Blogspot, bugün kesintisiz girebildiğime göre resmen açıldı galiba. Gerçi ara-ara girilebiliyordum ve bu süre zarfında yazmaya devam ettim.
Blog tanımım yoktu ve sesimizin kısılmasına ithafen "Söyleyeceklerim içimde kalmasın" demiştim. Keşke söyleyeceklerimiz eşitsizliğe, ayrımcılığa, baskılara karşı olmasaydı, politikamız da estetik bir şekilde sanata dair yaratıcılıkla ilgili olsaydı. Rahat ve huzur gerçekten insan olan insana da batar mı, mutlaka bir hır-gür çıkarır mı dersiniz?
17. ve 18. yüzyılda Batı'da yaşanan Aydınlanma döneminin Türkiye'de yaşanmamasına bağlar uzmanlar Türkiye'nin bilgi toplumu olamamasını. Biz bu dönemi hiç yaşayamayacak mıyız, yaşamadığımız sürece hep şiddetin, baskının erkek egemenliğinin hegemonyasına mahkum mu olacağız?
Sosyoloji dersinde aydınlanmanın temel ilkelerini 10 maddede toplamışlar. Bunu burada ifade etmeden duramayacağım:
1.Akılsallık, 2.Deneysellik, 3.Bilim, 4.Nedensellik, 5.İlerleme, 6.Bireycilik, 7.Hoşgörü, 8.Özgürlük, 9.Eşitlik, 10.Sekülarizm
Biz bunların neredeyse hiçbirini uygulayamıyoruz, uyguladıklarımızı da çıkarımıza göre uyduruyoruz.
İletişim çağındayız ama biz iletişimi hala kötü amaçlı kulanıyoruz, alanının dışında kullandığımız için hiçbir faydası da yok dolayısıyla. En basit örnek internetin genellikle arkadaşlık siteleri için kullanılması. Bildiklerini, öğrendiklerini paylaşmak için çabalıyorsun ama beklenti bilginin dışında olduğu için, gidebileceği bir hedef de olmadığı için deli gibi kendi kendine tekrar yapmış oluyorsun. Adama "Kendimle, toplumla ilgili sorunlarım var." diyorum internette, "Demek toplu seksten hoşlanıyorsun." diyor bana. E ben ne anlatabilirim ki böyle bir duvarla karşı karşıyaysam, söyleyeceklerimin içinde kalmasını istemesem de.
Kaç gündür İbrahim Tatlıses'in vurulmasıyla meşgul gündemimiz. Haberlerde boşanmak isteyen bir kadının çalıştığı iş yerinde kocası tarafından vurulduğunu, ilk kurşunlardan kaçıp kurtulmasına rağmen sonraki kurşunlardan kurtulamadığını ve olay yerinde can verdiğini öğreniyorum. Buna benzer olaylar hergün oluyor ama buna sesli ve görsel olarak şahit olunca televizyonda da olsa, insanın içinde öfkesi kabarıyor heteroseksizme karşı ve "Bu mu sizin 'kadın ve erkek eşit değildir' anlayışınız." demekten kendimi alamıyorum, tutamıyorum.
İktidar eşitsizliği doğanın kanunu olarak kitlelere ilan ederse, toplum da bundan cesaret alır haklı olarak. Bir de erkeklerin "ötekilere" karşı işledikleri cinayetlerin önceki yıllara göre azaldığı iddia ediliyor "en yetkili" tarafından. Oysa istatistiki veriler bu cinayetlerin her geçen yıl arttığını söylüyor.
Blogspot açıldı, erkekler eşitsizliğini sergilemeye devam ediyor gururla ve "Fatmagülün ne suçu var?" ı izliyoruz ailecek! İzliyoruz, her şeyi izliyoruz, izlemeye devam ediyoruz, devam edecek gibiyiz de. Görevimiz reytingi arttırmak heteroseksizmin bir parçası olarak!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder