedenini erkeklerdeki androjen hormonuna bağlamış. Heteroseksizmin erkek şiddetini erkeğin doğasına bağlayarak meşrulaştırmasının önceki versiyonlarından başka bir şey değil bu. Ne yani, erkeklik şiddeti içinde barındırıyor diye hak mı göreceğiz erkekliğin yaptıklarını? Erkeğin şiddetinden mağdur olmamak için, maruz kalanlar kendilerini korumak için onların anlayacağı erkekçe bir dilde cevap verme hakkını da beraberinde getirme gerçeğini kabul edecek mi peki heteroseksizm, yoksa "Erkeğe nasıl karşı gelirsin" diye kişinin canını kurtarma hakkını görmezlikten mi gelecek? Oh ne güzel erkekler başkasına verdiği zararı-şiddeti erkeğin tahrik olma yapısına dayandırarak kendini kurtarsınlar, yaşama hakkı için var olmaya çalışanlara da heteroseksizm haddini bildirsin erkekliğin tarafını-kendi tarafını tutarak.
Bakan'da ''Kadına yönelik şiddet imamlarla bitecek'' sözlerini kullanmadığını söyleyip, "Kadına yönelik şiddetin çözümünün sadece din görevlilerine bırakıldığı şeklindeki haber ve görüşler kesinlikle yanlış olup, hakkaniyetli de değildir'' demiş.
Bunlar nabız yoklama hareketleri heteroseksizm adına. Tepki gelmezse bildikleri yolda ilerlemeye devam ediyorlar, tepki gelince çark ediyorlar. Söylenilen bir kelime bile ne anlattığından çok, nasıl anlaşıldığı daha önemli olduğu için, hele bir de bakan olmuşsan, iyice ölçüp-biçmeden kullanılmamalıdır.
Kelimeyi boş verin, şiddeti önlemek din adamlarına mı kalmış, din erkeklerin kadınlar üzerinde hakkı vardır bahanesiyle canını yakmamak şartıyla şiddeti normalmiş gibi gösterirken. Bu cinayetler erkeğin hakkı olarak gerçekleştirilmiyor mu zaten? Bırakın şiddetini, erkeklerin işledikleri cinayetlerle karşılaşmadığımız gün oluyor mu?
Üniversite sınavlarında haremlik-selamlık uygulaması kadını erkeğin nesinden korumak içindi acaba? Yetkililerin dediğine göre sınav tercih yeri kapasitelerinin yetersiz olmasından dolayı, otomasyonun öncelikli olarak cinsiyete göre uygun yerlere yerleştirmesi sonucu oluşan bir aynı cins yığılmasıymış bu durum. Peki dolmamış yerleri hiç erkeklerin tercih etmemesi biraz şüpheli değil mi, oraları tamamen boş muydu da sadece kadın cinsi vardı? Dolmamış dendiğine göre demek ki önceden tercih edenler vardı, onların da herhalde tesadüfen hepsi kız olamaz değil mi? Adına da pozitif ayrımcılık demişler kızların ilk tercihlerine göre atandıkları için. Tesadüfe bakın ki ilk tercihler bile böyle bir yığılmaya sebep olmuş. Daha önceki yıllarda da olan benzer durumun, bundan sonra olmaması için çalışmalara başlanmış. Bundan önce olup da önlem alınmadıysa, bundan sonra daha çok olacaktır bu haremlik-selamlık durumu hiç şüpheniz olmasın!
Erkekleri-erkekliği iktidara oturt, diğerlerini ikinci sınıf olarak mahremiyet zindanına hapset, sonra da erkekliğin gücü adına merhamet eyle, aynı düşünceye sahip kanaat önderlerinle androjeni azanları yatıştırmaya çalış. Androjen hormonunun artması falan bahane. Verilen cesaretten alınan "Dünyayı ben yarattım, dünyanın tek hakimi benim, diğerleri de benim emrime amade olmalıdır" gücünü kaybetme korkusunun şiddetle, cinayetle baskı yapma halidir bu resmen. Ama bunu göremeyenler bu kadar körmü de haremin gönüllü kurbanları oluyorlar? Laik bir şekilde okumak istemeyenlerin heteroseksizmin fedaileri olduğundan şüpheniz var mı hala? Erkekliğin egemenliği altında yaşayan diğerleri kendilerini erkeklerle eşit görüyorlar mı acaba? Görselerdi bu dengesizlik, bu eşitsizlik olmazdı zaten.
İlahiyatçının "Dekolte giyen kadın tecavüzü göze alır" sözleri de YÖK'ün incelemesinin tamamlanması sonucu kurumca, "akademik ifade özgürlüğü" kapsamında değerlendirilerek soruşturma açılmasına gerek duyulmamış, bu ifadelerin ilahiyatçının kendisini bağlayacağı söylenmiş. E zaten öyle olmuyor mu? Heteroseksizm istediğini söylüyor-istediğini yapıyor, söyleyenin-yapanın söyledikleri-yaptıkları yanına kar kalıyor ama heteroseksizm karşıtı düşünce ve davranışlar erkekliğe karşı tahrik bahanesi olarak kullanılmaktan hiç utanılmıyor. Bu da heteroseksizmin çelişkisinin doğallığından kaynaklanıyor olsa gerek.
"Besle kargayı oysun gözünü" sözünde olduğu gibi, bu yapılanlara sessiz kalarak besleyin heteroseksizmi, daha çok baskı altına alsın sizi. Arap ülkelerindeki gibi yıllarca ağır baskı altında yaşama dönemine girip, özgürlükler hepten kısıtlandıktan sonra mı aklınız başına gelecek? Orhan Pamuk'un da dediği gibi değişim birdenbire gelirmiş ağır baskılardan sonra ama, geriye gidip ani değişim-özgürlük yaşamak yerine elimizdekileri bir adım daha ileri götürmek varken iki geri bir ileri yapıp yerinde saymanın alemi var mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder